|

Çok kanatlı öyküler: Ağır Tüy

Yazar M. Yücel Öztürk’ün öyküleri iki kapak arasında buluştu. “Ağır Tüy” adlı kitapta Öztürk, görselliği önceleyen, şiirsel diliyle okura 17 öykü sunuyor.

Yeni Şafak
10:09 - 13/04/2017 Perşembe
Güncelleme: 10:17 - 13/04/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Çok kanatlı 
öyküler: 
Ağır Tüy
Çok kanatlı öyküler: Ağır Tüy
ÖZGÜR TÜFEK

M. Yücel Öztürk’ün ilk öykü kitabı “Ağır Tüy” çıktı. Kendisini birçok öykü yarışmasında aldığı ödüllerden tanıdığımız yazar, bu ilk öykü kitabında güçlü bir duygu, akıcı oturmuş bir dil ve kusursuz bir kurgu yakalamıştır. Bütün bu özellikler okuyucuya; bir ilk öykü kitabını değil de usta bir yazarın eserini okuyormuş hissi veriyor.


ROMANTİZM VE ŞİİRSELLİK

Ağır Tüy 94 sayfalık bir kitap. Hemen hepsi beşer altışar sayfadan oluşan 17 öykü var kitapta. Elime aldığımda çabucak okur bitiririm diye düşündüğüm kitabı ancak beş altı günde bitirebildim. Dili oldukça akıcı olmasına rağmen kitabın çabucak bitmeyişi tamamen benim tasarrufumdan. Öykülerdeki özenli dil, anlatımdaki yoğun duygu ve derinlik kitaba bağladı beni âdeta ve kitap hemen bitsin istemedim. Yazarın kıymetli bir madeni işler gibi incelikle işlediği kelimeleri, cümleleri tekrar tekrar okudum.

“ ‘Annemin havadisleri bitti bil ki dünya yıkılıyor’ Birlikte gülüyoruz. Yüzümüzde yırtılıyor mutluluk, birden susuyoruz utanarak, avcının kuşlarını hatırlıyoruz birden…” Kıyıda öyküsünde savaşın ve mülteci gerçeğinin baba ve oğulun üzerindeki tesirlerini anlatır. Yazar, Düz Bir Hikâye’de yedi oğlu da ölen annenin sekizinci oğlu olup da konuşur bizimle: “Yedi ölü oğlanın üstüne doğdum. İçimde eksik bir şeylerle indim bu mülke, erken indim. Göğe sığmıyor ay, incire vuruyor. İncir sığmıyor arka bahçeye, sarı yapraklarını savurup başucumda duruyor. Toprak emiyor terimi. Sırtım ilk kez bir varlıkla bütünleşiyor. Anama güç ver. Yedi uyur abimler buradan geçerken beni de unutmasınlar. Bu çukuru kaplayan anamım sütü mü incirin yaşları mı bilemedim. Ayla arama giren anamın yaprakları mı incirin saçları mı seçemedim. Bu yıpranmış sayfadan düştüm. Yalın bir cümle olarak uzandım toprağa. Sana geldim. Hû.”

Öztürk öyküsünde dil, akıcı ve şiirsel; üslup, romantiktir. Her hikâyede ince bir ruhun titreyişini dokunsak hissedecek gibi oluruz. Anlatımda yer yer karşımıza çıkan bir diğer özellik de görselliğin bir ressam titizliğinde okuyucuya resmedilmesidir. Yazarın gerçek hayatında resimle de meşgul olduğunu anlamamızı sağlayacak kadar belirgindir fırça izleri. “Arkamda hastalar, önümde dolunay var. Arkamdakiler sırtıma yapışık, nefesleri iniltileri enseme değiyor; önümdeki çok uzak. Hayatımın asıl gerçekliğini bu gece bulmuş gibiyim, kader varlığımın heykelini dikecekse işte şu anımı dikmeli.” der, Pencere Mektupları’nda.

Öztürk’ün öykülerinin konuları; yalnızlık, ölüm, savaş, yoksulluk, hastalıktır. Öykü kahramanları çoğunlukla hassas, kırılgan, içli, dışardaki dünyaya uyum sağlayamayan fakat bunu dışarıya belli etmekten korkan ve kendi iç dünyasında tartışan kişilerdir. Kahraman bazen bir kuşun, bazen bir sineğin bazen bir sesin peşine takılıyor ve öykü oradan akıp gider.

