|

Ne edep var ne haya

Şu anda asker ve polisin hain saldırılarla karşı karşıya olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demirtaş’ın kendisine yönelik iddialarına tepki gösterdi. Erdoğan, “Terör örgütü ve yandaşları Suruç’taki saldırıyı dahi farklı yerlere çekme gayretinde. Cumhurbaşkanlığı makamını dahi bununla ilintilendirmeye kalkışıyorlar. Bunlarda ne haya var ne edep” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 31/07/2015 Cuma
Güncelleme: 09:28 - 31/07/2015 Cuma
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pekin'de Çin İslam Cemiyeti temsilcileri ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pekin'de Çin İslam Cemiyeti temsilcileri ile bir araya geldi.

İki günlük Çin gezisinin ardından Endonezya'ya geçen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisini takip eden basın mensuplarına önemli açıklamalarda bulundu.



Uygurlarla ilgili bir konu gündeme geldi mi?

Evet Sincan Uygur Özerk Bölgesi de gündeme geldi. Türkiye olarak Çin Halk Cumhuriyeti'nin birliğine, beraberliğine kastedecek her türlü harekete biz de karşıyız. Bu hususta Çin Halk Cumhuriyeti'yle farklı bir düşünceye sahip olmadığımızı belirttik. Terörle mücadele konusunda hemfikiriz. Bunu kendilerine ifade ettik. Çin'in, Türkiye'nin hassasiyetlerini gözönünde bulundurduğunun farkındayız. Örrneğin 1915 olaylarıyla ilgili olarak Erivan'daki etkinliklere katılım düzeyi konusunda da Çin hassas davranmıştır. Sadece maslahatgüzar seviyesinde katılmıştır. Çin'in Filistin meselesinde bizimle tavırları ve düşünceleri de bizimle örtüşmektedir.



DÜNYA DESTEK VERİYOR


PKK konusunda dünya liderleri ne diyor, operasyonlara tepki- destek ne düzeyde?

Şu ana kadar devlet başkanları nezdinde Sayın Obama, Hollande, Putin, Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz ile görüşmem oldu. Katar Emiri'yle Ürdün Kralı'yla görüştüm, İtalya Başbakanı Renzi aramıştı, Irak Cumhurbaşkanı ile de temas ettik. Başbakanlar düzeyinde de Ahmet Davutoğlu'nun yaptığı görüşmeler var. Görüşme yaptığımız ülkelerin tamamı gerek DAEŞ ve PKK da dahil olmak üzere teröre karşı verdiğimiz mücadelede bizi desteklediklerini belirtiyorlar. NATO ile attığımız adımlar var. Olağanüstü toplantıdan müsbet bir karar çıktı. Attığımız adımlara saygı duyduklarını söylediler. Bu süreçtir demiştik. DAEŞ'ten PKK'ya kadar tüm terör oluşumlarını hedef alan bir süreç. Bu çerçevede gerek sınır ötesi gerek içerde operasyonlarımız devam edecek.



TERÖRE SAHİP ÇIKIYORLAR


Şu anda askerlerimize ve polisimize yönelik, uykudaki ve evindeki iki polisin şehit edilmesi, babasıyla telefon görüşmesi yapan bir askerin şehit edilmesi, hanımıyla evine dönen binbaşının çapraz ateşe tutulmak süretiyle şehit edilmesi gibi haince saldırılarla karşı karşıyayız. Terör örgütü ve yandaşları Suruç'taki saldırıyı dahi farklı yerlere çekme gayretinde. Cumhurbaşkanlığı makamını dahi bununla ilintilendirmeye kalkışıyorlar. Bunlarda ne haya var ne edep!



6-8 Ekim olaylarında, şu anda sözüm ona milletvekili olan kişinin yaptıkları ortada. Orada 50 Kürt vatandaşımız hayatını kaybetti. Şimdi dokunulmazlığın kaldırılması ve benzeri yaklaşımlarla kendileri farklı bir oyunun içine giriyorlar. Kararı parlamento verecektir. Bu zata şunu sormak lazım, “ABD ve AB'nin terör listesinde olan bir örgütü sen terör örgütü olarak ilan edebiliyor musun?" Tam tersine bunlar Suriye de dahil olmak üzere terör yapılanmalarına sahip çıkma peşindeler.



