17 Ağustos 1999’da yaşanan ve son yüzyılın en büyük afeti olarak kayıtlara geçen Marmara Depremi ve deprem şehitleri 18. yıldönümünde unutulmadı. Depremin yakıp yıktığı Sakarya, Yalova ve Gölcük’te düzenlenen anma törenlerinde Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Depremin merkez üssü olan ve binlerce vatandaşın hayatını kaybettiği Kocaeli’nin Gölcük ilçesindeki anma töreni Kavaklı sahilindeki Deprem Anıtı önünde yapıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan anma, felaketin yaşandığı saat olan 03.02’deki saygı duruşuyla devam etti. Törene katılan Gölcüklüler, depremde yaşamını yitirenler anısına anıta çelenk bırakılmasının ardından dua edip denize karanfil bıraktı.
Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş etkinlikte yaptığı konuşmada, 18 yıl önce yaşanan “asrın felaketi”ne toplumun hazırlıksız yakalandığını belirterek, bunun sonucu büyük bir bedel ödendiğine dikkati çekti. İlçede yaklaşık 6 bin kişinin deprem şehidi olduğunu anlatan Ellibeş, bir o kadar insanın ise yaralandığını ve engelli kalanlar olduğunu belirtti. Ellibeş, şöyle devam etti: “Anma etkinliklerine ısrarla devam edeceğiz. Bunun iki amacı var; şehitlerimizi rahmetle anmak, diğeri de deprem şuuru ve bilinci oluşması. Bu anma etkinlikleri münasebetiyle bu şuuru oluşturmayı hedefliyoruz. Bu bölgenin insanları olarak büyük bir bedel ödedik, yarın olası bir depremde başkaları bu bedeli ödemesin. İnsanları deprem değil, depreme hazırlıksız, dayanıksız binalar öldürür.” Öte yandan, AKUT Spor Kulübü sualtı branşından 5 dalgıç, depremde hayatını kaybedenler için saat 03.02’de Gölcük’te Değirmendere Mahallesi Çınarlık sahilinden anı dalışı yaptı.
Depremin vurduğu bir diğer şehir olan Sakarya’da da anma etkinlikleri yapıldı. Demokrasi Meydanı ve 17 Ağustos Deprem Şehitliği Anıtı’nda düzenlenen etkinliklerde Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Ardından gösterilen deprem fotoğraflarından oluşan sinevizyon gösterisi sırasında vatandaşlar duygu dolu anlar yaşadı. Deprem şehitlerinin isimlerinin yazılı olduğu anıtı ziyaret eden bazı vatandaşlar, yakınlarının isimlerini gözyaşları içerisinde aradı.
Yalova’daki etkinlikler ise yıkılan kimi binaların enkazı üzerine kurulan Deprem Anıtı’nda yapıldı. Anıtın önüne akşam saatlerinde gelen vatandaşlar, felakette hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bıraktı. Anıtın içindeki fotoğraf sergisini de gezen vatandaşlardan bazıları gözyaşlarına hakim olamadı. Gece geç saatlerde kalabalığın arttığı anıt çevresinde İl Müftülüğü görevlileri tarafından ilahiler okunarak dualar edildi. +
Merkez üssü Gölcük olan Marmara Deprem'inde hayatını kaybeden yaklaşık 6 bin kişi için, 17 Ağustos Deprem Şehitleri Mezarlığı'nda anma etkinliği düzenlendi. Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte, mevlit okunmasının ardından şehitler için dua edildi. Depremde yapınlarını kaybeden vatandaşlar gözyaşlarına engel olamadı.
Bütün bilim adamlarının yakın gelecekte Marmara'da deprem olacağını öngördüğünü söyleyen Prof. Dr. Haluk Özener, "Tarih veremiyoruz ama 7’nin üzerinde olacağı açık. Bu gerçek hiçbir zaman değişmez" dedi.
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü yerleşkesinde 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 18. yıl dönümü için basın toplantısı düzenlendi. Enstitü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, ‘deprem tehlike ve riski’ konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla basın mensuplarına sunum yaparak açıklamalarda bulundu.
Deprem konusunda insanları bilinçlendirmeyi amaçladıklarını vurgulayan Özener, "Depremle ilgili insanları korkutmaktan, vatandaşı paniğe yöneltmekten öte biz insanların bilinçlenmesini, karar vericilerin de aksiyonlarını hızlandırmayı amaçlıyoruz. Bütün bilim adamları aslında şunu kabul etmiş durumda; Marmara’da yakın bir gelecekte, tarih veremiyoruz ama 7’nin üzerinde deprem olacağı açık. Bu tek parçalı bir kırık olabilir iki ya da üç parçalı kırık olabilir ama Marmara’da bir deprem olacağı gerçeğini hiçbir zaman değiştirmez" ifadesini kullandı. Özener, depremlerin nerede ve yaklaşık ne büyüklükte olacağını bildiklerini ancak bugünkü teknoloji ile bilimsel olarak zaman verilemediğini kaydetti.
