|

Geleceğin klasik müzik dinleyicilerini yetiştireceğiz

Klasik müziği sevdirmeye çalışan Tekfen Filarmoni Orkestrası, şeflik ve sanat direktörlüğü görevine getirilen Aziz Shokhakimov genç yaşıyla dikkat çekiyor. 28 Ekim’de çocuklar için sahneye çıkacak olan Shokhakimov, “Geleceğin klasik müzik dinleyicilerini yetiştireceğiz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 22/10/2017 Pazar
Güncelleme: 01:58 - 22/10/2017 Pazar
Yeni Şafak
Aziz Shokhakimov: Geleceğin klasik müzik dinleyicilerini yetiştireceğiz
Aziz Shokhakimov: Geleceğin klasik müzik dinleyicilerini yetiştireceğiz

Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın Şefi ve aynı zamanda Sanat Direktörü olan Aziz Shokhakimov bu göreve yeni getirildi. Çocuklara klasik müziği erken yaşta sevdirmek amacıyla her yıl ikinci konsere özel, adını, “Tekfen Filar-Mini” olarak değiştiren orkestra, genç şef Aziz Shokhakimov yönetiminde ve sanatçı Hasibe Eren’in hikâyeciliğinde 28 Ekim Cumartesi günü Zorlu PSM Ana Tiyatro’da çocuklarla buluşacak. “Dünyada tanınmış çağdaş bestecilerin geleneksel enstrümanlar ile klasik enstrümanların etkileşim halinde olacağı eserler için şimdiden hevesleniyorum” diyen genç şefle kişisel beğenileri ve orkestradaki hedefleri üzerine konuştuk.

 Bir yıldır birlikte olduğunuz Tekfen Filarmoni Orkestrası’nda neler yaşadınız?

Tekfen Filarmoni ile 2016 yazından beri çalışıyoruz ve şimdiye kadar 5 konseri misafir şef olarak yönettim. Bu süreç içerisinde birbirimizi tanıdık ve karşılıklı uyumlu, verimli bir işbirliği olacağına kanaat getirdikten sonra el sıkıştık. Orkestranın daimi şef ve sanat direktörlüğü görevini büyük bir zevkle ve heyecanla kabul ettim. Genç yaşta, Türkiye gibi özel bir ülkenin kültür ve sanat hayatında fark yaratacak çalışmalara imza atma olanağı için de şükran duyuyorum.

DOĞU VE BATI’YA DENGELİ YER VERİLECEK
Orkestranın önemi hakkında ne söylemek istersiniz? Hedefleriniz neler?

Tekfen Filarmoni, Türkiye ile güçlü tarihsel ve kültürel bağı bulunan çok sayıda ülkenin müzisyenlerini sahnede buluşturan yapısıyla, benzeri olmayan, özgün bir orkestradır. Yeni görevim büyük bir sorumluğu beraberinde getiriyor ve özellikle orkestranın sanatsal çizgisiyla alakalı olarak programlarımızda, klasik Batı müziği ve Doğu müziğine dengeli bir şekilde yer vermek ciddi bir hazırlık ve bir seçim süreci gerektiriyor. Diğer yandan, orkestramızda genç yetenekli Türk müzisyenlere yer vererek, onlara yeteneklerini göstermeleri ve geliştirmelerine olanak sağlamayı da görev bileceğim.


Önümüzdeki üç yıl Tekfen Filarmoni’ye siz eşlik edeceksiniz. Repertuvarda neler olacak?

Senfonik bir orkestra olarak, klasik repertuvar eserleri doğal olarak programlarımızın belkemiğini oluşturacak. Ancak bununla beraber, ‘alameti farikamız’ olarak başta klasik Türk eserleri olmak üzere, Doğu’nun bestelerine de konserlerimizde yer vereceğiz. Bu illa her konserimizin ‘hibrid’ bir programa sahip olacağı anlamına da gelmemeli, çünkü her temsilin kendi doğal akışı var ve bu ritim içerisinde birbiriyle uyumlu eserler yan yana gelmeli. Ancak gelecekte, dinleyicilerin daha az aşina olduğu ve tanıdıkça dinlemekten zevk alacağı farklı bestecilerin eserleri de repertuvarımıza girecek. Dünyada tanınmış çağdaş bestecilerin geleneksel enstrümanlar ile klasik enstrümanların etkileşim halinde olacağı eserler için şimdiden hevesleniyorum.

Çocuklara yönelik başlattığımız Tekfen Filar-mini konserleri de, yeni baba olmuş biri olarak, şimdi daha da heyecan duyduğum, önemsediğim bir projemiz. Tekfen Filar-mini konserlerinin de gelenekselleşerek, geleceğin klasik müzik dinleyicilerini yetiştireceğine inanıyorum. Buna mecburuz!

MÜZİĞİN KENDİ DİLİ VARDIR
Özbek bir müzisyen olarak sizdeki klasik müzik yeteneği nereden geliyor?

Ben müzisyen bir aileye doğdum, başka şansım hiç olmadı! Eğitim gördüğüm V. Uspensky Özel Müzik Okulu’nun öğretmenlerinin bize sağladığı eğitimin kalitesi en üst düzeydeydi, bu açıdan da çok şanslıydım. Şefliği öğrendiğim Vladimir Neymer Hocam’a da çok şey borçluyum.

Doğulu müzisyenler klasik müzikte büyük başarılar elde ediyorlar. Bu uzun zamandır olan bir şey. Siz nasıl bir pencereden bakıyorsunuz?

Ben bunu çok doğal karşılıyorum, çünkü Doğu’nun kendine has derin bir tarihi ve kültürel bir mirası var. Çoğu doğulu müzisyen, icra ettiği sanatı mistisizm ve felsefeyle bağdaştırır. Batılı kültürde, daha çok müziğin estetik bir yaklaşımla zevkine varıldığını gözlemliyorum. Benim görüşüme göre müzik, kendi özgün ve anlaşılabilir diline sahip olup, bizleri ruhsal ve zihinsel açıdan zenginleştiriyor. Doğu’dan gelen müzisyenler, bunun sanki daha çok farkında. Türkiye’de, şimdiye kadar olan deneyimlerim sayesinde, Batı ile Doğu’nun bir nevi sentezini görüyorum, bu da bu ülkeyi eşsiz kılıyor.

  • Türk bestecilere çalışıyorum
  •  En sevdiğiniz besteciler kimler? Türk bestecilerden beğendiğiniz kimler var?
  • En sevdiğim bestecileri soracak olursanız, liste uzun! Bach, Beethoven, Brahms, Tchaikovsky, Mahler, Shostakovich ve daha niceleri. Doğrusunu söylemek gerekirse, Türk bestecilerini, Tekfen Filarmoni ile tanıştığımızdan beri keşfetmeye başlıyorum. Hatta bulabildiğimiz tüm Türk bestecilerin CD kayıtlarını edinerek, kendime bir ‘ödev’ de verdim, vakit buldukça peyder pey onları dinliyorum, müziklerini tanımaya çalışıyorum. Özel olarak belirtmem gerekirse, şimdiye kadar Ferit Tüzün, Fazıl Say ve çok yetenekli bulduğum genç Emre Sihan Kaleli favorilerim diyebilirim.
#Orkestra
#Klasik Müzik
#Aziz Shokhakimov
6 yıl önce