|

Bak ben mükemmel anne oldum

Annelik artık eskisi gibi değil. Geleneksel yöntemlerden çok uzakta, sosyal medya ile entegre biçimde çocuk yetiştirmeye başladık. Ama bizim örnek aldığımız ve sayıları her geçen gün hızla artan İnstagram’daki ‘mükemmel çocuk ve anne’ görüntüleri peki ne kadar gerçek?

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/04/2017 الأحد
Güncelleme: 09:23 - 30/04/2017 الأحد
Yeni Şafak
​Bak ben mükemmel anne oldum
​Bak ben mükemmel anne oldum

Sosyal medyanın hayatımıza girmesi ‘anneliğimiz’i de değiştirdi. Genç anneler artık etkinliklerle, organik ürünlerle, montessori ile yatıp kalkıyor. Bir yandan çocuğu için daha iyi bir dünya kurmaya çabalarken, bir yandan da kendilerine pazarlananlara adapte olmaya, buna uygun yaşamaya çalışıyor. ‘Pazarlanan’ diyorum çünkü ‘anneler’ artık ciddi bir pazar demek. Çünkü bilinçli annelik hamilelik sürecinizle, yediğiniz, içtiğiniz, sporunuz, alışverişinizle başlıyor. En doğru kanguruyu, en hafif ve pratik bebek arabasını, en organik ürünleri evinize doldurmanızla ilerleyen bir süreçten bahsediyoruz... Ardından yapmanız gereken ise bir Instagram hesabı açıp, ‘fenomen’ anneleri takip etmek. Şansınız varsa, biraz da üstüne düşerseniz sizde ufak çaplı bir fenomen olarak annelik macerasına devam edebilirsiniz. Yeter ki birkaç etkinlik, biraz BLW, biraz montessori, biraz da evinizde ne çok eğlence olduğunu paylaşın. Sonra gelsin takipçiler, gitsin beğeniler…

SOSYAL MEDYADAKİ İLK NESİL

Aslında sosyal medya kullanıcısı olan nesil ilk defa anne oluyor. Dolayısıyla biz de ‘social mom’ları ilk defa gözlemliyoruz. Yani geleneksel bir annelik yerine, modernize edilmiş anneliğinin ilk versiyonu bu. Pek tabi her konuda olduğu gibi sosyal medyanın anneliğe de olumlu ve olumsuz katkıları var. Çoğu sorunun cevabını bu sayfalarda bulabiliyorsunuz. Çocuğunuzu daha iyi yetiştirmek için pek çok ipucu önünüze serilebiliyor. Dahası “ben bu işi beceremiyorum” dediğiniz her anda aslında yalnız olmadığınızı fark edebiliyorsunuz. Güçlerini birleştiren anneler, tecrübelerini paylaşarak, oyun grupları oluşturarak, birbirlerine maddi-manevi yardımlarda bulunarak içinde bulundukları süreci daha keyifli yaşıyorlar. Tabi bunun yanında idealize edilmiş biçimde sunulan hayatların ruhunuzdaki yansımaları hayli çetin olabiliyor.

INSTAGRAM ÜZERİNDEN EBEVEYNLİK

Sosyal medyanın pek çok aracı, yapısı gereği kötü anılara değil, ‘güzel’ olana odaklanıyor. Annelere hitap eden hesaplarda da bunu çokça görüyoruz. Sürekli mutlu, düzenli, temiz evler, gülen çocuklar, zekasıyla şaşırtan bebeler... Fikir almak, biraz kafa dağıtmak için internette dolaşan yeni, genç ve tecrübesiz bir annenin bu görüntüler karşısında kendisini ‘eksik’ hissetmesi olağan. Geleneği, annelerinden gördükleri doğru kullanmayıp, çocuklarını farklı düşünceler, sistemler eşliğinde büyüten genç nesil kendini tam anlamıyla ‘yetersiz’ görmeye başlıyor. “Çocuğuma nasıl daha fazla yararlı olabilirim?” sorusu, çözümsüz kalınca umutsuzluğu beraberinde getirebiliyor.

