|

"Süper NATO’cular bugünlerde ne yapıyor acaba?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesine "Süper NATO’cular ne yapacak" başlıklı yazısını taşıdı. Ömer Lekesiz, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Kemal Öztürk de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:00 - 21/11/2017 الثلاثاء
Güncelleme: 09:10 - 21/11/2017 الثلاثاء
Yeni Şafak
Kemal Öztürk, ​Abdullah Muradoğlu, Hatice Karahan, Hasan Öztürk ve Ömer Lekesiz.
Kemal Öztürk, ​Abdullah Muradoğlu, Hatice Karahan, Hasan Öztürk ve Ömer Lekesiz.

Hasan Öztürk, Ömer Lekesiz, Hatice Karahan, Abdullah Muradoğlu ve Kemal Öztürk'ün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Hasan Öztürk: Süper NATO’cular ne yapacak

NATO’cular diye bir kavram var biliyorsunuz… Süper NATO diye de.  Türkiye’deki tüm askeri darbelerin de aslında Amerika ve NATO tarafında yapıldığına ilişkin kanaatlerimiz de.NATO’cular dediğimizde Batılı kafaya sahip ve aynı zamanda Türkiye içerisinde operasyon yapabilen askeri bürokrasinin de içinde olduğu vesayeti kabul etmiş bir kanadı kastederiz. Süper NATO dediğimizdeyse kontrgerillayı da kontrol eden darbeci ana karargahı. NATO’nun Türkiye’ye yönelik son “düşmanlığı”nı görünce biraz hatırlatmalarda bulunmak gerektiğine inandım.

27 Mayıs 1960 darbesini yapanların ilk açıklamasından bir cümle, “Bütün ittifak ve taahhütlerimize sadığız. NATO’ya inanıyoruz ve bağlıyız. CENTO’ya bağlıyız.”İlginç öyle değil mi?

Ömer Lekesiz: Biz bunlar kadar Amerikan mandacısı değildik

Halide Edib Adıvar’ı bilirsiniz.En azından hocaları kötüleme furyasında yazdığı Vurun Kahpeyeadlı malum metnini ortaöğretim sırlarında mecburen okumuş olmakla, babasının dönmeliğinden başlayarak, yazarlık hayatını, siyasi faaliyetlerini, despotizme itirazını, sürgünlüğünü, laikliğe ve Latin alfabesinin kabulüne muhalefetini, kısaca özgeçmişini de bir şekilde öğrenmişsinizdir. Ben şimdi Halide Edib’in daha az bilinen bir yönü üzerinde durmak istiyorum.

Geçtiğimiz günlerde, adı lazım değil bir gazeteci, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi’yi, “sarıklı, hoca, şeyhülislam, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin kurucusu, Milli Mücadele karşıtı ve mandacının teki” olması nedeniyle, “onu severseniz falancayı sevemezsiniz” kükreyişine malzeme yapmıştı.

Hatice Karahan: İşsizlikteki düşüşün perde arkası

Uluslararası Çalışma Örgütü ILO, World Employment Social Outlook 2017 Raporu’nda dünya işgücü piyasasına dair trendlere ışık tutarken küresel işsizlik oranının inadından bahseder. Tahminler, 2017 yılı sonunda dünya ekonomisinin 3,4 milyon yeni işsize daha ev sahipliği yapacağı ve böylece toplam işsiz sayısının 201 milyona çıkacağı yönündedir. Hatta 2018 yılı için de, 2,7 milyon ek işsiz beklentisi not düşülür.

Bu çerçevede dünya genelindeki işsizlik oranının düşmesine temel engelin, yükselen ekonomiler olduğu söylenebilir. Nitekim gelişmiş ülkelerde yavaş da olsa düşme eğilimini sürdüren bir oran gözlendiği malum. Oysa yükselen cephede, özellikle son yıllarda emtia kaynaklı şoklar yaşayarak halden düşen ekonomilerin işgücü piyasalarındaki zararları çok net. Öte yandan yükselenlerin genel anlamda dünya ekonomisinin lokomotifi oldukları da koskoca bir gerçek ancak nüfuslarındaki yoğunluk söz konusu verilerin iyileşmesine öyle kolay elvermiyor.

Abdullah Muradoğlu: Steve Bannon’ın frenine neden bastılar?

Önceki yazıda, ABD’nin en zengin siyasi bağışçıları arasında yer alan Robert Mercer ve Sheldon Adelson’ın, Trump’ın eski Beyaz Saray Baş Stratejisti Steve Bannon ile aralarına mesafe koymak durumunda kaldıklarından söz etmiştik. Trump’ın mega-bağışçıları olan Mercer ve Adelson, “Trumpizm” adıyla yeni bir “Sağ” inşa etmek isteyen Bannon’ın arkasındaki finansörler olarak görülüyorlardı. Beyaz Irkçılar’ı finanse etmekle suçlanan Mercer, hem 50 milyar dolarlık varlığı yöneten şirketin eş CEO’luğundan ayrıldığını ve hem de Bannon’ın yönettiği “Breitbart News”deki hisselerini kızlarına satacağını açıklamıştı.

ABD’nin en zengin 8’nci kişisi olan Adelson’ın “Cumhuriyetçi Parti”nin “Neocon”larıyla yakın ilişkileri var. Tutkulu bir Siyonist olarak tanınan Adelson’ın Netanyahu’nun “Likud” liderliğine gelmesinde büyük payı olduğu söyleniyor. “Amerikan Siyonist Organizasyonu-ZOA”nın finansörü olan Adelson’ın en acil gündemiyse, ABD’nin İsrail Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınmasını sağlamak. Bannon. Beyaz Saray’da görevliyken Trump’ın ev ödevlerini ofisindeki bir panoda sıralamıştı.

Kemal Öztürk: Korkmalıyız… İnsanlık aklî muvazenesini kaybediyor

Bir şeyler oluyor dünyada. Hepimizi şaşırtan şeyler… Anlatayım.“Tanrılar çıldırmış olmalı”, Afrika’da, beyazların neden olduğu değişimi ve etrafında yaşananları bir türlü anlayamayan yerlilerin söylediği bir söz. Sahip oldukları bilgiyle, olayları ancak böyle çözümleyebilmişler (Jamie Uys ‘nin yönettiği bu film, 1980’de gösterildiğinde çok büyük ilgi görmüştü). Bugün tüm dünyada yaşananları, daha doğrusu akıllara zarar olayları gördükçe, bir çoğumuz bunu, ‘tanrılar çıldırmış olmalı ki, böyle şeyler yaşanıyor’ diye açıklayabilir ancak.

Düşünsenize;Şovmen ve ultra zengin Trump, fakirlerin oyuyla ABD Başkanı oldu. İngiltere, AB’den çıktı, kurucusu olduğu ABD ile örtülü bir kavganın içine girdi. AB genişliyor derken, dağılmaya başladı. Tüm Batı halkları, medeniyetlerinin ürettiği çok kültürlülük, kapitalizm, globalizm, insan hakları gibi kavramlara kaşı adeta savaş açtı. Aşırı sağı bırakın, bir Nazi partisi Alman parlamentosunda sandalyelere kurulmuş, herkese Hitler selamı yapıyor şu anda.

#​Hasan Öztürk
#Ömer Lekesiz
#Hatice Karahan
#Abdullah Muradoğlu
#Kemal Öztürk
٪d سنوات قبل