|

Astana süreci ve Nursultan Nazarbayev

Nursultan Nazarbayev’in Türkiye’deki darbe girişimi sonrası ilk resmi konuk olması önemlidir. Zor zamanlarda verilen destek, gerçek dostluğun göstergesidir. Sayın Nazarbayev’in hem bu ziyareti hem de ziyareti sırasında darbe girişimi ile ilgili olarak “Türkiye’ye düşman olan bize de düşmandır” açıklaması, Türk milletinin zihninde ve kalbinde sayın Nazarbayev’e özel bir yer açmıştır.

Yeni Şafak
04:00 - 10/03/2017 Cuma
Güncelleme: 15:39 - 10/03/2017 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Doç. Dr. Nevzat Şimşek- Ahmet Yesevi Üniversitesi


Kazakistan'ın yeniden bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından bu yana Kazakistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Nursultan Nazarbayev, sadece kendi ülkesinin değil diğer birçok ülkenin de güvenini kazanan barış yanlısı bir lider olarak dünya sahnesinde yerini almıştır. Elbette bu bir tesadüf değildir. Onun, ülkesinin sosyo-ekonomik gelişmesinde olduğu kadar uluslararası arenada başarısında ve bölge ülkeler arasında ön plana çıkmasında rolü çok büyüktür. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan sayın Nursultan Nazarbayev'i “Türk dünyasının aksakalı" olarak şu şekilde nitelendirmiştir: “Sayın Cumhurbaşkanı adeta Türk dünyasının bir aksakalı durumundadır. Sayın Nazarbayev'in uygulamaya koyduğu akılcı ve dengeli politika sayesinde Kazakistan bugün bölgenin ve dünyanın işbirliği aranan saygın bir aktörü haline gelmiştir. Ortak dil, tarih ve kültürü paylaştığımız kardeş ülke Kazakistan bağımsızlığını müteakip… siyasi istikrarını güçlendirdi ve hızlı bir ekonomik kalkınma gerçekleştirdi". Onun erdemli duruşu, politik olgunluğu, arabuluculuk özelliği ve uzlaşmazlıkları çözmedeki yetenekleri gibi kişisel özelliklerini sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi diğer dünya ülkelerinin liderleri de takdir etmektedir.



KAZAK MODELİ


Nazarbayev'in arabuluculuk özelliği ve uyuşmazlıkları çözmedeki rolü Türkiye'nin gündemine özellikle Türkiye ile Rusya arasındaki krizi çözmedeki etkin katkısının yanısıra Suriye'deki rejim ile muhalifler arasında yapılması planlanan toplantıya Astana'da ev sahipliği yapılmasının teklif edilmesi sonrası girmiştir. Baştan belirtelim, sonra tasviri bir dille açıklamaya çalışalım: Kazakistan'ın gelişim ve istikrarı, hem tarihten ders alan hem de 1990'lı yıllarda halkının geleceğini çok iyi bir şekilde öngörebilen Nursultan Nazarbayev'in şahsiyetiyle yakından ilişkilidir. Bu yazı işte bu nedenle, Kazakistan'ın başkenti Astana'nın ve Kazakistan cumhurbaşkanının arabuluculuk özelliği ve uyuşmazlıkları çözmedeki rolüne tarihsel referanslar vermek amacıyla kaleme alınmıştır.



Nursultan Nazarbayev'in bakış açısı ve stratejisiyle şekillenen "Kazak modelinin" iki temel direği "istikrar" ile "ekonomik gelişim" Kazak hükümetinin bütün programlarında yer almıştır. Modern Kazakistan çok sayıda farklı kültürü, etnik grubu ve dini içinde barındıran bir ülkedir. Kazak modelinin temelini oluşturan kavramlardan biri de toleranstır. Aşağıdaki örneklerde Kazakistan dış politikasında toleransın rolünü görmek mümkün olacaktır.