Şırnak'tan yine 3 şehit haberi geldi...

Bu terör saldırıları PKK'nın vahşetini açıkça ortaya koyuyor. Bu saldırılar elbette karşılıksız bırakılmayacaktır. Terörü minimize etmek konusunda kararlıyız. Silahlı kuvvetlerimizin DAEŞ ve PKK dahil tüm terör odaklarına yönelik düzenlemekte olduğu operasyonlar da bunun somut bir göstergesidir.





ARTIK MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR


Tüm bu yaşananlardan çözüm süreci nasıl etkilenir? HDP masada olur mu? İmralı görüşmesi gerçekleşir mi?

Hükümetin kararları çok çok önemli. Çözüm süreci benim başbakanlığım döneminde başladı. Biz bu yola çıkarken “demokratik açılım" diye çıktık. “Milli beraberlik ve kardeşlik" dedik. Çözüm süreciyle de taçlandıralım istedik. Ama


ne yazık ki çözüm sürecini istismar edenler çıktı. Bedelini son yapılan seçimlerde ağır ödedik. “Sandıklarda tehdit yoktu sıkıntı yaşanmadı" iddiaları doğru değil. Tehdit vardı, bizzat bize gelip anlatanlar oldu. Muhtarlardan dahi dinledik. Doğu ve Güneydoğu'da büyük şehirlerde bile kısmen yaşandı bunlar. Yakılan, yıkılan parti merkezleri oldu. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Dolayısıyla bundan sonra çözüm sürecinin istismarına müsade edilmemeli. Önemli olan içeriktir, temel hak ve özgürlüklerdir.



KESİNLİKLE TAVİZ VERMEYİZ


“Bir saatlik Kürtçe yayın mı yapılsa?" tartışması yapılırken biz tam gün Kürtçe yayın yapan TRT Şeş'i kurduk. Anadolu'da değiştirilmiş olan yer isimlerinin yeniden kullanılmasına imkan sağladık. Ama temel hak ve özgürlüklerin sağlanmasıyla yetinmeyip bölgeyi ayırma peşinde koşanlar varsa hiç kusura bakmasınlar, vatanımızın bölünmezliğine sahip çıkmak zorundayız. Bundan kesinlikle taviz vermeyiz. Biz bir defa tek milletiz. Sadece Türkler yok bu kavramın içinde 78 milyon tek milletiz. Bu milletin tek bayrağı var, alternatif asla kabul etmeyiz. Bu vatan üzerinde operasyona müsaade edemeyiz. Devlet içinde devlet olmaz. Nitekim biz paralel devlete müsaade etmedik.



İşte şimdi Kuzey Suriye'de olan da yine tek devlete karşı bir girişimdir. Kuzey Suriye'de en doğudan Akdeniz'e kadar bir koridor oluşturma gayreti içindeler. DAEŞ, Cerablus'ta bu hesapların önünde onlara bir mania teşkil ediyordu, bu nedenle orada bir mücadeleye girdiler. Ancak Türkiye iyi terörist, kötü terörist şeklindeki bir oyuna müsade etmeyecektir, terörist teröristtir.



Sınır ötesi operasyonlarla ilgili olarak İran'ın Türkiye'yi uluslararası hukuka duyarlı davranmaya çağırmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim attığımız tüm adımlar uluslararası hukuka uygundur. Nitekim Irak'ta yaptığımız operasyonlarla ilgili olarak Irak cumhurbaşkanı ile görüştük. Birleşmiş Milletler, NATO ve müttefiklerimizi de bilgilendirdik.



DAEŞ Esed'in açığını kapatıyor


Salih Müslim, Esed'in ordusuna katılabileceğini ilan etti, Esed de asker açığı olduğunu itiraf etti.

