|

'Akif Emre adam gibi adam olan bir İslamcıydı'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Ömer Lekesiz köşesinde 'Akif Emre’ye rahmet' başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yusuf Kaplan, Hayrettin Karaman, Hasan Öztürk ve Hatice Karahan da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:43 - 26/05/2017 Cuma
Güncelleme: 08:53 - 26/05/2017 Cuma
Yeni Şafak
Yusuf Kaplan, Hatice Karahan​, Hayrettin Karaman, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz.
Yusuf Kaplan, Hatice Karahan​, Hayrettin Karaman, Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz.

Ömer Lekesiz, Yusuf Kaplan, Hayrettin Karaman, Hasan Öztürk ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Birçok mümtaz İslamcının yalnızlığından bir pay vardı

Ani vefat haberleri bir bıçak gibi kesiverirler hayatın akışını; bir elmayı ikiye bölercesine gündelik seyri iki bölerken, varlık ve yokluk, beka ve fena, dünya ve ahiret gerçeklikleri arasından inanç ile şüphenin kısa süreli bir çelişkini üretirler.Şeyh San'an Tepesi'nden Tiflis'i seyrederken, Akif Emre'nin ani vefat haberini aldığımda, ben de bu duruma maruz kaldım; aynı bölünmeye ve aynı çelişkiye...Haber, kavram, çelişki dediğimiz nedir ki, hepsinin bir ayetlik canı var. “Biz zaten Allah'a kulluk için varız, elbette O'na döneceğiz” der demez hepsini bitiririz. Ama ecel bıçağının acısı kolay bitmez çünkü o fıtratımıza bitişiktir; acı bizim içindir ve hatta bizi insan kılan şeylerin ilkidir.Bundan olmalı ki, Endülüs'ün, Filistin'in, Balkanlar'ın, Afganistan'ın... kısaca yitirilmiş beldelerin yollarına düşmeden önce, kapısını çalarak mahzun coğrafyanın ilk dersini aldığım Akif Emre'nin vefat haberini yine böyle bir beldede öğrenmiş olmayı kaderin bir cilvesi sayarak kendi içimde makulleştirmeye çalışsam da bunu başaramadım. Çünkü Akif Emre yitirilmiş beldelerin benim kuşağımdaki ilk iz sürücüsü olmanın ötesine geçip, adını benim zihnimde oralarla bütünleştirivermişti.

Üç Akif Emre vardı...

Akif Emre, ölümüyle bize ders verdi, gitti bu dünyadan...Hiçbir zaman makama, mevkiye, paraya, pula tenezzül etmedi.Dünyayı, dünyanın ayartıcı nimetlerini elinin tersiyle itmekte bir ân bile tereddüt etmedi.Çürüme ve bozulma zamanlarında, iyi bir Müslüman olarak yaşama mücadelesinin nasıl verilebileceğini, esen rüzgârların, fırtınaların önünde savrulmadan nasıl dimdik durulabileceğini ve umut olunabileceğini bizzat kendi hayatında gösterdi.Siyasanın ve piyasanın peşinden koşturmadı, yalnızca hakikatin izini sürdü. Geçici olanın ayartısına kaptırmadı kendisini; o yüzden istikametini yitirmedi; zorlu, yorucu ama ülkemizin, medeniyet coğrafyamızın ve insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyacını hissettiği hakikatin yeniden hayatımız olması için nefes alıp.. verdi.Allah (cc) rahmetiyle muamele etsin. Efendimizin (sav) Livaü'l-Hamd sancağı altında toplanmayı ihsan etsin.

