Başbakan Binali Yıldırım, Meclis'teki makam odasında basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Birinci turdaki oy ortalamasıyla uygun gidiyor. Güzel gidiyor.
Ben aşağı yukarı Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu'nun ne konuştuğunu bilemem ancak tahmin ediyorum. Devlet Bahçeli konuşacaklarının ipucunu kamuoyuna iki gün önce duyurdu. O çerçevede konuşma olmuştur herhalde. Sınırlı yansımalarda bunu doğruluyor herhalde…
Doğrusu bir taktik hamlenin, MHP seçmeni üzerinde etkisi olmaz. Böyle bir taktik hamle olacağı kanaatinde değilim. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu değişikliğe karşı olma anlamında demokratik kurallar içerisinde neler yapılabileceğini kendi tabanına göstermesi gayet doğal. Dikkat ederseniz ilk zamanlardaki sert söylemlerini daha bir demokratik şekilde dillendirmeye başladı. Bu iyi bir gelişme.
Gayet tabii herkes, her konuda anlaşamaz ama Meclis süreci tamamlandıktan sonra söylemler kampanyaya dönüşecek. Herkes derdini anlatacak. Bahçeli 'oyum evettir, referandumda da tutumum aynı olacak' dedi. AK Parti, MHP olarak meydanlarda anlatacağız. HDP ve CHP de aleyhte, karşı kampanya yapacaktır. Bu kampanyadaki ayrışmanın vatandaşın vereceği oyla bire bir örtüşeceğini düşünmüyorum. Toplumsal kutuplaşma ve husumete dönüşmesi söz konusu olmaz. Demokratik yollarla 19. kez anayasa değişikliği yapıyoruz. Yönetim şeklinde köklü bir değişiklik getiriyor. Ufak tefek şeyleri dışarıda tutarsak, gayet demokratik sınırlar içerisinde geçti.
Danışmanım İhsan Durdu'yu devir teslim töreni için davet ettiler.
Verdiği mesajlar öyle, bekleyelim, vaziyeti görelim. Ama mesajları olumsuz değil. Tarzın değişeceğini düşünüyorum. ABD yönetiminin Suriye, Irak politikalarındaki olumsuz tutumunun değişeceğini düşünüyorum. Bölgedeki varlığının etkisizleştiğini söylüyorlar. Bu bölgedeki gelecek politikalarda, Türkiye ile daha yakın çalışacağını söylüyor. Bunlar güzel şeyler.
Soruşturma devam ediyor, bunun için şu anda erken. Emniyet güçlerimiz yakalanan teröristi konuşturmaya çalışıyorlar.
Bir takım şeyler var. FETÖ'cüler bunu, El Nusra'nın yaptığını göstermeye çalışıyor. Ama ilk günden El Nusra açıklama ile bunu yalanladı. FETÖ'cülerin bu işten sıyrılma gayreti var.
Öyle gizemli laflar ediyor. Şifreli konuşmayı seviyor.
Yeni ABD yönetiminin, Türkiye ile ilişkilerini düzeltmesi için üç somut adım atması gerekiyor. Birincisi, FETÖ elebaşını bize iade etmesi lazım. Hukuki süreci hızlandırmalı. İkincisi, PYD, YPG ile işbirliğini, silah vererek desteklemeyi bırakması lazım. Bir terör örgütü ile bir diğer terör örgütü yok edilemez. ABD yıllardır NATO'da ortağımız. Terörle mücadele yapacaksa yanlış muhataplarla yapmamalı, Türkiye ile yapması lazım. Yeni yönetimin bu düşüncede olduğunu işitiyoruz. Üçüncüsü, Türk halkının ABD konusunda çok olumsuz bir algısı var. 15 Temmuz'da derinleşen bu olumsuz algıyı düzeltmek için gözle görülür adımlar bekliyoruz.
PYD konusunda gök kubbede söylenecek ne kadar laf varsa söyledik. Artık bilemiyoruz diyecek halleri yok. ABD son zamanlarda Fırat Kalkanı ve DEAŞ ile mücadele konusunda daha olumlu yaklaşıyor. Türkiye, Rusya ve kısmen İran'ın aldığı inisiyatifi desteklemek konusunda bizimle birlikte hareket etmek istiyorlar. Bu da önemli bir şey.
