Fuzuli'nin Hz. Peygamber'e methiyeler dizdiği Su Kasidesi edebiyatımızın şaheserlerinden biri. Ebruzen Hikmet Barutçugil, Su Kasidesi'nin 32 beyitini ebruyla resmetti. Biz de kendisiyle bir araya gelip ebrunun edebiyatla buluşmasını ondan dinledik. Bu çalışma Esenler Belediyesi'nin Su Yolu Şehirleri Buluşması projesi kapsamında hazırlandı. Proje, 21- 23 Mart tarihleri arasında Balkan ülkelerinden gelen belediye başkanları ve sanatçıları Esenler'de bir araya getirecek. Barutçugil'in Reza Hemmatirad ve Hacer Ünal Hazar ile birlikte hazırladığı ebru çalışmaları da Kadir Topbaş Kültür Merkezi'nde sanatseverlerle buluşacak.
Su Kasidesi'nin ilk kez ebruyla resmedildiğini söyleyen Barutçugil, "Geleneksel sanatlar bizde yanlış anlaşılıyor. Bir dönem yapılmış, bitmiş, eskiye ait bir şey gibi algılanıyor. Eskiden buna ananevi sanat denirdi. Geleneksel kelimesi, 1948'de İsmet İnönü'nün teklifiyle Türkçe'ye girmiş bir kelime. Bu kelime bizi anlatmıyor. O kafada olan insanlar sadece belli bir dönemde yapılmış şeylerin tekrarından başkasını asla kabul etmiyorlar. İnsanın yaradılışında tekamül var. Aynı şeyleri tekrarlamak insanın doğasına aykırı" diyor.
"Muhteşem bir kültürü sandığa koyup kilitlemişiz. Dışarıdan, Batı'dan, oradan buradan kültür sanat dilenmişiz. Şimdi o oturduğumuz sandığın üzerinden kalktık ve kilitli hazineyi araladık" diyen Barutçugil, bugün çevresinde geleneksel sanatları yaşatmaya meraklı birçok gencin olduğunu sevinerek söylüyor. Hatta yakın bir zamanda yaşadığı bir anıyı şöyle anlatıyor: "Mimar Sinan'da ebru dersi tüm öğrencilere açık değildi. Şimdi bütün öğrencilere açıldı ders. Resim bölümünden bir öğrenci bir gün bana gelip 'Hocam, gelenekseldeki hocalar bizim resim bölümündekilerden daha yenilikçi ve yeniliğe açık' dedi. İnsanların farkına varması çok hoş."