|

Son nefeste baba şefkati

Amerika’da yaşayan Mohamed Bzeek, ölümcül hastalıkla boğuşan çocukları evlat ediniyor ve onların bakımını üstleniyor. Bugüne kadar 80 tane çocuğun bakımını üstlenen Bzeek, “Bu çocuklardan 10 tanesini evimde kaybettim. Çocuklara bakarken hayli zorluk çekiyorum ama onların bir tebessümü tüm yorgunluğumu alıp götürüyor. Onları son nefeslerine kadar yalnız bırakmayacağım” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/04/2017 Pazar
Güncelleme: 07:47 - 23/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Son nefeste baba şefkati
​Son nefeste baba şefkati

Üniversite eğitimi için 1978 yılında Libya’dan Amerika’ya giden Mohamed Bzeek, uzun yıllar ölümcül hastalıkla boğuşan çocukları evlat ediniyor ve onların bakımını üstleniyor. Elektrik mühendisi olan Bzeek, çalışmak için Los Angeles’a gittikten sonra koruyucu annelik yapan eşi Dawn ile tanışmış ve hayatı işte tam da o dönemlerde değişmiş. Eşinin ailesinde çocukları evlat edinmenin bir gelenek olduğunu belirten Bzeek, zamanla bu çocukları çok sevmiş. Eşiyle birlikte 1995 yılından sonra sadece ölüm döşeğindeki çocuklara bakma kararı alan Bzeek, o tarihten sonra hastane hastane dolaşarak evlat edinebilecekleri çocukları aramış. Bu zamana kadar 80 tane çocuğun bakımını üstlenen Bzeek ve eşinin evinde 10 tane çocuk hayata gözlerini yummuş. Kendisinin de 19 yaşında gelişim bozukluğu olan bir çocuğu olan Bzeek, “Çocuklara bakarken hayli zorluk çekiyorum ama onların bir tebessümü tüm yorgunluğumu alıp götürüyor. Onları son nefeslerine kadar yalnız bırakmayacağım” diyor.

Kaç yıldır çocuklara bakıyorsunuz? Çocuklara bakma fikri ilk nasıl oluştu?

1989’dan beri eşimle çocuklara bakmaya başladım. Eşim zaten koruyucu anneydi. Onunla birlikte bu kutsal görevin tam benlik olduğunu anladım. Bazı çocukları aldığımızda isimsizlerdi ve ben onlara bir isim veriyordum. Bu çok güzeldi. Bu zamana kadar baktığmız çocukların içinde 40 tanesi hastaydı. 10 tanesi de evimizde vefat etti. O anlar çok acıydı. Ama onları hastanelerin soğuk odalarından kurtarmanın da sevincini yaşıyordum. Hayatlarının son anlarında onlara hem evimizi hem de yüreğimizi açtık. Bu inanılmaz mutluluk verici. Eşimi de 3 yıl önce kaybettim. Eşim öldükten sonra da çocuklara tek başıma bakmaya başladım.

24 SAAT ONLARLA İLGİLENİYORUM
Peki aileler neden çocuklarını hastanelerde ölüme terk ediyor?

Sanırım insanlar ölümden korkuyor. Çocuklarının evlerinde ölmelerini istemiyorlar. Bakımları da zor olduğu için onları hastane odalarına terk ediyorlar. Ayrıca kimisinin anne ve babasının alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğrendim. Ama birileri onlara bakmalı diye düşündüm. Çünkü onların sevgiye ihtiyacı var. Bu sevgiden mahrum kalarak ölmelerine çok üzülüyorum. Evimde çocuklar öldüğü zaman hepsinin ellerinden tutuyorum.

Onlara bakarken ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

Onların bakımında inanılmaz zorluk çekiyorum. Hepsinin hastalıklarına göre farklı farklı zahmetleri oluyor. Günün neredeyse 24 saatinde kulağım onlarda oluyor. Uykusuzluk en büyük problemim. Ayrıca stres ve zihinsel yorgunluğum da çok fazla oluyor. Sosyal hayatım zaten yok artık.Bu görevi tüm kalbinizle yapmanız gerek. Ama onlar için her şeye değer. Onların bir gülümsemesi her şeyi unutturuyor bana. Örneğin bazı çocuklar hastalığından kurtuldu ve kendilerine bir hayat kurdu. Bana baba dediklerinde çok mutlu oluyorum.