Buna hiç şaşırmadım. Esed eskiden Kürtlerin varlığını dahi kabul etmiyordu. Onlara pasaport ve hatta nüfus cüzdanı bile vermiyordu. Aynı şeyi Müslüman Kardeşlere de yapıyordu. O zaman Kürtlerle de Müslüman Kardeşlerle de bir silahlı çatışma yoktu. Ancak ne zaman ki iç savaş başladı Kürtleri yanına çekmek için farklı adımlar attı. Salih Müslim o dönemde hapisteydi. O zamanlar DAEŞ de yoktu. DAEŞ, El Kaide'den doğmadır. Ellerinde ağırlıkı olarak Batı'nın silahları var. Bu düşündürücüdür. Petrolü de Esed'e satıyorlar. Böylece kendileri finanse ediyor, Esed'in de petrol açığını kapatıyorlar. Dünyadaki


ne kadar itilmiş kakılmış tip varsa onlar orayı antrenman alanı olarak görüyor ve oraya gidiyorlar.



BİZİM DURUŞUMUZ ÖNEMLİ


Bizim Türkiye'ye girişini yasakladığımız 16 bin kişi var. Bin 600 kişiyi de sınır dışı ettik. Bunlar kendi imknlarımızla yapabildiklerimiz. Ancak ta Avustralya'dan, Fransa ve İngiltere'den oraya gidenler var. Aynı şekilde bizden ve Kafkaslardan gidenler var. Bu noktada bizim duruşumuz önem arzediyor. “Artık bıçak kemiğe dayandı" dedik ve operasyonlar başladı. Önümüzde koalisyon güçleriyle birlikte sürdüreceğimiz bir süreç var. Esed'in PYD ile birleşmesi bizim için anormal değil bunlar birbirinin dostudur. Başka dostları da var, bundan da şüpheniz olmasın. Lübnan ve İran'dan da gelenler var. Esed'in sonuna kadar arkasındayız diyen ülkeler bile var.



YARGI ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI


Türkiye'de son yaşanan terör saldırılarında hükümetin hala kurulamamış olmasının bir etkisi
var mıdır?

Hayır, sanmıyorum. Koalisyon görüşmelerinden olumlu sonuç çıktı çıktı. Çıkmadığı takdirde, hemen milli iradeye müracaat edelim ki, tekrar kararı millet versin ve böylece de şu andaki durumdan bir an önce kurtulmuş olalım.



Olası bir erken seçimde sandık güvenliği için taşımalı sistem gündeme gelebilir mi?

YSK bunları değerlendirir. Taşımalı sistem sandık güvenliği için önem arz ediyor. Türkiye bunu başarabilir. Ancak başka sorunlar da var. Örneğin son operasyonlarda bini aşkın kişi gözaltına alındı. Ne var ki, iç güvenlik yasası çıkmış olmasına rağmen gözaltına alınanlar bir kapıdan girip diğer kapıdan çıkabiliyor. Bunlar da terörü ve teröristi cesaretlendiriyor. Yasama ve yürütme üzerine düşen adımları atıyorsa yargı da üzerine düşeni yerine getirmelidir.



Azınlık hükümetine karşı mısınız?

Benim karşı olduğum kalıcı azınlık hükümetidir. Seçime götürmek kaydıyla bir azınlık hükümeti pekala mümkündür.



Koalisyona İslam ülkeleri dahil olmalı


Çin'deki temaslarınızda Suriye konusu gündeme geldi mi?

Evet geldi. Yaklaşımlarını olumlu buldum ve kendileri de terör konusunda çok çok hassaslar. Desteklerini bundan sonraki süreçte de bekliyoruz dedik. BM Güvenlik Konseyi'nin 5 üyesi ile ben görüştüm hükümet başkanları nezdinde Ahmet Bey görüştü. Bakanlar Kurulu kararı onaylandı ve yürürlüğe girdi. Obama ile de görüştüm. Üslerin koalisyon güçlerine açılması süresi ve şeklini dışışleri belirleyecek ve adımlar atılacak. İlk etapta hedef DAEŞ. Bu hedefi halletmeden diğer adımları atmak işi zorlaştırır. Koalisyon güçlerinde İslam dünyası da olmalı. Nitekim, Suud, Katar ve Ürdün'ün bu ittifakta olmasını istiyoruz. Bu üç ülke hazır. Aslolan Suriye'de bir geçiş hükümeti.






Çin 3. nükleer santrala talip


Çin ziyaretini değerlendirir misiniz?

