|

Bir ekmek bir Yeni Şafak lütfen

“Günlük bir ekmek ne kadar elzemse Yeni Şafak da benim için o kadar elzem” diyen okuyucuların ve abonelerinin desteğiyle bugün Yeni Şafak Gazetesi olarak 30. yılımıza erişmenin gurur ve mutluluğunu yaşıyoruz. İstanbul’dan Malatya’ya, Ankara’dan Ordu’ya, Antalya’dan Zonguldak’a 30 yıllık serüvenin yakın takipçileri olan en eski abonelerimize ulaştık. Yıllarca haberlerimizi takip eden okuyucularımız bu kez Yeni Şafak’a konuştu.

Latife Beyza Turgut
04:00 - 21/01/2024 Pazar
Güncelleme: 00:59 - 21/01/2024 Pazar
Yeni Şafak
Ahmet Çakmak, Yunus Erdoğan, Zafer Karayiğit.
Ahmet Çakmak, Yunus Erdoğan, Zafer Karayiğit.

30. yılına giren Yeni Şafak serüveninin en yakın takipçileri onlar. Türkiye’nin dört bir yanından hem ülkelerinden hem dünyadan hem de İslam coğrafyasından haberdar olmak için her sabah gazetemizi eline alıyorlar.. Güne Yeni Şafak ile başlamaya alışmışlar. Birçoğu gazeteye ilk ne zaman abone olduğunu çoktan unutmuş, “Yaşadığım müddetçe o gazete kapıma gelecek, masamda duracaktır” diyor. Dava şuuru, vefa bilincinin yanında doğru ve dürüst gazetecilik için de Yeni Şafak aldıklarını söylüyorlar. Şimdi sözü onlara bırakıyoruz; sadık okuyucularımıza…

Manevi olarak da aydınlatılıyorum

“Ben objektif haber anlayışına bakıyorum. Manevi olarak da aydınlatıldığımı düşündüğüm için Yeni Şafak’ı takip ediyorum” diyen okuyucumuz Aziz Ercan Ankara’da yaşıyor. Özellikle köşe yazarlarının kalitesini beğendiğini, hepsini severek okuduğunu söylüyor. Evinde gazetelerin balya balya durduğunu anlatam Ercan, “SGK’da sosyal güvenlik uzmanıyım. Benim için gazeteler değerli. Atmıyorum onları evimde balya balya durur. Şimdi kitaplarınız yok geçmişte kitaplarınız da vardı. Ansiklopediler de vardı. Allah ömür verdikce de alacağım” diyor. Ankara’daki en eski okurlarımızdan biri de bu yıl 78. yaşına basan Ahmet Çakmak. Ankara İlahiyat Fakültesi’nden 1970 yılında mezun olan Çakmak, fakülte yıllarında gazete de çıkarmış. Mesleğine Kastamonu il müftü yardımcısı olarak başlamış, şimdi ise emekli. Ama halen okumayı sürdürüyor. Çakmak, “Vatanına milletine faydalı doğru ve dürüst haber vermesi sebebiyle Yeni Şafak’ı takip ediyorum. Manen iç ve gönül zenginliği verdiği için. Köşe yazarlarnız dava şuuru içerisinde İslam’a hizmet etme aşkı ve şevki içerisindeler. Hepsini beğeniyorum. Öyle olmasalar zaten gazete aboneliğim bunca yıldır devam etmezdi” diyor.

Ahmet Çakmak: Vatanına, milletine faydalı doğru ve dürüst haber vermesi sebebiyle Yeni Şafak’ı takip ediyorum.

