|

Hayat kısa yollar uzun

Yeni Şafak
12:12 - 8/03/2017 Çarşamba
Güncelleme: 12:15 - 8/03/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Hayat kısa yollar uzun.
Hayat kısa yollar uzun.
ZEYNEP ZELAN


Pencerenin ardında sokağı izleyen küçük bir kız çocuğunun, yıllarca evinden çıkmamış gizemli bir komşunun, banka kuyruğunda uyanıklık yapmaya çalışan adamın, işe uzun zaman sonra ilk kez kendine çeki düzen vermeye çalışarak giden bir kadının hikayesi bu kitap. Yalnız kalanların, delilerin, şizofrenlerin, sıradanların, olağanüstülerin, tutunabilenlerin, tutunamayanların, kaybedenlerin, köşeyi dönenlerin hikayeleri…


OKURUN YANINDAN ANLATIYOR

Bazı insanlar vardır, hani oturur saatlerce konuşur, sizin günlük hayatta öylesine bakıp geçtiğiniz, gözünüzün önünde cereyan eden olayları oturup tatlı tatlı anlatır. Anlattıkça anlatsın istersiniz, eski bir soba kenarında, elinizde sıcak çay, yanınızda fırından çıkmış taze kek ile…


Nilgün Bıyıklı son kitabı “Deliler ve Flamingolar”da işte öyle oturuyor adeta okurun yanına ve anlatmaya başlıyor. Çocukluğunun geçtiği kavurucu sıcaklara sahip Çukurova sokaklarını, mahallesindeki delileri, öğretmenlik anılarını ve daha nice öyküleri…


“Hayat Kısa” ve “Yol Uzun” ana başlıkları ile iki bölüme ayrılmış kitap 14 öyküden oluşuyor. Hikayelerdeki kahramanların hepsi gerçek hayatta sokakta karşılaşabileceğiniz, otobüste yanınıza oturan, sırada beklerken önünüzde sıkılan sahici insanlar. Kitabın samimi dili belki de verdiği bu gerçekçilik hissinden kaynaklanıyor. “Deliler ve Flamingolar” adı gibi ilginç, şaşırtıcı, yer yer ironik, yer yer de duygusal bir dile sahip. Ama ne duygusallığı, ne mizahı abartılı değil. Günlük hayatta ne kadar duygusal olabiliyorsa bir insan ya da ne zaman gülebiliyorsa olanlara yazar da o kadarını anlatmış.


Diğer kitaplarında kısa hikayelerine alışık olduğumuz yazar bu kez kitabının “Yol Uzun” başlıklı ikinci bölümünde daha çok uzun hikayelere yer vermiş. Hatta “Hayretengiz Suphi Bey” adlı öykü başlı başına bir kitap olmaya aday nitelikte. Hem uzunluk olarak hem de kurgusu bakımından okuru alıp götürüyor. Hikayenin sonunda ise okuru adeta bir şok bekliyor.


AFERİN İNSANLARA

“Demem o ki, insanlar ölüyor. Her gün onlarca, yüzlerce gencecik fidanları toprağa verirken üzülmenin dışında hiçbir şey gelmiyor elimizden. Sonra kalkıp akşama patlıcan musakka pişiriyoruz.” diyor yazar. Bir uzmanın aslında patlıcan musakka yaparak insanların düşmanlara inat hayata tutunduğunu anlattığından bahsediyor ve ekliyor: “İnsan sevmiyor olmamın yanında, bazen hiç de fena şeyler konuşmuyorlar aslında. Aferin canım insanlara. Mesela kimseye itibar etmiyor olsaydım, kırk yıl dü- şünsem patlıcan musakkayla hayata tutunacağım aklıma gelmezdi. Allahtan herkesin her şeyi herkesten iyi bildiği günlerden geçiyoruz.”


Sıradan insanların sıradan olmayan ya da belki de herkesin başına gelebilecek sıradanlıkta hikayelerinin yer aldığı “Deliler ve Flamingolar” adeta tanısa sizin de öykünüzün yer alabileceği tanıdık bir kitap. Okudukça kendi hayatınızdan, çocukluğunuzdan, gençliğinizden izler bulacaksınız ya da “Babam ve Tolstoy” öyküsündeki gibi babanızı Tolstoy ile tavla oynarken görecek ve fonda Müslüm Gürses çalacaktır damardan damardan…



  • Kitabın künyesi:
  • Deliler ve Flamingolar
  • Nilgün Bıyıklı
  • İz Yayıncılık
  • Şubat 2017
  • 160 sayfa
#Deliler ve Flamingolar
#Nilgün Bıyıklı
7 yıl önce