Gerek Çin Başbakanı gerek Ulusal Kongre Başkanı ile yaptığımız dar kapsamlı ve heyetlerarası görüşmelerim gayet verimli geçti. Devletlerarası anlaşmalarımız oldu. Bunlardan birincisi Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında yatırımların karşılıklı teşviki ve korunmasına dair anlaşma. İkincisi ekonomik ve ticari işbirliği, orta vadeli kalkınma planı anlaşması. Üçüncüsü de başbakan yardımcıları düzeyinde bir işbirliği mekanizması kurulmasına yönelik mutabakat muhtırası.



ORTAK ÜNİVERSİTE


Bu üçünçüsü gerçekten önemli bir anlaşma. Bundan böyle başbakan yardımcıları seviyesinde iki ülke arasında atılacak adımlar sürekli takibe uğrayacaktır.



Türkiye Çin Üiversitesi kurulması teklifini getirdim, olumlu cevap verdiler. Bir diğer adım çok çok önemli olan. Eğer bu 10 projeyle ilgili ki bunlar demiryolu projeleri. Kars-Edirne Demiryolu 2 bin kilometre mesafesi var. Bu konuda, önceden de buna taliptiler. Burada özellikle hükümetlerarası bir anlaşmayla bu projeyi Çin uygun bir fiyatla alacak olursa bu bizim için özellikle Pekin-Londra olarak sürekli konuştuğumuz, Marmaray'ı da ilgilendiren Hazar bu proje ile gerçekten Pekin'i Londra'ya bağlamak mümkün olacak. O nedenle önem arz ediyor. Onlar da sıcak bakıyor.



DEMİRYOLU PROJESİ


Bir diğer önemli projemiz, Antalya-İzmir demiryolu var. Bunun dışında 8 demiryolu projesi daha var. Bunlara talipler. Otoyollar noktasında aynı şekilde bunlara talipler. Tabi bu tip yatırımların yanında bilişim teknolojileri, otomotivde Türkiye'ye girebilirler. Bunları artırmak lazım. Enerji sektöründe üçüncü nükleer enerji santralına talipler.



Fırsatını bulsa dağa koşacak


Erdoğan, Türk-Çin İş Forumu sonrasında basın mensuplarının, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın Suruç katliamı konusunda Cumhurbaşkanlığı'na yönelik iddialarının sorulması üzerine, şunları söyledi: “Bu aslı astarı olmayan, terbiyesizce bir ifadedir. Bir defa Cumhurbaşkanlığı makamının bu tür densizliklere, alçaklıklara düşmeyecek kadar yüksek bir makam olduğunu özellikle ifade etmek isterim. Her şeyden önce bu ifadeleri kullanan şahıs 6-7-8 Ekim, 50 kişinin öldüğü o katliamın baş sorumlusudur.


Şu anda dokunulmazlık zırhı altında bugüne kadar süreci ne yazık ki getirmiştir, lekelemiştir gölgelemiştir ve şu anda da hala Avrupa'nın hatta en son Amerika'nın bir terör örgütü olarak ifade ettiği PKK'ya yönelik böyle bir yaklaşımı ortaya koyamamaktadır ve zaten ağabeyi malum dağda yetişmiş, dağda bugüne kadar gelmiş olan bir kişi. Kendisi de fırsatı bulduğunda herhalde oraya koşar. Zaten zaman zaman oradan malum talimatları alan tipler bunlar. Her şeyden önce bugüne kadar ülkenin huzuru için, refahı için çalışan bir cumhurbaşkanına bu tür yakıştırmaların içerisine girmek kendi üzerindeki o karanlık bulutları dağıtmaya yönelik adımlardır. 'Haddini bilsin' derim, olay budur."



Şanghay'a tam üyelik talebi


Çin Merkezi Televizyonu'na demeç veren Erdoğan, Şanghay İşbirliği Teşkilatı'na tam üyelik istediklerini söyledi. Erdoğan “Putin ile çok defa görüştük. Burada Çin Devlet Başkanı ve Başbakan ile de görüştük. Diyalog ortaklığımızın tam üyeliğe dönüşmesini istedik. Tam üyelikle 1,5 milyarlık İslam dünyasıyla Şanghay İşbirliği içinde çok daha farklı bir işbirliği süreci başlayacak" dedi.


#erdoğan
#çin ziyareti
#ışid
#uygur özerk bölgesi
#Şanghay İşbirliği Teşkilatı
9 yıl önce