Oysa görünenler ve gerçekler birbirinden çok farklı. Sürekli çocuklarının yaptığı olağanüstü etkinliklerden bahseden bir kitle ile karşı karşıyasınız. Sizin evleriniz ise kirli, bebeğiniz kusmuklu, etkinlik falan yapmak da istemiyor. Filancanınki çatır çatır konuşurken, sizinki çat pat 2-3 kelime ediyor. Veya biri düz duvara tırmanırken, diğeri henüz ayağa bile kalkamamış... Oyunlara, koşmalara, zıplamalara ayıracak enerjiniz de kısıtlı. Şüphesiz bunların hiçbiri sizi Instagram’daki annelerden daha az ilgili veya daha az mükemmel yapmaz. Mesele sosyal medyanın nasıl bir alan olduğunu kavrayabilmemizden geçiyor. Hayatın sunduklarını en iyi şekilde değerlendirmeye çabalamak zaten herkesi mükemmel bir anne yapmaya yetip artıyor bile.


Sosyal medya sadece vitrin
Merve Gülcemal-Oyuncuanne

Merve Gülcemal, iki oğluyla birlikte yaşadıklarını, keşfettiklerini, bazen sınırlarını bazen mutluluklarını sosyal medya üzerinden annelerle paylaşan isimlerden biri. Gülcemal, çocuklarıyla oynadığı sayısız oyunu takipçileriyle paylaşarak onların annelik serüvenine katkıda bulunuyor. Gülcemal, “Paylaşmak’ kelimesini nasıl anladığımızla alakalı aslında her şey” diyor ve şunları söylüyor: “Paylaşmak, fenomen olmak, prestij sahibi olmak, bol takipçili olmak adına yapılan ve genellikle bağımlılık derecesinde günlük hayatı sekteye uğratan bir eylem mi? Yoksa iyiyi, doğruyu, güzeli paylaşmak ve hayrı tavsiye etmek için kullanılan bir araç mı? Maalesef, bilhassa Instagram’ın kullanımıyla birlikte paylaşım çılgınlığımız da başladı. Çocuğunun güzelliği üzerinden fenomen olma gayretinde olan anneler mi dersiniz, yoksa onlarla birlikte bugüne kadar oynamadığı oyunları, fotoğraflayabilmek adına oynayanlar mı? Tabi bir de bu paylaşımların, takipçi kitlesi üzerindeki etkileri var. Sürekli tozpembe, mutluluk yuvası, oyun evi görünümündeki evlerin, annelerin kendilerinden fersah fersah uzak olduğunu düşünüyorlar. Aslında burada olaya paylaşım yapanlar açısından da bakmak gerektiğini düşünüyorum. Evladımla kötü anılarımı paylaşmak istemem, zira hem olumsuz hisler toplumca çabuk normalleşir ve çabuk yayılır. Hem de o çocuğun bir geleceği olacak, üzücü anlarının paylaşılmış olması onu incitmez mi? İşin esprisi olarak bir de şu nokta var tabi; yarın öbürgün damat adayları bile sosyal medya merceği ile seçilecekken, ‘oo bu fena bir evlatmış, buna kız verilir mi yahu?’ demezler mi? Yine de ara ara, evimin kiri pası, dağınıklığı, yılgınlığım, yorgunluğum, sesimin kaç oktava kadar yükseldiği ve tüm bunların aşırıya kaçmadıkça, gayet insani olduğunu vurgulamaya çalışıyorum kendi paylaşımlarımda. Annelerin takip ederken; burasının bir vitrin olduğunu unutmaması gerek anlayacağınız.