Ticaret yapmazlar, ortaklık yapmazlar

Mevcut faizci bankalar “gelin biz de size katılım bankalarının yaptığı işlemleri yapalım” diyorlarmış. Bu hem aldatmacadır hem de sakıncalıdır.Aldatmacadır; çünkü faizci bankalar faizle kredi verirler; ticaret yapmazlar, ortaklık yapmazlar.Sakıncalıdır; çünkü faizi haram bilen Müslümanların hassasiyetlerini aşındırırlar, haram iş yapan binalarına girip çıkmalarına, yüz göz olmalarına, sebep olurlar. Müslüman, haram işleyen bir kimsenin yüzüne gülmez.Bir de “pencere tekâfül sigortacılığı” çıktı.Neymiş?Mevcut kanuna göre primli, ticari, bizim sistemimize aykırı sigortacılık yapan kurumların bir kanunu vardır; bu kanuna göre sigortacı şirket, topladığı primlerin sahibi (maliki) olur, bu primlerle bunu ödeyen sigortalının bir alakası kalmaz. Buna karşılık olarak sigortacı, sigortalının belli risklerini karşılamayı yüklenir. Topladığı parayı istediği gibi kullanır, bu paradan para kazanır ve kazancı kendinin olur. Ayrıca kendi riskini azaltmak için yine onun gibi çalışan reasürans şirketlerine sigortalılarını sigorta ettirir.

Çok daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız

Bir tuzağı daha önce burada birkaç kez yazmıştım. Tuzağı kuranlar “poker suratlılar"dı. Yani FETÖ'nün “itirafçı" maskesi takmış poker suratlı elemanlarıydı. Tuzaksa, “itiraf" adı altında verilen ifadelerin arasına serpiştirilen ve sonradan FETÖ yargılamalarını “sulandırma", “yönlendirme" başka bir noktaya evirme hamlesiydi.POKER SURATLILARIN İTİRAFÇI OYUNU KISMEN BOZULDU AMA…Eski HSYK 1. Dairesi Başkanı İbrahim Okur, Başkanvekili Ahmet Hamsici gibilerin yaptığı buydu.Bu köşede “Sakın bu poker suratlıların ifadeleri üzerinden iddianame hazırlamayın, diğer delilleri ve ifadeleri önceleyin"diye birkaç kez uyardım.Mesela İbrahim Okur isimli FETÖ'cü, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon soruşturmaları sırasında tutuklanmasından dönemin Başbakanı Erdoğan'ın haberinin olduğunu ima eden ifadeyi “itiraflar"ında araya sıkıştırıvermişti. Allah'tan olayın birebir tanığı Ahmet Kekeç Star'da konuyu izah etmiş, kesinlikle Cumhurbaşkanımıza iftira atıldığını yazmıştı.

Barış temalı kur

Roma'dan selamlar... Çarşamba günü buraya bir konferans için vardığımda, şehirden hızlı bir Trump rüzgârı esip geçmişti. ABD Başkanı'nın günübirlik ziyaretinin, aşırı güvenlik önlemleri ve trafik düzenlemeleri sayesinde ortalığın nizamını bozduğundan sızlananlar vardı. Öte yandan elbette ziyarete damga vuran Vatikan buluşmasının yankıları da sürmekte... Yarım saatlik Papa-Trump görüşmesinin önü arkası ekranlarda mercek altına alınırken, detaylar heyecanla tartışılıyor. Hatta hemen karşımdaki televizyonda dönen kanalda “buzlar eridi mi erimedi mi?” babında bir manşet çerçevesinde hararetli bir program var. Nitekim Trump'ın göçmenlerden iklim değişikliğine uzanan farklı alanlardaki bazı görüşlerinden, Papa'nın hoşlaşmadığı herkesçe malum.Bununla birlikte, söz konusu görüşmede uslu ve saygılı bir görünüm çizen Başkan'ın kısa günden yanına kar kalanı kimse tam olarak bilemiyor ancak dışarıya verilen mesaj “barış” çerçevesinde şekilleniyor.

#​Ömer Lekesiz
#Yusuf Kaplan
#Hayrettin Karaman
#Hasan Öztürk
#Hatice Karahan
7 yıl önce