|

İstanbul'da ağaç dikecek yerim kalmadı

Bağcılar'da diktiği çeyrek asırlık çınarlarıyla tanınan Temel Güven, Peygamber Efendimiz'in "Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz" hadisini düstur edindiğini söylüyor. Güven,"İstanbul'da artık ağaç dikecek yerim kalmadı" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 6/08/2017 Pazar
Güncelleme: 04:08 - 6/08/2017 Pazar
Yeni Şafak
İstanbul'da ağaç dikecek  yerim kalmadı
İstanbul'da ağaç dikecek yerim kalmadı

Çocukluğundan beri ağaçlara ve doğaya büyük bir hayranlık duyan 69 yaşındaki Temel Güven, Bağcılar'da diktiği çeyrek asırlık çınarlarıyla tanınıyor. Memleketi Sakarya ve Bağcılar'da çok sayıda çınar ağacı diken Güven, emekli olduktan sonra tüm zamanlarını bu işe adamış. Çocukları kadar çok sevdiği çınar ağaçlarının altında mahalledeki arkadaşlarıyla birlikte vakit geçiren Güven, Peygamber Efendimiz'in "Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikiniz" hadisini düstur edindiğini söylüyor. İstanbul'da belediyelerin kendisinden sonra ağaç dikmeye başladığını belirten Güven, "Sapanca ve Karasu'dan aldığım fidanları buraya getirerek kazma kürekle işe koyuldum. Cebimdeki tüm parayı fidan almak için kullanırdım. Bir keresinde tüm paramı fidanlar için verince köylüden borç alıp İstanbul'a gelmiştim. Bu bir tutku, bir aşk. Şimdi insanlar bana teşekkür ettikçe ne kadar güzel bir iş yaptığımı anlıyorum. Ama İstanbul'da ağaç dikecek yerim artık kalmadı" şeklinde konuşuyor.

ÇINARIN GÖLGESİNDE SERİNLİYORLAR

Kıbrıs Hava Yolları'nda 20 yıl muhabere şefi olarak çalıştıktan sonra emekli olan Temel Güven, 1965 yılında İstanbul'a gelmiş. Bağcılar ilçesinde yaşamaya başlayan Güven, sokakları tek tek gezerek boş bulduğu alanlara fidanları dikmeye koyulmuş. 90'lı yıllarda diktiği ağaçları şu an apartman boylarına ulaşan Temel'e kimi zaman çocuklar kimi zaman da mahalleli teşekkür ediyormuş. Dönemin Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık ile görüşüp fidanlar için korkuluk yaptırdığını belirten Güven, "Fidanları diktikten sonra evimin suyuyla onları suladım. O dönemde İstanbul'da da ciddi bir su sıkıntısı yaşanıyordu. Yine olsa yine yaparım. Elimde hortumu gören arkadaşlarım ‘Sana mı kalmış bu işler?’ diyerek benimle dalga geçtiler. Ama öyle bir gün geldi ki hepsi söylediklerine pişman oldu. Benimle dalga geçenler deprem gecesi o ağaçların altına toplandı. Bu sıcaklarda çınarların gölgesinde serinliyorlar" diyor.

CEBİMDEKİ TÜM PARAYLA FİDAN ALIRDIM

Ağaçlara su verirken onlarla konuştuğunu da ifade eden Güven, "Ben çocukken de köyde elimde fidanlarla gezerdim. Köyde dönüm dönüm ceviz ağaçları dikerdim" diyen Temel, cebindeki tüm parayı fidan almak için harcadığını da şu sözlerle anlatıyor: "86 yılında cebimdeki tüm parayı fidanlar için harcayınca köylüden borç alıp İstanbul'a gelmiştim. O günleri unutamıyorum. 90 yılında da köyümüzde bir futbol sahamız vardı. Etrafı bomboştu. Dağa çıkarak fidanların bir kısmını köye getirdim. Futbol sahasının etrafına 20 tane fidan diktim. Şimdi hepsi kocaman olmuş. Sıcaktan bunalanlar çınarın altına gidiyormuş. Köylü, oraya hayvanlarını bağlıyormuş. Kimse bu tür işlerle uğraşmak istemiyordu. Hala da öyle. Bunu değiştirmemiz gerekiyor. Bu bir aşk işi. Ağaçlarımı bir de 100 sene sonra gelip görmek isterim. Keşke mezarımdan kalkıp görebilsem o ağaçları."

