|

Hepimiz farklı güzeliz

Dünyadaki İslam düşmanlığına karşı harekete geçen fotoğrafçı Mark Bennington, ‘America 2.0’ ismini verdiği bir projeye imza attı. Hala devam eden çalışmasında New York’ta yaşayan Müslüman gençlerin hikayelerini dinleyerek fotoğraflarını çeken Bennington, “Amacım toplumdaki ‘farklılık’ tutumunu ‘birlik’e dönüştürmek” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/04/2017 Pazar
Güncelleme: 11:34 - 30/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
America 2.0 adlı projede çekilen fotoğraflar.
America 2.0 adlı projede çekilen fotoğraflar.

Arapça konuşmak, sakallı olmak, hatta uçakta bulmaca çözmek... Tüm bunlar İslamofobi denen önyargılar toplamı yüzünden artık insanlara ‘korkutucu’ geliyor. Ancak Amerikalı bir fotoğrafçı bu yargıları değiştirmek için başarılı bir işe imza attı. New Yorklu fotoğrafçı Mark Bennington, geçtiğimiz yıl başlattığı ve hala devam eden projesiyle insanları medyanın söylediklerini dinlemek yerine, Müslümanların da herkes gibi insan olduğunu görmeye çağırıyor. Fotoğrafçı, ‘America 2.0’ ismini verdiği fotoğraf serisiyle New York’ta yaşayan gençlerin portre fotoğraflarını çektikten sonra hikayelerini dinliyor. Fotoğraflarda yalnızca doğal ışık kullanan Bennington, karşısındaki insanların ekstra hiçbir ışığa ya da düzeltmeye gerek duymadığını söylüyor. Bennington’la herkesin görmezden geldiği genç Müslümanlar’ın hayat dolu ve samimi yönlerini gözler önüne serdiği projesi hakkında konuştuk. Bennington, “Amacım toplumdaki ‘farklılık’ tutumunu ‘birlik’e dönüştürmek” diyor.

Samimi fotoğraflarla gerçekleri anlattım

Aklında hep böyle bir fikir olduğunu, Trump’ın söylemleriyle fikrini harekete geçirmeye karar verdiğini söyleyen Bennington, “Amerikalı Müslümanlar’ın politikleştirilmesi hakkında hissettiklerime somut bir cevabım olması gerekiyordu. Başörtülü birisinigülümserkenki fotoğrafları şimdiye kadar hiçbir Amerikan medyasında görmediğimiz bir şeydi. Geçtiğimiz yıl The New York Times, New York’taki Müslüman bir ailenin günlük hayatını haber yapmıştı. Haberdeki fotoğraflardan bazıları güzeldi ama gerçek neşeye ait bir şey yoktu. O yüzden kurma yerine, samimi fotoğraflarla Müslüman toplum gerçeklerini anlatabilmeyi amaçladım” diyor. Yaklaşık 6 aydır seri için çalıştığını söyleyen Bennington, “Henüz yalnızca yüzde 90’ını bitirebildim. İnsanları çekmeye ve hikayelerini dinlemeye devam ediyorum. Kickstarter’da Washington’da düzenleyeceğimiz büyük sergiye fon oluşturmak için bir kampanya başlattık. Bu sergiyle birlikte proje de tamamlanmış olacak” ifadelerini kullanıyor.

Bilinçli gençliğin hikayesi

Fotoğraf Sanatçısı Merk Bennington, fotoğraf serisi sayesinde insanların, insanları görmesini istediğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “America 2.0, karşımızdakini ‘din’ olarak görmediğimizde Amerikan toplumunun dinamiklerinin neye benzediğini ortaya koyan bir görsel proje. Geçmişte yapılan sosyo-politikal hataların yükünü hep beraber omuzlarında taşıyan ve sosyal açıdan oldukça bilinçli olan gençliğin hikayesini anlatıyor. Annem hayatı boyunca insan hakları için savaştı, babamsa hala psikolog olarak çalışıyor. Bu yüzden merhametin ve aktivizmin bir arada olduğu bir evde büyüdüm. Karşındaki kardeşine yardım etme isteği içimde varsa bunu ciddiye almam gerektiğini, güçlü ve eşsiz bir şeyler ortaya çıkarmam gerektiğine inanıyorum. Bu proje boyunca, görsel tercüman olarak ülkemizdeki Müslüman gençliğe zinde bir platform oluşturmak için üzerime düşeni yapmaya çalıştım. Toplumdaki ‘farklılık’ tutumunu birlik’e dönüştürmek için elimden geldiği kadar çalışmaya devam edeceğim.”


Arkadaşlarım mutlu panda der

Fazla pozitif bir kişiliğe sahibim. Hatta arkadaşlarım bana ‘Mutlu panda’ der. Çok fazla düşünmemeye çalışırım. Çünkü çoğu zaman sadece içinden geleni yaparım. Bu yüzden seçimlerde Cumhuriyetçi ya da Demokrat olmayan herhangi birisine oy verdim. Sadece iki parti varmış gibi davranıyoruz ama bu sistemi kırmamız gerekiyor. Trump ya da Clinton, ikisinin de iyi olduğu söylenemez. Bazen etrafımdakilerin kim için oy verdiğini öğrenince çok şaşırıyorum ama hiçbir zaman onlara benim görüşümü dayatmıyorum.