Babadan oğula miras

İstanbul’da tekstil işletmecisi olan Arif Dedeoğlu, 2001 ya da 2003 abone olduğu yılı tam hatırlayamasa da, “Yeni Şafak hakkında konuşunca ben duygulanıyorum. Bizim tek derdimiz dava başka bir şey değil kardeşim, karınca misali destek olmak” sözleriyle düşüncelerini özetliyor. Dedeoğlu, “Yeni Şafak bizim gözümüz, kulağımız. Sosyal medyadan takip ediyorum. Ciddiye alıyorum” diyor. İstanbul’da gümrük malzemeleri alım satım işleriyle uğraşan bir başka okurumuz Ömer Lütfü Çakırca ise 15 Temmuz Şehitler Albümü’nün dükkanının camında asılı durduğunu söylüyor. Yeni Şafak okumaya başladığı ilk yıllarda henüz enç bir mühendislik fakültesi öğrencisi olduğunu söyleyen Mehmet Ali Çilesiz de “Gazetemizden memnunuz. Fikri olarak yakınlık duyduğum için 2001’den beri takip ediyorum” diyor. İstanbul’daki aile işletmesini babasından devraldığını anlatan Erhan Küçükkaya ise “Ben geldiğimde babam zaten Yeni Şafak’a aboneydi. Ben de bunu değiştirmedim.Hem aboneliğe hem Yeni Şafak okumaya devam ettim” diye anlatıyor. Aslında en genç kuşak olarak dijitale daha yakın olduğunu söylese de “İnternetten daha çok haber takip ediyorum. Ama Yeni Şafak ile gönül bağımız var. Benim dükkanımda masamın üzerinde Yeni Şafak durur. ‘Tarafımız belli olsun’ gibi düşünebilirsiniz. Gelenler gazeteyi görür bizimle ona göre konuşur” diyor.

Yakup Bayzit: Benimle beraber abone olan pek çok arkadaşım internet ile tanışınca gazeteyi bıraktılar ama benimki bir alışkanlık.

Gazetenin bağımlısıyım diyebilirim

Adının “günlük gazete” olması sizi yanıltmasın. Gazetemizi günlük okuyanlar kadar bir de günü gününe arşivleyen okuyucularımız var. Konya’daki en eski okuyucularımızdan Mehmet Ulu, “Yeni Şafak hem benim kesimimi temsil ediyor hem de donanımlı yazarlar var. En az 3-4 tane günlük okuduğum yazar var” diyor. 15 Temmuz ile ilgili haberler ile birlikte beğendiği köşe yazılarını da sakladığını anlatan Ulu, “Hatta hanımla tartışıyoruz, ‘Ne kadar çok kırpıp saklıyorsun?’ diyor bana. Gazetemiz ve kitap ekini takip etmeyi çok seviyorum. Aylık olarak kitap ekini de heyecanla bekliyorum” ifadesinde bulunuyor. Kendisini “gazete hastası” olarak tanımlayan Ayhan Şak, 31 yıllık tarih öğretmeni Antalya-Kepez’de ikâmet ediyor. “Yeni Şafak fikir gazetesi yazıları kalite bakımından çok üst seviyede. Günceli iyi yakalıyor. Her tür konuda fikir beyan eden yazılar çıkıyor. Her haliyle çok üst bir gazete. Ben ne zaman abone olduğumu hatırlamıyorum. Bağımlısıyım diyebilirim” diyor. En çok karikatürleri ve Mehmet Şeker’i beğendiğini söylüyor. Sıralamanın devamında Gökhan Özcan ve Taha Kılınç geliyor. “Taha Kılınç bir konuyu yazdığı zaman yüz senesini birlikte ele alıyor. Biraz da tanışıyoruz” diyor. Gazetenin unutulmaz manşetlere imza attığını söyleyen Şak, o manşetlerden birini şöyle hatırlatıyor: “Rahip Brunson olayını hatırlarsınız. Trump, bu adam için Türkiye’ye gelmişti Erdoğan’a ‘Bu adamı salıver’ diye rica etmek için. Yeni Şafak’ın o habere manşeti ‘Papazı gördü’ olmuştu. Çok harika bir manşetti.” “Yeni Şafak çizgisini daima koruyan, istikrarlı yazarlarını da sevdiğim bir yayın” diyen Yakup Bayzit, Konya’da Selçuk Din Yüksek İhtisas Merkezi’nde din görevlisi olarak çalışıyor. Konya’ya yerleştiği ilk yıllardan beri Yeni Şafak’a abone olduğunu anlatan Bayzit, “Benimle beraber abone olan pek çok arkadaşım internet ile tanışınca gazeteyi bıraktılar ama benimki bir alışkanlık. Rutin olarak okuduğum sayfalar var. Çocuklarımın da ayrıca baktığı sayfalar var. Taha Kılınç, Ömer Lekesiz, Fatma Barbarosoğlu, Yusuf Kaplan ve Ersin Çelik gibi yazarları düzenli takip ediyorum. Diğer isimlerde dikkatimi çektikçe okuyorum. Beğendiğim köşe yazarlarını keser saklarım. Zaman zaman kitaplarımın arasına koyarım açıp karşılaştıkça okurum” diyor.

