Rol teklifi geldiğinde çok mutlu oldum. Daha önce 'Terkedilmiş' adında bir dram filminde oynamıştım. Orada da Suriyeli mülteci kadını canlandırmıştım. Zaten neler yaşadıkları ve hissettikleri hakkında fikrim vardı. Kadın suriyeli göçmenlerle görüştüm o süreçte.
Onların gözlerinden çok etkilendim. Bazıları bomboş bakıyordu bazıları ise üzgün. Pozitif bir şey yoktu. O acıyı gerçekte yaşamayan insan onu hiçbir zaman anlayamaz. Ben ne kadar konuşsam da araştırsam da hiçbir zaman mülteci olmadım. Hep savaş halinde olmak, önyargı tarafında olmak çok zor. Bu onların seçimi değil. Mecburiyetleri beni çok etkiledi. Seçimleri yok. Tek seçimleri ülkelerinde kalıp ya ölecekler ya da başka bir ülkeye kaçıp yaşamaya çalışacaksın. Onları gözlerimizle görmemiz gerekiyor. İnsanların bakışları boş. Bakışlarda hayat yok. Hepsi kaybolmuş halde. Her şeyi şansa bırakıyorlar.
Çift, savaştan sonra Avrupa'ya kaçış yolu arıyor ve hepimizin bildiği bir yolu buluyorlar. Hiç güvenliği olmayan bir lastik bota biniyorlar. Kadın yüzme bilmiyor. Yola çıktıktan 1 gün önce yüzme öğreniyor. Kocası da eğer kendisine bir şey olursa hayatını kurtarabilsin diye ona yüzme öğretiyor. Burada bir önyargıyı da kırmış oluyoruz. Suriye gibi ülkelerde Müslüman kadınlar hep düşük gösteriliyor. Ama tam tersi. Güçlü kadınlarımız var. Bunu Avrupa'ya göstermek istedik.
Bu gerçek bir hikayeden esinlendi ve bu zamana kadar bot hikayesi hiç çekilmedi. Kadının mücadelesini beyazperdeye aktaran olmadı. Bir durum var ve yüzmeyi bilmeyen bir kadın bu durumdan nasıl çıkacak? Önemli olan bu. Derin mesajlar var. Eminim insanlara bu mesaj ulaşacaktır.
Çok zordu. Botla denize açıldık. 13-14 kişiydik. Yardımcı oyuncularımızda vardı. Denizin ortasındayız ve bot batıyor. Yüzmeyi çok iyi bildiğim halde botun battığı sahnede yüzmeyi bilmiyormuş gibi yapmam gerekiyordu. Suya kendimi bıraktım. Bilerek boğuldum. Öyle bir sahnede teknik kullanmak bana gerçekçi gelmedi. Çok fazla su yuttum. Kendimi nefessiz bıraktım ki suyun yüzeyine çıktığımda o yüz ifademi kameraya verebilmeliydim. Bir mülteci olmak çok farklı. Onları gerçek gözlerimizle görmemiz gerekiyor. İnsanların bakışları boş. Bakışlarda hayat yok. Hepsi kaybolmuş halde. İnsanların gözlerinden çok etkilenirim. Her şeyi şansa bırakıyorlar. Herkesin kendi ülkesinde meslekleri farklı olabilir. Yaş ilerledikten sonra yeni hayata başlamak daha zor.
Savaşta olduğumu düşündüm. Çünkü benimle sahil arasında çok mesafe vardı. Çok tuhaf şeyler geçirdim kafamdan. Ben sadece yüzdüm. Kendimi tam olarak denize teslim ettim. O an çaresizliklerini anladım. Onların hissettiklerini hissettim. En kötü şey çaresizlik. Ben bu filmden para kazanacağım ve işim bitecek. Sonra başka proje gelecek. Benim hayatım sürekli değişiyor. Fakat onların hayatında hiçbir şey değişmiyor. Umudun kaybedilmesi çok kötü bir şey.
Ben onlar oldum. Filmde de olsa onlara ait kişi oldum. Filmlerden sonra hassasiyetim daha da arttı. Yine de hassasiyet noktasında nötr kalmaya çalışıyorum. Tekrar güzel bir senaryo gelirse bir daha mülteci kadınını canlandırırım.