Şarkı
söyleyebildiğim
i
kimse bilmiyordu

Aslında her şey lisede katıldığım yetenek şovuyla başladı. Şarkı söyleyebildiğimi kimse bilmiyordu. 14 yaşındayken bir arkadaşım videomu çekti, ertesi gün tüm okul yanıma gelip beni Facebook’ta gördüğünü söylemişti. Grubu olan kuzenim de videoyu görmüştü. Beni arayıp, gruplarına katılmamı söyledi. Ben ve müzik için bu bir başlangıçtı.



Hey, buradayız!

Başkanlık seçimlerinde kime oy verdiğimin önemli olduğunu düşünmüyorum. Yerel pozisyonlar için oy vermek daha önemli. Biz bu ülkenin ve toplumun büyük bir kısmını oluşturuyoruz. Oy vermek de burada olduğumuzu göstermek için önemli. Aslında oyumuzla birlikte başkan kim olursa olsun ona, ‘Hey! Biz buradayız ve önemliyiz. Bizim gibi toplulukları görmezden gelerek bir politik kariyer kurarsan hiçbir zaman başarılı olamazsın’ diyoruz.

Dostluğumuz hiç eskimiyor

Tanıştığımızda ikimiz de lisedeydik. İlk başlarda Shadid’in benim küçük versiyonum olduğunu, onu kanatlarımın altına almam gerektiğini düşünmüştüm. Ama birlikte takılmaya başlayınca onun değil, benim ondan öğreneceğim şey olduğunu anladım. Birbirimizi yıllardır tanıyoruz ama bir çok açıdan yeni tanışmış gibi hissediyoruz. Bu beni çok etkiliyor. Arkadaşlığımızda bir çeşit zamansızlık var. Bu da bizim aile gibi hissetmemizi sağlıyor.

NEDEN SINIRLARIM VAR?

Bir reklam ajansında yönetmen olmak istiyorum. Bunun sebebi de reklamlar yoluyla verilen mesajı değiştirmek istemem. İnsanların, hatta kadınların sunuluş şekli… Medyaya baktığımda bizim neden sürekli iyi ya da kötü olarak lanse edildiğimizi anlamıyorum. Neden sadece normal olamıyorum? Neden Müslüman olarak sınırlarım var? Neden bana baktığında ilk fark ettiğin şey başörtüm oluyor? Evet, feminist yönüm ağır basıyor ve aynı zamanda inançlı bir insanım. Bazıları bunu çelişkili buluyor. Çünkü herkes dinin kısıtlayıcı olduğunu düşünüyor. Aslında öyle değil. İslam’da seni kimse kontrol edemez. Kendi seçim hakkın vardır. Bence feministlerin yapmak istediği şey de bu. Kendi seçim hakkını kullanmak ve doğru olanın yanında durmak. Bu kesinlikle feminizmin ta kendisi.

Bu ülkenin en güzel tarafıyız

Doğruyu söylemek gerekirse, ilk başlarda Trump’ı destekliyordum. Ülkeyi gerçekten değiştirecek güce sahip olduğunu düşünüyordum. Fakat bir süre sonra söyledikleri ve yaptıkları kabusa dönüşmeye başladı. Ailem yıllar önce onun istediği ülke için gelmemişti buraya. Gerçek Amerikan rüyası din, dil, ırk demeden bir araya gelirsek gerçekleşmiş olur. Göçmenlerin bu ülkede ekonomik sıkıntı oluşturduğunu söylüyorlar. Asıl ekonomik sıkıntıyı kendi kirli politikaları yüzünden yaşıyorlar, din ya da ten rengi değil. Siyasiler değil ama biz mükemmeliz. Her birimiz eğitimliyiz. Dini çeşitliliğimizle, ırklarımızla biz bu ülkenin en güzel tarafıyız.

Hazır olmam gerekiyor

New York’ta doğup büyüdüm. Başörtüsü takmak için sabırsızlanıyorum ama henüz buna hazır olduğumu düşünmüyorum. İlk önce inancımın bunu kaldırabilecek kader güçlü olup olmadığına karar vermem gerek. Çünkü bir daha asla çıkarmayacağımı bilmeliyim. Şimdi yaparsam belki ilerde bir gün artık takmak istemediğimi düşünürüm. Bir kere giydiğimde bir daha çıkarmamaya hazır olmam gerekiyor.

Sosyal olduğum söylenemez

Kendimi rahat hissetmediğim şeyleri yapmak için zorluyorum. Tıpkı şuan fotoğraf çektirmem gibi… Sosyal bir insan olduğum söylenemez. Ama bu konuda gelişmek için kendimi gerçekten zorluyorum.

Bir farkım yok

Afrika’da doğdum ve 14 yaşında buraya taşındık. İlk zamanlar okulda dil engeli yüzünden arkadaş edinmekte oldukça zorlandım. Bir süre sonra kelimelere seçmeye başladıktan sonra iletişim kurmaya başladım. Hala o zamandan kalan arkadaşlarım var. Çoğu Afrika’nın farklı ülkelerinden ama hiçbiri Müslüman değil. İnsanlar ilk gördüğünde benim de Müslüman olmadığımı düşünüyor Çünkü herkes gibi giyiniyorum. Aslında zaten diğerlerinden bir farkım yok.


#Mark Bennington
#America 2.0
#New York
#Müslüman
7 yıl önce