Nazarbayev'in bölgesel istikrarı ve güvenliği sağlamada attığı en önemli adımlardan biri de Sovyetler Birliği'nden ülkesine kalan nükleer mirastan vazgeçerek Kazakistan'a nükleeri olmayan ülke statüsünü kazandırması ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesi politikasını izlemesi olmuştur. Bu kararın aynı zamanda sayın Nazarbayev'e uluslararası alanda önemli bir politik etki ve prestij kazandırdığı söylenebilir. Bilindiği gibi, soğuk savaş döneminin nükleer silah yarışında Kazakistan, Sovyetler Birliğinin silah laboratuvarı olarak kullanılmış, bu bağlamda bağımsızlıkla beraber dünyada dördüncü nükleer güç olmuştur. Nazarbayev verdiği önemli bir kararla Semipalatinsk nükleer deneme santrallerini kapatmış ve Sovyetler Birliğinin nükleer mirasını reddetmiştir.



DIŞ POLİTİKADA YAPICI TAVIR


Nursultan Nazarbayev'in kişisel özelliklerinin yansıdığı diğer bir alan ise dış politikadır. Devletin dış politikasını belirlerken, ülkenin jeopolitik durumunu, ekonomik, sosyo-kültürel ve etnik-dinsel niteliklerini, Avrasya bölgesi içinde ve dışında güç dağılımının etkilerini dikkate alarak "herkesle dostluk prensibine ve dengeye dayalı çok yönlü dış politika" izlemenin ülke çıkarlarına ve güvenliğine daha uygun olacağını belirten sayın Nazarbayev, dış politika ilişkilerinde tek yönlü bir politika izlemek yerine her ülkeye eşit mesafede yaklaşımı benimseyen çok yönlü bir dış politikayı uygulamayı amaçlamıştır. Bu bağlamda Kazakistan, aynı zamanda BM Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri de olan güçlü bölgesel aktörler Rusya ve Çin gibi komşuları ile iyi geçinmeye özen göstermiş, diğer taraftan da ABD ve Türkiye başta olmak üzere diğer dünya ülkeleriyle de her alanda ikili ilişkilerini geliştirmeye gayret etmiştir.



İSTİKRAR VE GÜVENLİK


Nursultan Nazarbayev ayrıca Kazakistan'ın uluslararası ortama entegre olabilmesi için politik ve ekonomik reformlar gerçekleştirerek modernleşmeyi öngörmüştür. Bu süreçte de Kazakistan'ın istikrarlı ve ekonomik gelişimine dış çevreden gelebilecek her türlü tehditten korumak için "güvenlik kuşağı oluşturma" stratejisini devreye sokmuştur. Bu bağlamda, Asya'da barışı ve güveni egemen kılmak ve bunu sürekli hale getirmek için 5 Ekim 1992 yılında yapılan Birleşmiş Milletler 47. Genel Kurulu'nda Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansının (The Conference on Interaction and Confidence Building in Asia - CICA) kurulmasını önermiş ve örgütün gelişimini sağlayarak, 2010 yılına kadar bütün giderlerini kendisi karşılamıştır. İlk Zirve tam on yıl sonra 2012 yılında Almatı'da yapılmıştır. CICA platformu, Asya bölgesinde güvenlik alanında işbirliği için yeni bir format oluşturmuştur denilebilir. Bu girişim ile sayın Nursultan Nazarbayev Asya'da istikrarın ve güvenliğin arttırılmasına ilişkin inisiyatif aldığını ve gelecekte de alabileceğini tüm dünyaya göstermiştir.



ORTAK BİLDİRİYE İMZA


Nursultan Nazarbayev'in en önemli diplomatik başarılarından biri de, Kazakistan'ı 2010 yılında AGİT'in başkanlık sandalyesine oturtması ve dönem başkanlığını 30 Aralık 2010 tarihli bir zirve ile sonuçlandırmasıdır. Kazakistan'ın dönem başkanlığı sayesinde AGİT'in ilgi alanının Avrasya coğrafyasına da kaydığını ve bu alandaki sorunları çözmeye dönük önemli adımların atılmasını beraberinde getirdiğini ifade etmek gerekir.



