Gaziantep Üniversitesi bünyesinde 2009 yılında açılan Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi, şehrin tarihini ve hafızasını kayıt altına alıyor... Dünya tarihinde yerini alan Zeugma'nın araştırmalarında önemli bir yere sahip olan; arkeolog ve müzeolog Yrd. Doç.Dr. Rifat Ergeç'in öncülüğündeki Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi, hem şehir kültürünü ortaya koyuyor hem de unutulan değerleri hatırlatarak kültür evrelerinden gelen sosyal hayatı, yaşam tarzını, el sanatlarını ve gündelik hayatı yansıtan koleksiyonları sunuyor. Kurulduğu günden beri Gazintep Üniversitesi'nin bir birimi gibi faaliyet gösteren müze, okulun farklı birimleri tarafından kullanılıyor. Bu bakımdan da Yaşayan Müze niteliğinde.
Tüm bu süreçte müzede yapılan çalışmaların ve yer verilen eserlerin kalıcı olması için bir de "Müze Katoloğu" basıldı. İpekyolu Kalkınma Ajansı'nın ve rektörlüğün desteğiyle basılan kitap, şehrin hafızası için oldukça önemli bir yere sahip. Katalog sayesinde müzedeki eserlerin envanteri sağlamlaşacak, bilgiler tek bir yerde toplanacak ve başka şehirlerdeki araştırmacılara referans teşkil edecek. Antep şehrinin tarihçesiyle başlayan kitap, milattan önce 6 binden, bugüne değin şehrin dönüm noktalarını, kronolojik bir şekilde okurla paylaşıyor. Ardından müze hakkında bilgi veren kitapta, eserlerin toplanışı hakkında bilgi veriliyor. Bu eserler müzeye, kazılardan, satın alınarak, hibe edilerek kazandırılmış.
Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep Tarih Müzesi kataloğu, farklı jeolojik devirlerden kalan kalıntılara yer vererek okuru selamlıyor. Arkeolojik bulguları, eski bir Antep Evi'nin günlük hayatında neler yaşandığını gözler önüne seren objeler izliyor. Bu parçalar arasında gramofon, kollu dikiş makinesi, kahve makinesi, posta mühürü, kitabeli pano, kömür ütüsü gibi parçalar yer alıyor. Aynı zamanda günlük yaşamda "nazara karşı" kullanılan buhurdanlık, bebek başlığı, üzerlik askısı ve nazar boncukları da günlük yaşamdan kesitleri sunan objeler arasında.
Gaziantep'in olmazsa olmazı elbette bakırcılık ve mutfak kültürü... El işçiliğiyle göz dolduran ürünler, lezzette sınır tanımayan yemekler de müzedeki yerini elbette alıyor. Süzgeçli kap, işlemeli tas, ayran kaşıkları, kil leğeni, kaymak sahanı, kitabeli yeniçeri tasları esteğiyle ön plana çıkıyor. Antep işi malzemeleri de unutmayalım. Son derece ince zevkin ve sabırlı çalışmaların sonucu olarak yöreye özgü nakışlardan oluşan, Antep işi tel çekim örnekleri, kaneviçeler, ayna örtüsü, mendil, namaz dolağı, gömlek, parça bohça, yordan yüzü gibi el emeği göz nuru parçaları da bu objeler arasındaki yerini alıyor.
Kurtuluş Savaşı'mızın önde gelen şehirlerinden, gösterdiği kahramanlıkla "Gazi" ünvanına sahip olan Antep'i anınca harpten izleri de görüyoruz. Bu kapsamda savaş döneminden kalan objeler de bir şehrin kahramanlıklarıyla birlikte nasıl "Gazi" unvanı aldığını gözler önüne seriyor. Müzenin harp araç ve gereçleri bölümünde Türk askeri palaska tokası, top mermisi, mahkum prangası, çakmaklı tabanca yer alıyor. Müze, üniversite öğrencilerini, ziyaretçileri ve araştırmacıları bu derya deniz hazineyi keşif için bekliyor.