ALLAH BİLSİN YETER
En çok hangi çocuk etkiledi sizi?

Evimde 4 Temmuz 1991’de hayatını kaybeden ilk çocuk Spina Bifida’ydı. Omurgası cildinden çıkmıştı. Beslenmesi de oldukça zordu. Beslenmesini de tüple sağlıyorduk. Bir gün makine hiç uyarı vermedi ve Spina’nın uykusunda öldüğünü gördüm. Bunu öğrendiğimizde çok üzülmüştük. Çocuk ölümüyle baş etme konusunda bu bizim ilk deneyimimizdi.

Sizden ilham alarak çocuklara bakan kimseler oldu mu?

Evet, oldu tabii. Benim hikayemin temel nedenlerinden biri insanları koruyucu aileler bulmaya teşvik etmek. Bunu da elimden geldiğince insanlara duyurmaya çalışıyorum. Çünkü yeryüzünde korunmaya ihtiyacı olan çok sayıda çocuk var. Amerika’da benimle ilgili haberler çıkınca çevremdekiler çok şaşırdı. Bir Müslüman olarak yaptıklarımı kimseye anlatma gereği duymadım. Yaptıklarımı Allah bilsin yeter.

HEP YANLARINDA OLCAĞIM
Çocuklara bakmaya devam edecek misiniz?

Evet, sağlıklı olduğum sürece bu çocuklarla ilgilenmeye devam edeceğim. Çünkü bu çocukları hiç kimse almak istemiyor. Bakımını üstlendiğim çocuklara baktıkça hala yardıma ve sevgiye muhtaç onlarca çocuğun olması gerçeği içimi acıtıyor. Dolayısıyla ben onlarsız bir hayatı tercih edemem. Nefes aldığım müddetçe onların yanında olacağım.

Bu konuyla ilgili gelecekte başka planlarınız var mı? Dernek ya da okul kurmayı düşünüyor musunuz?

Şu an Kaliforniya Eyaleti’nde Çocuk Hizmetleri Departmanı Tıbbi Birim ile doğrudan çalışıyorum. Bazı çocuklarımızın sağlıklı hale gelerek okula gitmelerine şahit oldum ve bu beni çok mutlu ediyor. Çocuklar için her şeyi yapmaya hazırım. Farklı planlarım var tabii.


En büyük sorunumuz ayrımcılık
Siz bir Müslüman olarak Amerika’da dininizi yaşama konusunda ne tür sıkıntılar yaşıyorsunuz?

Güçlüklerle karşılaşıyorum tabi. Zaman zaman ayrımcılığa da uğruyorum. Sakallıyım ve camiye gittiğimi görenler tuhaf tuhaf bakabiliyorlar bana. Çünkü insanlar İslam ve Müslümanlar hakkında yanlış fikirlere sahip. Önyargılılar ve bizden nefret ediyorlar. Genellikle bu algıyı oluşturan da medya oluyor. Ama hikâyem duyulduktan sonra sonra hakkımda çok güzel şeyler duydum. Bazı yetkilileler bana ödül verdi.

Amerika’daki Müslümanların en büyük problemi ne sizce?

En büyük sorunumuz ayrımcılık. Müslümanlar her zaman kötü ve sorun oluşturan insanlar olarak gösteriliyor. Müslümanlar topluma zarar veren insanlar olarak yaftalanıyor ve hakkımızda hep kötü şeyler söyleniyor.


Madalyalarım var
Siz aynı zamanda koşucusunuz.
Koşmaya devam ediyor musunuz?

Evet eskiden koşuyordum. Maraton koşucusu olarak toplam 16 maraton kazandım ve pek çok madalyam var. Eşim hasta olduktan sonra ve biyolojik oğlum da engelli olduğu için bu aktivitemi devam ettiremedim. Şimdi de koşmaya vaktim yok. Umarım bir gün tekrar koşar ve daha fazla maratona katılabilirim.


#ABD
#Mohamed Bzeek
7 yıl önce