|

'Referandum ekonomiyi canlandıracak'

Her yönden maruz kaldığı terör saldırıları, 15 Temmuz darbe girişimi ve uluslararası ekonomi kuruluşlarının boş girişimleri, Türk ekonomisine zarar veremedi. Uzmanlar, referandum sonrası ekonomide büyük bir atılım gerçekleyeceğini belirtiyor.

Yeni Şafak
17:04 - 10/03/2017 Cuma
Güncelleme: 12:22 - 17/03/2017 Cuma
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

İvme kaybı yaşamadan büyüme hızını arttıran Türk ekonomisi bugüne kadar pek çok saldırıya maruz kaldı. Türkiye'yi her yönden hedef alan saldırılara ilişkin çarpıcı bir analiz kaleme alan Suudi Arabistanlı yazar ve işadamı Mustafa Al-Habab şu ifadeleri kullandı:



Türkiye güvenlik ve ekonomik açıdan zor günler geçirdi. Arap Baharı ile başlayan ve Gezi olayları ile devam eden bu süreçte, uluslararası güçler, farklı yöntemler ve yollar kullanarak ülke istikrarını tehdit etmeye devam ediyor. Türk demokrasisini ve kalkınmasını ortadan kaldırmayı hedefleyen darbe girişiminin başladığı 15 Temmuz 2016 gecesi güneş batıncaya kadar olan olaylar ve operasyonlar dikkate alındığında; Türkiye için tehdidin darbe girişimi sabahına kadar varlığını sürdürdüğü ifade edilebilir.



"Türk ekonomisi ve turizmi hedef alındı"


Türkiye, ekonomisine ve turizmine darbe vurmayı hedefleyen pek çok girişime maruz kaldı. Bunların en önemlisi; 28 Haziran 2016 Salı günü gerçekleşen ve 43 kişinin yaşamını yitirdiği, 239 kişinin de yaralandığı İstanbul Atatürk Havalimanı'n da ki saldırıdır. 2013'den beri yaşanan bu menfur girişimler arasında Türkiye ekonomisine etkisi dikkate alındığında en büyük darbe vuran girişim havaalanı saldırısıdır. Saldırının yan etkileri olarak; ülke genelinde otel rezervasyonları iptal edildi; gayrimenkul satışlarında durağanlık yaşandı; yabancı yatırım şirketleri Türkiye'ye girişinde azalma meydana geldi.



Ancak tüm bu girişimlere rağmen Türkiye yaşanan darbe girişimin atlatılmasından sonra ekonomik olarak toparlanmaya başladı ve yatırım alanı hareketlilik kazandı. Ta ki Beşiktaş'ta yaşanan saldırıya kadar… 10 Aralık Cumartesi günü Vodafone Arena civarında yaşanan iki patlama neticesinde 36'sı emniyet mensubu 44 kişi hayatını kaybetti 155 kişi de yaralandı. Bu saldırıyı 2017 yılbaşı gecesi İstanbul'un en meşhur turistik mekânlarından biri olan Ortaköy'de özellikle Arap ve yabancı turistleri hedef alan saldırı takip etti.



Bu kısa giriş aslında Türk lirasının maruz kaldığı krizi temel sebebi gözler önüne seriyor. Sürece dikkatle bakıldığında, siyasal bir saldırı olduğunu görebiliyoruz.



"Bu bir komplodur…"


Türk lirasının değer kaybını ifade etmek için pek çok sebep bulunabilir. Kimilerine göre; Türkiye üzerine kurulan bu komploların en önemli sebebi ekonomik olarak ülkenin dar bir boğaza sokulma isteğidir.



Kerry başarısız olan bu darbe girişiminin ardından büyük ülkelerin Türkiye'yi ziyaret etmesine ön ayak olmadı. Ancak toplum içeresindeki konuşmalar bunun bir komplo olduğu yönündeydi. Peki, bu darbe girişiminin yabancı güçlerce desteklenmesinin makul sebebi ne olabilir. Bugün Türkiye konumuyla, ekonomik yükselişiyle, sanayi ve askeri alandaki ilerleyişi, devlet işleyişindeki yapısallığı ile büyük bir güç olma vizyonuna sahip.





Uluslararası Güçler ve Rekabet Türkiye'nin Yükselişini Seyretmeye Devam Edecek mi?



Türkiye'de olup biteni yakinen takip edenler bilir ki Türkiye fonksiyonel ve bağımlı bir devlet olması için çeşitli kampanyalara maruz kalıyor. Hongbing Song'un “Para Savaşları" kitabını okuyanların hatırlayacağı üzere dünyada olup bitenler görünenden farklıdır. Söz konusu kitapta Yahudi lobisinin döviz piyasasına nasıl hükmettiği, Yahudi bir ailenin Çin gibi büyük bir ülkeye nasıl darbe vurduğu anlatılıyor. Bu anlatılar ekonominin artık bir savaş aracı olduğunu gözler önüne seriyor.