Önce okuyor sonra komşularıma ikram ediyorum

Eskişehir’de en eski okuyucularımızdan Süleyman Reyhan, kurulduğu günden bu güne Yeni Şafak okuyucularından olduğunu söylüyor. “Türkiye’nin birikimi diyor ya, o slogan tam anlamıyla Yeni Şafak’a uyuyor. Ben iyi bir dergi takipçisiyim. Yeni Şafak da bir dergi gibi düşünüyorum. Bilgileniyorum. Entelektüel birikimi çok yüksek” diyor Reyhan. Yeni Şafak’a bağımlılığını sigara bağımlılığına benzeterek latife yapıyor. Ayrıa bizimle güzel bir tevafuğu paylaşıyor: “Gece eve 1’de de girsem elime alır, muhakkak okurum. İbrahim Karagül’ü takip ettim, Taha Kılınç’ı takip ederim. Şimdilerde Aydın Ünal’ı okurum. Hepsini okurum diyebilirim. Yeni Şafak’ın ilk çıktığı yıllarda eşim ile henüz evli değildik. Kendisi İstanbul’da oturuyordu ve Yeni Şafak’ta yazmış o zamanlar. O sayıları da saklıyorum.” “Yeni Şafak ile yirmi yılı devirdik” diyen İsmet Ziya Çetinkaya, 70 yaşında bir okuyucumuz. Adalet meslek yüksekokulundan mezun olmuş uzun yıllar cezaevlerinde yöneticilik yapmış. Memuriyet yıllarında çok göze batmadan okumuş ama hep takip etmiş gazeteyi. Şimdilerde terzilik ile meşgul. “İş yerinde okuduktan sonra bitmediyse eve götürüyorum. Okuduktan sonra komşulara da ikram ediyorum. Yani 20 yıl önceki Yeni Şafak’ın da bende bulunabilme ihtimali var” diyor. “Doğru haberi takip etmek için ve hem fikrime hem de zikrime uygun olduğu için Yeni Şafak okuyorum. Bana ışık tutuyor” ifadesinde bulunan Çetinkaya, 15 Temmuz haberlerini hiç unutmadığını ve arşivlediğini anlatıyor.

Bu gazete size, bize güven sağlıyor

“Yeni Şafak Gazetesi benim bütün duygularımı içeren bir gazete” ifadesinde bulunan Zafer Karayiğit, yirmi yıldan uzun bir süredir abone olduğunu söylüyor. Karayiğit, “İslami kesimde daha güzel paylaşımlar var. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız ama Müslüman ibaresi kişiden kişiye değişebilir. Ben bu gazetenin İslam’a hizmet ettiğini düşünerek destekliyorum. Gazetenin parasında değilim, hizmete icabet etmek için destek olmak için alıyorum gazeteyi” diyor. Kendisi Kayseri’de kuyumculukla uğraşıyor ayrıca gazetede en hoşuna giden şeylerden birinin bulmacalar olduğunu ifade ediyor. Malatya’da doktorluk yapan en eski abonelerimizden Yusuf Kul, Yeni Şafak’a güvenini şu sözlerle ifade ediyor: “Aynı fikrin aynı ülkünün insanlarıyız. Her okuduğunuza güvenemiyorsunuz. Karmaşık zamanlarda Yeni Şafak size bir güven sağlıyor.” Adana’da erkek kuaförü olan Bayram Yeşilyaprak ise “Ben erkek kuaförüyüm dolayısıyla benim aldığım gazeteyi dükkâna gelen müşteriler de okuyor. Bazen müşteriler okurken ‘Usta bu haberin devamını okuyacağız’ diyorlar veriyorum” diyor.