1 Ocak-14 Ağustos 2017 tarihlerinde 23 bin 955 depremin kaydedildiğini, bu rakamın 226 güne bölündüğünde günde ortalama 106 depreme denk geldiğini belirten Özener şöyle devam etti: "1900 yılından beri 6 ila 6.9 arasında 81 deprem oldu. Bu aslında 18 ayda bir depreme denk gelmesine rağmen bu yıl içinde peş peşe 6’nın üzerinde deprem oldu. 1900 yılından bu yana 7’nin üzerinde 18 deprem kaydetmişiz. Bu da yaklaşık her 6,5 yılda bir 7’nin üzerinde depreme denk geliyor."
Vatandaşlara 'önümüzdeki süreçte depreme ve artçı şoklara hazırlıklı olunmasında fayda olduğu' önerisinde bulunan Özener, "Bir deprem tehlikesi var, Marmara’da fay var. Tarihsel depremler var, bu deprem tekrarlanacak. Aslında şu andan sonra yapılabilecek tek şey deprem zararlarını azaltmaktır" dedi.
Afetlerin oluşturduğu riski azaltmak için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Yardımcısı Akdağ, "Vatandaşların ilk müdahale için eğitilmesi can kaybını azaltır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Kızılay’ın düzenlediği 17 Ağustos Depremi’ni Anma Programı ve Güvenli Yaşam Paneli’nde konuştu. Türkiye’nin depremlere her zaman hazırlıklı olması gerektiğini belirten Akdağ, olası afetlere karşı yereldeki koordinasyonun iyi bir şekilde sağlanması gerektiğini belirtti.
Deprem Araştırma Kurulu ile yapılan toplantılarda afet olaylarına karşı birtakım kararlar aldıklarını söyleyen Akdağ, “Ulusal deprem stratejisi ve eylem planını yeniden gözden geçirdik. Bütün sistemleri başarıya ulaştırmak için görev tanımlarının en iyi şekilde planlanması gerekiyor. Önümüzdeki üç ay içerisinde bu eylem planının alt kırılmalarını, kurumlara ait görev sorumluluklarını ortaya koymuş olacağız. Bunun takip dilmesi için takip kurulu oluşturacağız” dedi.
AFAD koordinasyonunda üniversiteler, belediyeler, kamu kurumlarında toplum tabanlı ortak çalışmalara başlanacağını söyleyen Akdağ şöyle devam etti: “Her geçen gün afetlerin oluşturduğu riski azaltarak toplum olarak afetlere karşı hazır hale geleceğiz. Olası bir afet durumunda en etkin müdahaleyi nasıl yapabiliriz bunu kuvvetlendirmeye çalışacağız."
Deprem farkındalığını artırırken insanları korkutmamak gerektiğini de vurgulayan Akdağ, "Korku bizi felç edebilir. Bir deprem sırasında ve sonrasında müdahale ile alakalı olarak toplumda gönüllülüğün ciddi şekilde artırılması gerektiğine inanıyorum. Elbette AFAD'ın kurtarma ekipleri olacak ama önümüzdeki günlerde AFAD ile mutlaka itfaiye beraber çalışacak. Neticesinde bizim insanımız son derece fedakar ve aslında riske de girebilen insandır. Gittiğim her depremde ölümüne vatandaşların enkaz altından insanları çıkarmaya çalıştıklarına şahit oldum. Ama eğitilmemiş insanlar. Eğitilmiş gönüllülerle biz Allah korusun ama büyük bir depremle karşılaşırsak, çok daha hızlı nasıl müdahale edebileceğimizin planlarını yapmalıyız" diye konuştu.
DASK sigortasının da yeterince çalışmadığının bilindiğini ifade eden Akdağ, sözlerini, "Aktif biçimde sigortalı ev sayısının yetersiz olduğunu biliyoruz. Bu konuyla ilgili hükümet nezdinde bir çalışma yürütüyoruz. Bir şekilde sigortalanmış ev sayısının, hane sayısının, bina sayısının süratle artırılmasını sağlayacağız. Başta deprem olmak üzere her türlü afete karşı..." diye tamamladı.