Kazakistan, 2011 Haziran'ında İslam İşbirliği Örgütünün başkanlığını da üstlenmiştir. Nisan 2016'da İstanbul'da gerçekleştirilen 13. İslam Zirvesi Konferansında, geçmiş tecrübelerinde diyalog ve hoşgörü için çaba gösteren iki lider, Türkiye Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte sayın Nursultan Nazarbayev, İslami yakınlaşmaya ilişkin ortak bir bildiriye imza atmıştır.



Önemli bir diğer girişim de G8 ve G20 formatlarının yanısıra, Kazakistan'ın bağımsızlığının 20. yıldönümü nedeniyle düzenlenen resmi tören sırasında Aralık 2011 yılında, sayın Nursultan Nazarbayev tarafından önerilen G-Global platformudur. Burada özellikle global çözümlerin tüm dünya devletleri için adil olarak belirlenmesi ve dünya politikalarında yeni global ilkelerin geliştirilmesi gerektiği üzerine vurgu yapılmaktadır.



TÜRKİYE'YE BÜYÜK DESTEK


Çok boyutlu bir dış politikanın uygulanması, Astana'nın kriz yaşayan taraflar arasında arabulucu ya da en azından diplomatik kanal rolü üstlenmesini sağlamaktadır. Özellikle 2015 Kasım ayında yaşanan uçak krizi sonrasında sayın Nazarbayev, tarihi bir rol üstlenerek Türkiye ve Rusya arasında tekrar diyalog mekanizmasının kurulması için çaba göstermiş, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların giderilmesi için tarihi arabulucu rolünü üstlenmiştir. Bu sürecin olumlu sonuçlanmasının ardından Ağustos ayında Nursultan Nazarbayev Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirmiş, bu ziyaret çerçevesinde hem Türkiye-Rusya ilişkileri değerlendirilmiş hem de Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili görüşmeler yapılmıştır. Sayın Nursultan Nazarbayev'in Türkiye'deki darbe girişimi sonrası ilk resmi konuk olması önemlidir. Zor zamanlarda verilen destek, gerçek dostluğun göstergesidir. Sayın Nazarbayev'in hem bu ziyareti hem de ziyareti sırasında darbe girişimi ile ilgili olarak “Türkiye'ye düşman olan bize de düşmandır" açıklaması, Türk milletinin zihninde ve kalbinde sayın Nazarbayev'e özel bir yer açmıştır.



KURUCU LİDER


Sayın Nazarbayev'in Rusya ve Türkiye arasındaki başarılı arabuluculuk rolü, Suriye konusundaki barış görüşmelerinin tarafsız bir bölgede yapılması fikrinin Astana'da gerçekleştirilmesi düşüncesine yol açmıştır. Sayın Nazarbayev, yukarıda bazı örneklerini verdiğimiz tarihsel arabuluculuk rolünü Suriye için de gerçekleştirmeye hazır olduklarını belirterek Suriye'de sürdürülen acımasız savaşın durdurulması konusuna olan duyarlılığını teyit etmiştir.



Tüm bu girişim ve inisiyatifler göstermektedir ki, Sayın Nursultan Nazarbayev'in çabalarının hem Avrasya bölgesindeki istikrara, hem de küresel güvenliğe büyük katkısı olmaktadır. Birçok konuşmasında yeni bir dünya ve ortak gelecek için her bir insanın sorumlu olduğunu söyleyen sayın Nursultan Nazarbayev, savaşların durdurulması gerektiğinin altını çizmekte, yapıcı eleştiriler ve diyaloglar yoluyla sorunlara çözüm aranması gerektiğini belirtmektedir.



Kısacası, Kazakistan'ın bütün başarıların ardındaki en önemli isim, hiç kuşkusuz Kazakistan'ın siyasi yapısını inşa eden ve her zaman ülkesini hem dünyada hem de bulunduğu bölgede önemli bir güç haline getirme çabasında olan Nursultan Nazarbayev'dir. Tarih, barış yönünde çaba gösteren insanları unutmayacaktır. Çünkü mazlumların duası her zaman onlarla olacaktır.


#Nursultan Nazarbayev
#Astana
#15 Temmuz
#Rusya
7 yıl önce