|

İslam sanatıyla prensi etkiledi

Kanada'da doğup büyüyen Laurelie Rae, İstanbul'da klasik Türk İslam sanatları üzerine çalışıyor. Avrupa'da, Amerika'da İslam geleneğini temsil ediyor. "Sanatım insanları birleştirsin" diyen Rae'nin eserlerine Galler Prensi Charles'ın da ilgisi büyük.

Yeni Şafak ve
04:00 - 26/02/2017 Pazar
Güncelleme: 01:17 - 26/02/2017 Pazar
Yeni Şafak
İslam sanatıyla prensi etkiledi
İslam sanatıyla prensi etkiledi

Laurelie Rae, Kanada'da doğup büyümüş bir sanatçı. Henüz 17 yaşındayken İslam dinine merak salıyor ve Kur'an'ı okuyor. Daha sonra Müslüman olmaya karar veren Rae, ülkesinde resim eğitimi alıyor. O yıllarda geleneksel sanatlara ilgi duyan Rae'nin yolu İstanbul'a düşüyor. İlk olarak 2013 yılında İslam'da geometrik desenler konularının ele alındığı bir sempozyum için gelen Rae, buraya yerleşiyor. 4 yıldır İstanbul'da yaşayan Rae, tezhip, çini ve seramik yapıyor. Islamic Art and Architecture: Memories of Seljuk and Ottoman Masterpieces adında bir de kitabı var. "Batı dünyasında özellikle Amerika'da Müslümanlara karşı olumsuz bakış açıları var ve giderek artıyor. Biz Müslümanlar bu dinin barış dini olduğunu biliyoruz. Bunu anlatmamız lazım. Ben sanatımla bunu yapmaya çalışıyorum. Sadece güzel olanı sergilemek değil insanları bir araya getirmeyi umuyorum sanatımla" diyen Rae ile İstanbul'a ve geleneksel sanatlara olan yolculuğunu konuştuk.



Klasik sanatlara olan merakınız nasıl başladı?


Kanada'da resim alanında lisans eğitimi aldım. Üniversitede karşılaştırmalı din dersimiz vardı. 18 yaşındayken Mezopotamya ile ilgilenmeye başladım. Persler, Anadolu ve Mezopotamya kültürleri hakkında daha fazla okumaya ve öğrenmeye başladım. İslam sanatında en ilginç bulduğum şey her bölgenin kendine has stilleri olması. Eminim onlar aynı yerden esinlenerek ortaya çıkmışlar ama Lübnan, Mısır, Fas, Suriye, Özbekistan hepsi kendine has bir yoruma sahip.





KOPYA SANAT YAŞAMAZ


Türkiye'nin nasıl farkları var peki?


Çok fazla farklar var. Doğru veya yanlış Türk sanatının yüzde yüz Osmanlı kültürünün bir devamı olduğunu düşünüyorum. Sanat ve geleneği yönlendiren kurallar olsa da Türk sanatı çok daha fazla idi. Kurallar burada insanların sanatı öğrenmesi için sistematize edilmiş. Türkiye bugün bile Müslüman dünyasının sanatı gayretle uygulayan tek ülkesi. Burada hemen hemen her sanat ortamını bulabilirsiniz ve bunu öğrenebilirsiniz, isterseniz.



Geleneksel Türk sanatı sizin için ne ifade ediyor?


Geleneksel sanatı hayatın içine çok fazla dahil etmiyoruz. Çok durağan bir şeymiş gibi. Gelenekseli korumak çok önemli elbette ama onu durağanlaştırmamalıyız. İnsanlar Osmanlı'nın ihtişamını yaşıyorlar ve daha önceki sanatçıların yaptıklarını yaparak devam edeceklerini sanıyorlar. Benim için en iyi yol bu işin ruhunu anlamak ve onu bugün yaptığımız işlere yansıtmak. Kopya sanat yaşamaz, nefes almaz.





İKİNCİ KİTABIM YOLDA


Bu sanatlarla ilgili hayaliniz nedir?


Batı dünyasında özellikle Amerika'da Müslümanlara karşı olumsuz bakış açıları var ve giderek artıyor. İslami terörizm diyerek Müslümanları terörize ediyorlar. Yaptıklarımla bunun anlşılmasını diliyorum. Biz Müslümanlar bu dinin barış dini olduğunu biliyoruz. Aslında bütün dünya biliyor ama bunu anlatmak lazım. Yaptığım sanat Müslümanlara karşı bir empati ve sempati geliştirebilir. Bu benim için en büyük hedef olurdu. Sadece güzelliği sergilemeyi değil umarım insanları bir araya getirebilirim.



Aileniz, arkadaşlarınız burada yaşamanızla ilgili ne düşünüyor?


Burada deneyimlediğim bütün güzel şeyler için ailem mutlu oluyor. Geçmişte tabi talihsiz olaylar yaşandı. Onlar bu hususta haklı olarak endişeleniyorlar. Ancak terör her yerde. Ben Londra'da master'ımı yaparken de saldırı olmuştu. Fransa'da, Belçika'da, Kanada'da bile... Mesela Kanada'daki cami dua etmek için gittiğim bir camiydi. Bu tarz şeyler dünyanın her yerinde oluyor. Çok anlayışlı bir ailem var ve bu yüzden de çok şanslıyım.





Şu an neler yapıyorsun?


İkinci kitabım üzerine çalışıyorum. Endülüslü Müslüman gezginler üzerine bir kitap olacak.



Londra'daki serginizde Prens Charles'la fotoğraflarınız var. Prens sanatınızla ilgili size ne söyledi? Neler konuştunuz?


Yedi ay önceydi. Dürüst olmak gerekirse tam olarak ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum ama sanat ve searamiğe hayran, güzel olduğunu düşünüyor. Güzel olduklarını düşündüğünü ve çok yetenekli ellerin işini yaptığını söyledi. Geleneksel sanatın canlı kalmasının ancak şimdiki zamana uygulamanın ne kadar önemli olduğuna değindik. Türkiye geleneklerini İngiltere ile paylaşmaktan bahsettik. Çok nazik ve sıcaktı ve geleneksel sanat sektöründe çalışmaya devam etmemi istedi.





Kanada sanat bütçelerini kısıyor


Kanada ile Türkiye arasında kıyas yapıyor musunuz?


İstanbul'da yaşayan gençler sanata ilgililer. Tiyatroya konsere gidiyorlar. Kanada'da sanat programlarının finansmanları azalıyor. Sanat için para yok. Şu an finanse edilen projeler de çok muhafazakar. Bazı radyo ve televizyon programları... Ancak gençlerin yaptığı hiçbir şey yok. Eminim gençlerin ilgisini çekecek çok şey vardır. Belki benim de Kanada'dan ayrılma nedenim budur.



Sorularım var hala


Kanada'da nasıl bir ortamda büyüdünüz?


Kanada'da 500 kişilik bir köyde büyüdüm. Balat'ta yaşamak Kanada'daki köyümde yaşamaya benziyor. Çünkü burada da herkes birbirini tanıyor ve ne yaptığını biliyor.





Türk kültürüne alışmakta zorlandınız mı?


Dört yılın sonunda bile bir sürü sorum var bu kültürle ilgili. Mesela Türk bürokrasisini hala anlayamıyorum.



İslam'ı nasıl seçtiniz?


Lisede Müslüman ve Hıristiyan dininin Kanada'daki ilişkisini araştırırken İncil'i ve Kur'an'ı okudum ve Müslüman olmaya karar verdim.














#Kanada
#İslam Sanatı
#İstanbul
7 yıl önce