Filmde oğlunu kaybeden bir annenin sığınağı, köylülerin dilek dilediği bir yer olarak konumlanan duvar, sembolize edilmiş bir kavram olarak kendini hissettiriyor. Her karakter için bu Taş'ın anlamı farklı. Anne oğlunu bulmak için Taş'tan medet umarken baba günahlarını yok saymak için Duvar ile yüzleşmiyor. Taş'ı, "Neye inanırsanız onun semboliyeti aslında" sözleriyle özetleyen yönetmen, "İlkel yaşamdan beri, 50 yıl önce insanlar bir kuşla, ağaçla inanç ilişkisi kuruyorlardı. Günümüzde de bununla ilgili bir takım hisler var. Doğayı seviyoruz. Ben filmde bu algıyı biraz sıkıştırdım. Nasıl kullanacaksanız o işe yarıyor. Bu bazen iyiliktir, bazen kötülük. Elinize alıp birine vurmak isterseniz silah, duvar örmek isterseniz bir araçtır. İnanırsanız inanç merkezidir. Bunları filmin içine yerleştirdim" diyor.
Eskiköy, "Ortaya küçük bir resim koyuyurum. Aile, köy, hazine gibi... Bunun büyük resimle ilgisi var. İktidar, inanç, aile, toplum nedir, aileden bir kişi kayıpsa o bir aile midir, bize benzer mi, bir tehdit geldiğinde onu savuşturmak için ne yapılır? Neye inanıyorlar? Para neyi ifade ediyor? Bunları işlemeye çalıştım. Günümüz Türkiyesi ile bir takım ilişkisi var" diyor.
- Dayatma yapmıyorum
- Eskiköy'ün filmde bıraktığı boşluklar var. Merak uyandıran bu sorular karşılık bulmuyor. Bu boşlukları seyirciye bıraktığını belirten Eskiköy, "Bu bilinçli bir tercih. Net bir şey söylersem bir şeyi dayatmaya başlıyorum. Filmdeki kişi Selim mi Hasan mı asla karar veremem. Hangisine inanıyorsanız, kimin gözünden bakıyorsanız odur. İnandığımız şeyin peşindeyiz. Ama bu zaman zaman değişiyor. Neye inanırsak inanalım doğru davranabiliyor muyuz iyi olabiliyor muyuz hikayeyi oralarda bırakmak istedim" şeklinde konuşuyor.
İlk kez İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Altın Lale Yarışması’nda seyirci önüne çıkan “Taş”, son olarak Adana Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü’nü (Ahmet Varlı), Ankara Film Festivali’nde de En İyi Görüntü Ödülü’nü (Türksoy Gölebeyi) kazandı.