|

ABD’de askeri vesayet dönemi

Trump yönetimi asker kökenli yönetim kademesi ile dikkat çekiyor. ABD ordusunda kariyer yapmış isimler dış politika ve güvenlik alanlarında hakimiyet kurdu. Eski generallerin Trump yönetiminde etkinliği askeri vesayet iddialarına neden oluyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/04/2017 Cuma
Güncelleme: 07:49 - 7/04/2017 Cuma
Yeni Şafak
Pentagon stratejik konularda tek söz sahibi
Pentagon stratejik konularda tek söz sahibi

Donald Trump’ın ABD’nin 45. Başkanı olarak seçilmesi, ülkenin dış politika yapım sürecini derinden etkiledi. Trump, seçim sürecinde olduğu gibi başkanlık koltuğunda da yakın çalışma ekibini eski generallerden ya da güvenlik alanında çalışmış isimlerden seçti. CIA, İç Güvenlik Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Danışmanlığı gibi ülkenin savunma ve dış politika rotasını belirleyen kurumların başına eski generaller getirildi. Bu atamalar ABD’de güvenlik kurumları üzerindeki sivil egemenliğine darbe, askeri vesayet tartışmalarına neden oldu. Donald Trump’ın söz konusu atamalar ile hem tecrübesizliğini kapatmak istediği hem de halkın eğilimini dikkate aldığı uzmanlar tarafından iddia ediliyor. 2016 yılında yapılan bir Gallup araştırmasına göre, ABD’de halkın en güvendiği kurum, yüzde 73’lük onay oranı ile ordu.



65 YIL SONRA İLK

Trump kabinesi sahip olduğu asker kökenli yöneticiler ile adeta bir yıldızlar karması. CIA Başkanı Mike Pompeo Doğu Almanya sınırında komutanlık yapmış eski bir asker. Yine İç Güvenlik Bakanı John F. Kelly, emekli orgeneral. Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster tümgeneral rütbesine sahip. Savunma Bakanlı James Mattis de yine dört yıldızlı bir general.



Son olarak Şubat ayında Michael Flynn yerine Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine getirilen Tümgeneral H.R. McMaster’ın talebiyle, Trump’ın sivil baş stratejisti Steve Bannon'ın Ulusal Güvenlik Konseyi’ndeki görevine son verilmesi, Trump yönetimindeki asker etkisini bir kez daha gündeme getirdi. Değişiklikle McMaster’ın kendi ekibini kurmak istediği ve Trump’ın da buna onay verdiği belirtiliyor. Trump’ın, Savunma Bakanlığı (Pentagon) için önerdiği isim emekli Orgeneral James Mattis de tartışmalara neden oldu. Mattis, ABD ordusundan üç yıl önce emekli olmasına rağmen ABD yasalarında belirtilen bir kişinin Savunma Bakanlığı görevini yürütmesi için en az yedi sene önce ordudan ayrılma şartı yerine getirilmeden, görev için teklif edildi ve onay aldı. Mattis 65 yıl sonra Pentagon’un başına gelen ilk general kökenli isim oldu.


PENTAGON'UN ARTAN ETKİSİ

Beyaz Saray çevresinde artan asker varlığının en önemli etkisi, Obama döneminde kısıtlanan Pentagon’un harekat kabiliyetinin yeniden serbest kalması oldu. ABD Başkanı Trump, Pentagon’un operasyon yetkilerini misliyle geri kazandırırken, şu an rekor miktarda olan bütçesini de 54 milyar kadar artırdı. Buna karşın ABD Dışişleri Bakanlığı’nda hem personel hem de bütçe kısıtlamasına gidildi. Öyle ki, ABD’nin halihazırda 54 ülkede büyükelçisi bulunmamakta.

ASKERİ GÜCE İNANIYOR

ABD Başkanı Donald Trump’ın dış politika konularında sert gücü öne çıkaran tavrı da Pentagon’un etkisini artıran bir diğer önemli neden. Trump, ABD ordusunu bir tehdit ve pazarlık aracı olarak kullanıyor. Financial Times’a verdiği bir röportajda Trump’ın, eski Başkan Obama dönemine atfen, “ABD uzunca zaman konuştu ama bu bizi hiçbir yere ulaştırmadı” sözleri de ABD Başkanı’nın diplomasiden ziyade askeri güce inancını gösteriyor.

Avrupa Ortadoğu ve Uzakdoğu

Pentagon, Trump döneminde stratejik öneme sahip coğrafyalarda ABD dış ve güvenlik politikasının tek belirleyici konumuna yükseldi. Özellikle CENTCOM, Yemen, Suriye ve Irak politikalarında sazı eline aldı. Yine Uzakdoğu’da Çin Denizi, Kore Yarımadası ve Japon Denizindeki gerilimlerde Mattis ve generalleri söz sahibi konuma yükseldiler. Son olarak, Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner’in yanında ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile birlikte gerçekleştirdiği Bağdat ve Erbil ziyareti de, Trump’ın dışişlerinden çok Pentagon’a güvendiği yorumlarına neden oldu.

#ABD
#Donald Trump
#Askeri vesayet
7 yıl önce