Yeni Şafak 28 Şubat’ta sesimiz oldu

“Günlük bir ekmek ne kadar elzemse Yeni Şafak da benim için o kadar elzem” diyor Ankara’dan abonemiz Celalettin Günan. Ruhunu, inancını, düşüncesini yansıttığı için, davasını savunduğu için Yeni Şafak’ı aldığını ifade ediyor. Gazetenin eski sayılarını, bilhassa 28 Şubat ve sonrasındaki manşetleri ve 15 Temmuz zamanı çıkan manşetleri sakladığını anlatıyor. Siyasetle meşgul olan Günan, ayrıca tüm seçim gazetelerini de arşivinde bulabileceğimizi söylüyor. “Yeni Şafak ilk çıktığında ben Zonguldak MÜSİAD şube başkanıydım. Hatta Ömer Bolat Bey de genel başkanımızdı” diyen Zonguldak’tan Yusuf Karaoğlu da 28 Şubat sürecini asla unutmadığını söyleyenlerden. “Arşivimde hâlâ vardır gazeteleri. Zaten ben de yargılandım, beş yıl yedim. O yıllarda MÜSİAD şube başkanıydım, ateşin içindeydim. Yeni Şafak da bizim sesimizdi” diyor. Yargılanan arkadaşlar olarak yurt genelinde canlı yayınlara katıldıklarını anlatan Karaoğlu, daha sonra yargılandıkları dosyaların basına düştüğünü söylüyor. Karaoğlu şunları aktarıyor: “Olanları unutamam. MÜSİAD Kurucu Başkanı Erol Mehmet Yarar yargılandığı zaman şahitlerinden biri de bendim. Bunların hepsi haber oldu adımız çıktı. Yeni Şafak o zaman sesimizdi. Başka da yoktu. Biz Karadeniz Ereğli’de oturuyoruz. Burada bizim sesimizi duyuracak muhabir bulamadık. Hakan Kurttekin, arkadaşımız bizim muhabirimiz oldu. Dağıtımcı olarak başladı şimdi emekli olacak neredeyse.”

Bir vefa borcumuz var

“28 Şubat sürecinde sesimizi Yeni Şafak’la duyurduk” diyen bir başka isim de Ordu’dan abonemiz Ahmet Bilgi. 28 Şubat sürecinde yolsuzluk haberlerinden rahatsız olan dönemin hükümetinin talimatıyla Yeni Şafak’ın basıldığını ve sahiplerinin gözaltına alındığını hatırlatıyor. Bilgi, “28 Şubat’ın simgeleri olan batık bankalar ve yolsuzluklar zamanında Yeni Şafak gerçeğin peşinde koşmaktan vazgeçmedi. O dönemde de Albayrak ailesine geçmişti, onların gece alınmaları flan tabi bizim ayrıca sahiplenmemize neden oldu” diyor ve ekliyor: “Yeni Şafak ile gündemi, hatta sadece politik gündemi değil dünyanın gidişatını da takip ediyoruz. Bir vefa borcumuz var.” Öğretmenlik yapan Bilgi, yazarlarımızdan Nedret Ersanel, Süleyman Seyfi Öğün, Gökhan Özcan ve İsmail Kılıçarslan’ı ilgiyle takip ettiğini söylüyor.