Türkiye ekonomik teröre maruz kaldı


Batı uluslararası ekonomiyi sınıflandıran ve analiz eden en büyük kurumlara sahiptir. Bu kurumların bazıları ekonomiyi yönlendirmede önemli rol oynamaktadır. Bu etkinin son örneği Fitch Ratings Finansal Derecelendirme Hizmetleri kurumun Türkiye'de yatırımın tamamen durduğunu belirten açıklamalarının yanı sıra başka eleştirici açıklamalar da yapması ile yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere Türk yetkililer bu kurumlara beklenenin aksine sert çıktı ve bu yapılanı “ekonomik terör" olarak tanımladı. Erdoğan bu konuyla ilgili olarak

“Bomba taşıyanlarla dolar, euro taşıyanlar arasında hiç bir fark yoktur."

diyerek sürece olan tepkisini ortaya koydu.



Kalkınma Bakanı Lütfü Elvan konuşmasında:

“ Kredi derecelendirme alanında çalışan 4 firma var. Bunlardan sadece biri Türkiye'nin kredi notunu düşürdü, bunu da uydurma bir bahaneyle yapmış olması garip bir durum."

olarak ifade ederek, bu tür kurumlara karşı devletin temel yaklaşımını ortaya koydu.



"Referandum sonrası tarihi bir merhale başlayacak"


Türkiye Anayasası'nda gerçekleştirilen siyasi reformlar ve yasal mevzuatlarla da ki hukuksal dönüşüm ekonomik gelişmeler canlanmayı sağladı. Bu durumun rejimin istikrarı ile de ilgisi bulunmaktadır. Önümüzdeki günlerde başkanlık sistemi referandumunun yapılması neticesinde Türkiye yeni, tarihi bir merhaleye adım atacak. Sorunlarla dolu bir zaman diliminde ülke referandum sürecine girmiş bulunuyor. Bu durum kaçınılmaz olarak ekonomiye de etki ediyor.



Dolar çeteleri


Beklenmeyecek bir şekilde Türkiye'deki döviz büroları liranın düşüşüne dair bir korku yaymak suretiyle dolar stoku yapmayı hedefledi. Bunun sonucu yüksek miktarda alım ve satım yapan bazı döviz büroları üzerinden piyasalar manipüle edildi ve 60 döviz bürosu hakkında soruşturma başlatıldı. Tüm bunlar bizlere şu soruları sorduruyor… Dolar stoku yapıp bunları satmamakta amaç nedir? Türk lirasıyla pazarda zarar mı oluşturulmak isteniyor? Bu olayların arkasında kimler var?



Ekonomik seferberlik


Bölgede yaşanan güvenlik problemleri, siyasi gerginlik ve güçlükler uluslararası ekonomiyi zayıflatırken Türk ekonomisi 2016 yılının ilk çeyreğinde beklentileri aştı. Son çeyrekte ise düşüş yaşadı. Ancak Türk ekonomisi AB ülkeleri ve Ekonomi İşbirliği ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olarak yükselişini sürdürdü. Avrupa Komisyonu gelecek yıl (2018) Türk ekonomisinin yüzde 3.2 oranında büyüyeceğini tahmin etmektedir. Avrupa Birliği'nin beklentisi ise Euro bölgesi cari yılda beklenen yüzde 1.6 ve gelecek yıl 1.8 oranında büyümeyi gerçekleştirirse Türk ekonomisinin bu yıl 2.8 içerisinde oranında büyüme gerçekleştirmesi yönündedir. Komisyon raporu Euro bölgesinde iki yıl içerisinde beklenen ortalama büyümenin 1.8 oranında olduğuna işaret ediyor.



Tüm bu veriler Türk ekonomisinin gücünü, kolaylık kolay çökmeyeceğini gösteriyor. Türk hükümeti 2017 yılının sloganını “Ekonomik seferberlik" olarak belirledi. Yaşanan tüm zorluklar karşısında Türkiye'nin büyük bir ekonomi olarak kalması için devletin tüm sektörleri ve Türk toplumu teşvik edilmektedir. Bu seferberlik birçok hamleyle gerçekleşecektir:



  • 1. Yatırıma Teşvik Etmek ve Piyasaya Para Aktarımı Politikası
  • Bu yöntemle yabancı ve yatırımcıların vergilerine indirim yapıldı; bazı ürünlerden gümrük vergisi kaldırıldı. Vergi kaldırmaya örnek olarak Suudi Arabistan'dan hurma ithalatında vergi alınmamasını verebiliriz. Aynı şekilde çifte vatandaşlığın yasak olduğu bazı uyruklara sürekli ikamet hakkı verildiği gibi 1 milyon dolarlık gayrimenkulu olanlara da vatandaşlık imkânı verildi. Türkiye gayrimenkul piyasasında bir duraklama olmamasının bilakis artış görülmesinin sebebi budur. Bu piyasada 2016'da yıllık satış oranı % 4'e ulaşmıştır.
  • T.C. Maliye Bakanlığı 2017 Ocak ayı itibarıyla inşa edilecek gayrimenkullerde binanın yapımının tamamlanmasından başlamak üzere 5 yıllık geçici bir süre emlak vergisini kaldırdığını açıkladı. Bunun yanı sıra geçici olarak yatırım projelerinden inşaat projesi tamamlanana kadar toprak vergisi alınmayacağı çıkan yeni kanunlarla temin edildi. Ayrıca 150 km2'den büyük yapılar için %18 olan konut vergisi 2017 Mart ayına kadar %8 oranına çekildi.
  • Tüm bu adımlar 2016'da yatırım akışının devamlılığını sağlamayı hedefliyor. Yılın ilk çeyreğinde 3,6 milyar dolarlık bir yabancı yatırımı gerçekleşmesi adımların bekleneni karşıladığını gösteriyor. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı'nın sözlerine göre 2016'da Türkiye'ye yapılan küresel yatırımın %56'sı darbe girişiminden sonra oldu. Geçen yılın ilk 7 ayında yatırımların değeri 900 milyona ulaşmışken, sonrasındaki 5 aylık sürede ise bu değer ortalama 1 milyar162 milyon dolar olarak gerçekleşti.
  • 2. Pratik Tepki
  • Türkiye, altyapı geliştirme projelerini genişletme ve kalkınma planları kullanarak ülkeyi zayıflatmaya yönelik olarak çalışan bu gizli ekonomiye karşı bir mücadele içerisine girdi. 2017 yılı içerisinde yeni altyapı projeleri hazırlanması bu mücadelenin bir yüzünü ifade ediyor. Alt yapı planları yabancı yatırımcıları Türkiye'ye çekmek ve ülke yatırıma katkıda bulunmayı hedefliyor. Ayrıca bu planlar yeni istihdam alanları ve yerel insan gücünde verimliliğinin artışına yardımcı olma hedefini de taşımaktadır. 2017'de yeni yol, köprü, tünel ve enerji projeleri gibi dev yatırımların gündemde olduğu yetkililer tarafında duyuruldu.
  • 3. Türk Toplumunun Teyakkuzda Oluşu
  • Darbe girişimini takip eden herkesin ortak kanaati darbeyi başarısız kılan şeyin halkın bilinçli oluşu ve devletiyle kenetlenmesidir. Hükümet pek çok forumda halka hitap ederek bu krizi aşmaya yardımcı olması için dolarlarını bozdurup Türk lirasına çevirmesini istemesi hükümetin halkta olan bu bilince güvenini ifade etmektedir. Ufacık berber dükkânlarından emlak şirketlerine kadar her sektör bu konuda adeta yarışıyor. Hükümet gayrimenkul projelerini kolaylaştırmak için 20 yıla kadar prim imkânı sağladığını ilan etmesinin ardından gelen ilk iki haftada Emlak Konut 1500 daire satışı gerçekleştirdi.

Yukarıda bahsedilen gerçekler, Türkiye'nin ekonomi alanında bir komploya maruz kaldığının bir kaç delili sadece. Yaşananlar ne olursa olsun bizleri iyimserliğe davet ediyor. Türkiye için evvel emirde kurulabilecek cümle; oyunu uluslararası kurallara uygun olarak oynayan başarılı bir ekonomi ve kalkınma deneyimi gerçekleştiren Müslüman modeli olduğudur. Türkiye'de bu başarı uzun soluklu girişimler sonucu gerçekleşti ve gerek siyaset gerek ekonomi alanında ülkesinin hizmeti için çalışan, zorlukları aşan lider bir genç nesil yetişti. Rasyonel mantık bizlere bir sonraki aşamanın (başkanlık sistemine geçtikten sonra) Türk ekonomisinin istikrarı, büyümesi, kalkınma planlarını gerçekleştirmesi olduğunu söylüyor. Net olarak ifade etmek gerekir ki; dünya sıralamasında 17. sırada bulunan büyük bir ekonomi ülkesinin yıkılması mümkün değildir. Bütün bu girişimler Türkiye etkisi olmayan ufak sarsıntılardır.









#Türkiye
#Ekonomi
#Referandum
7 yıl önce