Tanita Tikaram'ın Ortadoğu şubesi, Cezayir'in Tracy Chapman'ı olarak gösterilen Souad Massi, Türkiye turnesine çıkıyor. 7 Mart'ta Ankara MEB Şura Salonu'nda sahne alacak olan şarkıcı 8-9 Mart'ta İKSV Salon'da İstanbullu sevenleriyle buluşacak. Son albümü El- Mutakallimûn'da Arap-Müslüman Endülüs'ün efsanevi şairlerinin izinden giden Massi, bu şairlerin şiirlerine keskin bir ifade getiriyor. Sesiyle terapi etme gücüne sahip olan Souad Massi ile turne öncesi konuştuk. Massi Endülüslü şairleri seçme nedenini “Bu albümle insanlar Arap kültürünü keşfetme fırsatı bulsunlar istedim” diyerek cevaplıyor. Hükümet politikalarıyla aynı fikirde olmadığı için İsrail'de sahne almak istediğini belirten şarkıcı, İstanbul ve Ankara'da sahne alacağı için çok heyecanlı.
6. yüzyıl şairi Zuheyr İbn Ebî Salma'nın Muallaqa'da yer alan “Sa'imtou”sundan, Arap Baharı'nın dünyaca ünlü “The Will to Life”ın şairi Abu Kassem El Shabbi'e kadar El Mutakallimûn, Arap dünyasının dört bir yanından on klasik şarkıyı yeniden yorumluyor.
Seçtiğim tüm şiirler çok özel bir kültürün yansıması ancak şimdi hepsi unutulmuş görünüyor. Ben sadece insanlara Arap kültürünün güzelliklerini keşfetmek için bir fırsat vermek istedim. Arap-Müslüman dünyası, her alanda özellikle de şiir alanında çok büyük eserler üretti. Unutulup kaybolmasını istemem.
Bir sanatçı insanları bir araya getirme rolünü üstlendiği gibi insanları bilinçlendirmekle de yükümlüdür. Ancak bu İsrailli insanlardan nefret ettiğim anlamına gelmez, ben sadece onların hükümet politikalarıyla aynı fikirde değilim. Yani, bu durumu “Şimdilik İsrail'de sahne almıyorum” diye açıklamayı tercih ediyorum. Yahudi kültürüne yakın hissediyor olsam bile İsrail politikasından ayrı tutuyorum.
Son albümümü 2015 yılında çıkardım ve konserler hala devam ediyor ama aynı zamanda da yeni albüm üzerine çalışıyorum.
Şarkıcıların isimlerini hatırlayamıyorum ama Türk müziğini seviyorum. Cezayir'de ailemle genellikle Türk televizyonu seyrettiğimiz için Türk müziğine ve kültürüne aşinayım.
Evet, daha önce birkaç defa Türkiye'de bulundum. Müzisyenlerim ve ben Türk izleyiciler ile olmaktan çok mutluyuz. Bize çok misafirperver ve sıcakkanlı davranıyorlar.
Benim müzik stilim oryantal müziğin de ötesinde. Rock, Halk Müziği ve Flamenko gibi farklı müzik türlerini bir araya getiriyorum. Tüm müzik türleri ve farklı şarkılar, şarkıcı olarak benim hislerimi dile getirmeme yardımcı oluyor. Kesinlikle her tarzdan büyük parçalara sahip olduğumu hissediyorum.
Yayınladığım farklı albümlerin birleşiminden akustik bir konser olacak. İstanbul ve Ankara'da sahne almak için çok heyecanlıyım.
Tabi ki, ben Afrikalı, Arap ve Akdenizliyim. “Mesk Elil” albümüm çocukluk anılarımdan ve özellikle de hanımeli çiçeğinin kokusundan esinlenmiştir.
Sanat dünyaya hizmet eder. Biz bir nevi elçiyiz. Sanat, dans ve müzikle bizler bir şekilde kendi kültürümüzü ifade edebiliriz.