Rusya ile kapsamlı askeri angajman sayılacak anlaşma yaptık. Hava harekâtları için, tatsız bir olay yaşanmasın diye. Diğer koalisyon ülkeleri ve ABD için de benzer çalışmalar yapılıyor.
Ben anketleri kendim yaparsam inanırım.
Bir sıkıntı yok.
İşin ekonomik boyutunda bir şey olursa farklılık nasıl giderilir, detayları olacak. Şu anda birbirlerini yokluyorlar. Kim ne kadar isteyecek? Olgunlaşma olursa, görüşmeler daha üst düzeye taşınır. Bizim görüşümüz çok net. Kıbrıs'ta eskiye dönülmemesi için Türkiye'nin etkin garantisi ve güvenlik konusu tartışma dışındadır. Yönetimin adil olması, topluluklarının haklarının teminat altına alınması, dörtlü özgürlüğün sağlanması. Bu anlaşma sağlandığı zaman Türkiye, Kıbrıs bakımından AB'ye girmiş gibi muamele görmeli.
Terörle mücadele birinci önceliğimiz. Asimetrik saldırılara karşı tedbirlerimizi alacağız, alıyoruz. Daha da sıkılaştırarak alacağız.
Tehdit her yerde var. Hiçbir ülke güvenli değil. Avrupa'dakilerin rahat mı olduğunu düşünüyorsunuz?
Bunları konuşmadık, konuşmadığımız bir şey hakkında fikir yürütmemiz olmaz.
Bu şartları kullananlar oluyor. Maksatlı operasyon çekenler FETÖ'cüler, PKK. 'Türkiye'de güvenlik yok, hukukta sorun var, gelmeyin, gitmeyin, yatırım yapmayın' gibi söylemlerde bulunuluyor. Merkez Bankamız konusuna hakimdir. Elindeki araçlarla gereken tedbirleri alır, almaya da devam ediyor. Türk ekonomisinin temelleri, makroekonomik göstergeleri sağlamdır, dalgalanmalar gelip geçicidir. Biz hükümet olarak gereken tedbirleri alıyoruz. Aşırı kur farkından kaynaklanan olumsuzlukları gidermeye yönelik tedbir alıyoruz.
Çok önemli ve zor bir soru. Bu soru ile karşı karşıya kalacağız. Türkiye gündeminin şu anda iki konusu var. Terör ve ekonomi. Sıralama yaparsak bazen biri, bazen biri öne çıkıyor. Nihai kertede, terörün ülkemiz için ekonomimizden çok daha hassasiyet arz ettiğini görüyorum. Vatandaş da bunu görüyor. Devlet terörle mücadele ediyor. Vatandaş görüyor. Terörle mücadeleye destek yüksek. Bu destek, verdiğimiz mücadelenin anlamlı ve yerinde olduğunu gösteriyor. Orta ve uzun vadede, Türkiye'nin terörle mücadelede gücüne güç katacak. Bir değişiklik, istikrar ve güçlü bir yönetim olacak. Zamanı etkin kullanacak.
Ekonomideki dalgalanma konjonktürel. Dünyada da belirsizlikler var. Avrupalılar hazırdan yiyorlar, istirahatteler. Büyüme yok, eksi düzeyde. Birkaç ülkede seçim olacak. 2017 bakımından durgunluk buralarda devam edecek. Tabii ki bu durum, Türkiye'yi de etkileyecek. ABD, 8 Kasım'dan beri dünyanın hesaplarını bozdu. Dolar tırmandı, gelişmekte olan ülkeler etkilendi. Bizim ilave risklerimizi koyarsak bu dalgalanmanın normal izahı var. Darbe girişimi yaşandı. PKK, uzantıları DEAŞ ve FETÖ ile mücadeleyi yürütüyoruz. Aynı anda bu kadar örgütle mücadele yapan başka bir ülke yok. Her türlü olumsuzluğa rağmen, makroekonomik göstergeler açısından, Türkiye birçok ülkeye göre daha sağlam.