Bu iş önce aşkla yapılır

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere bizler haber merkezlerinde haberlerimizi hazırlarken emektar dağıtımcılarımız da gazetemizi Türkiye’nin dört bi yanına servis ediyor. Antalya-Alanya temsilcimiz Yunus Erdoğan, neredeyse Yeni Şafak markası kadar eski bir dağıtımcımız. “Ben 2000 yılında temsilcisi oldum gazetenin. 20 küsür yılı devirdik. Bu iş para ile maddiyat ile devam edecek bir iş değil. Önce aşk ile yapılır, yoksa yürümez. Bu gazete bir inançtı, davamızdır, kendi sesimizdir” diyen Erdoğan, “Belki birgün bu kontağı çevirmeye değmeyecek ama buna rağmen ben kendime başka bir rızık kapısı aramayacağım. Bu gazete çıktığı ve Ankara’dan İstanbul’dan bana geldiği müddetçe okuyucu ile buluşturmaya devam edeceğim” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca “Benim bu işe bir de vefa borcum var” açıklamasını yapan Erdoğan, dağıtımcılığa başlama hikâyesini bizimle paylaşıyor: “Ben sıfırdan hatta eksiden başladım 2000 yılında. Bu gazetenin vesilesiyle evlendim, yuva kurdum. Ağır miyoptum. görme kaybım vardı. Yeni Şafak’ın desteği ile ameliyat oldum. Yeni Şafak, Akit ve Milli Gazete ameliyat paramı karşıladı. Bana hiç ödeme yaptırmadılar. Sadece yol paramı karşıladım.” Yeni Şafak Gazetesi’ni dağıtırken motor kazası yaptığını anlatan Ordu’dan Mustafa Kemal ise, “Gazete ile özdeşleştik artık. 1999’da başladım 6-7 sene gazeteyi dağıttım. O günden beri de aboneyim. İnançlarımıza değerlerimize sahip çıktığı için takip ediyorum. Üstelik Albayrak ailesinin de bizim için önemli bir yeri var. Gazeteyi dağıtırken bir kış günü kaza geçirdim. O dönem ağırdı durumum ama çok şükür şimdi bir şey yok” diyor.

Kütüphanemi Yeni Şafak kitaplarıyla kurdum

Okuyucularımızdan Kemal Kart, Konya’da ikâmet ettiği sitede aynı zamanda kurdukları kütüphanenin başında duruyor. “1970’li yıllarda bu sitenin temelini rahmetli Necmettin Erbakan ile atmıştık. Kütüphanemiz o günden beri hizmet veriyor” diyen Kart, önceleri kendisi için daha sonraları bu kütüphane için abone olmuş. Yalnızca kendisi abone olmamış aynı zamanda çevresindekileri de abone olmaları için teşvik etmiş. “Ben aslında ilahiyatçıyım ama çok yönlü bir insanım. Şiirlerimin sayısı 150’yi geçmiştir. 23 senedir de Yeni Şafak okuyorum” ifadesinde bulunan Kart sözlerine şunları da ekliyor: “Allah razı olsun Filistin davasını destekliyorlar. Memnun oluyoruz. Bir de köşe yazarlarınız Yusuf Kaplan, Yasin Aktay hocamızın yazılarını ilgiyle okuyorum. Zaten 20 seneden fazladır da yazılarını arşivliyorum. İnternetten de takip edebiliriz ama arşivlemek de güzel. Hem de kütüphanemiz için hazırlıyorum.” Konya’dan bir başka okuyucumuz ise İbrahim Çakır. Yaklaşık 30 sene önce gazetemize belediyede otobüs şoförleri müdürü iken abone olduğunu söyleyen Çakır, “O günden bu güne devam ediyorum. Eskiden en lazım olan kitaplardan çok güzel abone hediyeleri veriyorlardı. Allah razı olsun, sayenizde çok kitap aldım. Aldığım o kitaplarla sohbet halkaları oluşturduk. Benim kitaplığım Yeni Şafak kitaplarıyla dolu” diyor. Konya’da traktör yedek parça işiyle uğraşan abonemiz Mustafa Küçükyağcı ise hatırında kalan hediyeleri sıralıyor, “İslam Ansiklopedisi vermişti sanıyorum, Kur’an-ı Kerim vermişti. Gazetelerimi de saklarım hâlâ.”



#Yeni Şafak
#Gazete
#Aktüel
#30. Yıl
4 ay önce