TATİLDE AĞAÇLARIMI ÖZLÜYORUM

İstanbul'a diktiği ağaçlarının bir kısmı yol yapım çalışmaları sırasında sökülünce çok üzüldüğünü ifade eden Güven, "Tramvay gelince 4 tane ağacım sökülmüştü. Böyle durumlar da yaşıyorum ne yazık ki. Ağaçlarımın hepsiyle ayrı bir bağım var. Onları tatilde bile özlüyorum. Ağaç olarak çınarı seçtim hep. Çünkü çınar ağacı çingenedir. Hayata karşı koyar, tutunmaya çalışır. Örneğin,akasya çabuk pes eder. Ama çınar ağacı pes etmez. Doğayla mücadele eder. Bu nedenle ısrarla çınar diktim. Mahalleli çok istedi diye ıhlamur da diktim. Kokusu çok güzel oluyor çünkü. Ama meyveli ağaçlar dikmedim. Çünkü mahalleli onları toplamak için birbiriyle kavga edebilirdi. Ayrıca insanlara bu ağaçların bana ait olduğunu duyuran Gönül Bağı'ndaki arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum" diyor. Doğayı çok seven Güven, köyde yaşamayı hiç düşünmediğini de söyleyerek "Tam bir İstanbul aşığıyım. İstanbulsuz yapamam. Şimdi İstanbuluma daha çok ağaç dikmek isterim ama artık yer kalmadı" şeklinde konuşuyor.


Ağaçlarım evleri doludan korudu

Kurşun kalem kalınlığında olan ve ilk etapta tutmayacağını düşündüğü bir fidanın şimdilerde büyük bir çınara dönüştüğünü ifade eden Temel Güven, "Çöpe atmaya kıyamadım. ‘Hadi sen burada kendin öl’ diyerek toprağa diktim. Ancak o fidan beni utandırdı. Şu anda en uzun ve en yakışıklı çınar o oldu” diyor. Adapazarı'nda diktiği ağaçların yanındaki binaların dolu sırasında zarar görmedğini de sözlerine ekleyen Güven, "Ağaç olmayan evler yıkıldı. Bosna Hersekliler savaş boyu yakacak olarak ağaçları kullandılar. 500 sene sonra ağaç geri döndü ve işe yaradı. Ağacın hiçbir zararı olmaz. Aksine faydası olur" şeklinde konuşuyor.

  • Öbür taraftaki yerini hazırladı
  • Temel Güven ile 1980'den beri aynı mahalleden arkadaş olan Murat Acar, " Ağaçları ekerken ona yardım ederdik. Sulardık. Çembere alırdık. Şimdi de altında oturuyoruz. İhtiyarlar gölgede oturdukça Temel'e dua ediyor. Öbür taraftaki yerini hazırladı Temel. Sohbetlerimizi burada yapıyoruz. Benim de kendi bahçem var. O bahçeye meyveler, sebzeler ektim" şeklinde konuşuyor. 1970 yılından beri Güven ile arkadaş olan Kemal Avşar da onu hep motive ettiğini ve zamanlarının pek çoğunu ağaç dikerek geçirdiklerini söyleyerek Güven'e "Temel Reis" lakabını taktığını söylüyor. Mehmet Kaçmaz ve Celal Karadaba da her sokakta Güven'in bir ağacı olduğunu ve Güven'in ağaçları sayesinde nefes alabildiklerini söylüyor.
#Bağcılar
#Çınar ağacı
#Temel Güven
7 yıl önce