Yazar, romantizmin ağır bastığı öykülerinde tamamen bireye odaklı değildir. Bazı hikâyelerde toplumsal ve evrensel meseleleri de ele almaktan geri durmamıştır. Kesik Hava, İşbu Sebepten Ben Bu Hikâyeyi, Kıyıda öykülerinde mültecileri ve savaşı, Aşıntı öyküsünde üniversite mezunu Tonga’nın sınav sistemi sebebiyle işsiz kalışını, Karganın Seyir Defteri’nde bir karganın gözünden kent halkının içinde bulunduğu çıkmazları anlatır. “Geçip salon penceresinden bakıyorum. Ezan okunur birazdan. Ağır bir akşamı indiriyor kar taneleri gökten. Minare ve gökdelen yan yana. Boylarını ölçüyorum gözümle. Minareyi geçince yapılar, delinince göğün bağrı, böyle oluyor ahval, diyor içimdeki melal.” derken değişen zaman, mekân anlayışımızı eleştirir, “Ölüleri saya saya hanımlar beyler ışıklı ekranlarda, masal değil, beynelminel ağızlarda kınaya kınaya beyler hanımlar. Tokalaşan ellerde ezilince kalabalıklar, tıp tıp akınca kırmızı damlalar banknotlara, masal değil…” diyerek savaşın getirdiklerini reddeder.

YENİK KAHRAMANLAR

Yazarın öykülerinde özellikle erkek karakterler hastalıklı, güçsüz, topluma ayak uyduramayan, hassas ve edilgen özelliklere sahiptir. Mesela; Yük öyküsünde eşi tarafından doktora götürülen Asım, dilsizdir, konuşamaz. Pencere Mektupları’nda kahraman, âşkını Suzan’a söyleyememiştir. Bu platonik aşkın izlerinden yıllarca kurtulamamıştır. Turnadan Kalan öyküsünde hasta olduğu için küçüklüğünden beri okula gönderilmeyen erkek çocuğunun zaman içindeki yalnızlığını ve çizdiği bir resme âşık oluşunu anlatılır. Ağır Tüy’de üvey annesi tarafından terkedilen çocuğun ve babasının küskünlüğü, mahzunluğu içimizi burkar. Aşıntı’da üniversiteyi bitirip atanamayan bu yüzden kasabasına dönen ve işsiz kaldığı için insanların sorgularına maruz kalarak zamanla psikolojisi bozulan Tonga’yı, Düz Bir Hikâye’de yedi ölü ağabeyin üzerine doğan sekizinci erkek çocuğunun sesinden dinleriz olup biteni. Ne var ki hastalıklı sekizinci oğul olarak onun da kaderi, genç yaşta ölmek olur. Öykülerdeki kadınlar ise erkeklere göre toplumdaki rollerini kabullenerek yaşayan daha “normal” tiplerdir. Şunu belirtmek gerekir ki öykülerdeki erkek karakterlerin bu yenilmişlikleri ve güçsüzlükleri kahramanların bilinçli bir tercihidir. Onlar toplumun ve insanların bozuk, eksik ve acımasız taraflarını görüp bile isteye hayata küsmüşlerdir. Bu aslında güçsüzlükten çok, bir vazgeçiştir. Mesela konuşamadığı için doktora götürülen Asım şöyle der: “İçimdeki diller gırtlağıma dolanıyor. Bu çıldırmış ağızları çuvallıyorum. Fakat bu yükü taşıyamıyorum. Ellerimle şakaklarımı sıktıkça birikmiş dillerim öfkeyle kapışan yılanlar gibi birbirine düğümleniyor. Çatallı çatallı zehirlenip susuyorum.”

Yazar, öykülerinde usta yazarları anmayı da ihmal etmiyor. Mustafa Kutlu, Füruzan, Gülten Akın, Refik Halit, Tanpınar, Sevinç Çokum yazarın öykülerinde alıntılar yaptığı, göndermelerde bulunduğu yazarlardır.

M. Yücel Öztürk; hem ilk öykü kitabı “Ağır Tüy” ile hem de bundan sonra yazacağı eserleriyle öykü dünyamızda önemli bir yer edineceğe benziyor.

  • KİTABIN KÜNYESİ
  • Ağır Tüy
  • M. Yücel Öztürk
  • Eşik Yayınları
  • Mart 2017
  • 124 sayfa
#Ağır
#tüy
#kitap
7 yıl önce