Teknoloji anneliğinde
‘an’ önemlidir
MERVE GÖKDERE-
FİKİRBAZANNE

Merve Gökdere, kızı Mercan’ı yetiştirirken bir yandan da deneyimlerini sosyal medya aracılığıyla paylaşan bir anne ve eğitmen. Instagram’daki bilinen adı ise ‘Fikirbazanne’. Gökdere, yaşadığımız devir gereği teknolojiyle hayli içli dışlı olduğumuzu, bunun anneliğimizi de etki altına aldığını söylüyor: “Devir teknoloji devri. Haliyle yaşam tarzımızı da git gide buna uyumlu hale getirdik ve bir şekilde teknolojiye bağlı yaşamaya başladık. Mesela anne olacağı müjdesini alan kadınların hemen sosyal medyadaki duruşu değişiyor: Tabi bunun yanında ilgi alanları da baştan şekilleniyor; bebek giyim, çocuk odası, beslenme, blogger anneleri takip vs. Hamilelik döneminden başlayan bu sektör bizi sarıyor hemen. Bebek doğduktan sonra da aynı şekilde fotoğraflar, günlük tutma, alış veriş derken annelerin her fırsatta kendini bulduğu bir kaçış noktası oluyor internet. Aklına takılan ne varsa cevabı forumlarda aramaya başlıyoruz. Evet, sosyal medyadaki bütün bebekler mutlu; anneler mükemmel görünüyor. Ama bunların sadece “an”lardan ibaret olduğunu asla unutmamak gerek. Her çocuğun gelişim özellikleri, karakteri kendine özeldir. Kıyaslama yapmadan; çocuktaki potansiyele odaklanmak ve birlikte uyumu yakalamaya çalışmak çocuk gelişiminde çok önemlidir. Ayrıca anneler de aynı bizlerin yaşadıklarını yaşıyorlar; onlar da uykusuz, onlar da gergin..Sadece bunu fotoğraflara yansıtmıyorlar... Sonuç olarak elimizdeki bu imkanlardan en faydalı şekilde yararlanmak, yine bizlerin elinde. Geleneklerden kopmadan, teknolojiye ayak uydurmak mümkün.

Anneler olduğu gibi güzel

Sosyal medyanın önümüze koyduğu mükemmel hayatların sadece ‘fotoğraflamak’ adına oluşturulan enstantaneler olduğunun farkındayız. İş anneliğe gelince de bu adet değişmiyor. Fotoğraflamak için temizlenen, parlatılan, süslenen alanlarda mükemmel bir evcilik oyunu oluşturmak... Bu ‘fenomen anneler’in sunduklarıyla değil, onları taklit etmeye çalışırken kendini gereğinden fazla zorlayan annelerle ilgili bir sorun. Evinizin her zaman tertemiz olmasına gerek yok, azami bir hijyen de yeterli. Boyama yapılmıyorsa, boya yere de dökülebilir. Ama bu dert değil, ıslak mendil diye bir şey var. Çocuğunuz yemek yemiyor, her seferinde ağıza tıkıştırıyorsanız, bırakın yaşıtlarından biraz zayıf kalsın. Kitap okunmuyor aslında paramparça ediliyorsa da sakin olun, çocuğun ince motor kasları gelişsin. Instagram’daki sayısız görüntü bunun tersini söylüyor, evet. Ama gerçek annelerin, gerçek olmayan bir görüntüyle karşılaştığında bunu ayırt edebilmesi gerekiyor. Veya da şunu diyebilmesi: Biz de böyle güzeliz!

Her çocuğun gelişim sürecinin kendine has olduğu bilimsel bir gerçek. El sallaması, konuşması, yürümesi gecikti diye üzülmek, boya kalemleriyle değil, toprakla, çakılla ilgileniyor diye dertlenmek hekimlerce teşhis edilmiş bir sorun yoksa sadece evhamdan ibaret. Bu evham ve sorular, içgüdüsel anneliğin, yani ‘tek bakışla çocuğunun canının sıkıldığını veya normal olduğunu anlayabilen’ o eşsiz annelik hislerinin önüne geçiyor. Oysa bir anne, zaten her şeyi hissedebilir.



#Annelik
#Sosyal medya
٪d سنوات قبل