|

İstanbul Arap aydınların cazibe merkezi

Dilek Winchester ve Atıf Akın'ın Salt Galata'da başlattığı Şam'da Kayısı isimli sergi ve fanzin projesi, sürgün dönemlerinde sanat üretimini araştırıyor. Akın, İstnabul'un Arap entelektüeller için cazibe merkezi olduğunu söylüyor.

Yeni Şafak ve
06:00 - 2/01/2016 Cumartesi
Güncelleme: 02:00 - 2/01/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

İstanbul ve kentteki sanatçı topluluklarına odaklanarak hareketlilik ve sürgün dönemlerinde sanat üretimini araştıran, Dilek Winchester ve Atıf Akın tarafından bu bağlamda kurgulanan fanzin ve sergi projesi Şam'da Kayısı Salt Galata'da devam ediyor. Akın, "İstanbul'da bu konuyu araştırmaya başladığımızda ilk karşımıza çıkan gerçek İstanbul'da bu yeni nüfusu besleyecek nitelikte yeterince Arapça yayın olmaması oldu. Tabi her şeyin yanında İstanbul'un çok dilli ve etnik çeşitli tarihi mutlaka cazip kılmaya devam edecek bu şehri" diyor.



Bu sergi ve fanzin çalışmaları neyi amaçlıyor?

Sanatçı yayınları ve fanzinler aracılığıyla çok dilli bir üretim ve paylaşım ortamı yaratmayı hedefliyoruz. İstanbul'da bu konuyu araştırmaya başladığımızda ilk karşımıza çıkan gerçek İstanbul'da bu yeni nüfusu besleyecek nitelikte yeterince Arapça yayın olmaması oldu. Elbette ticari işletmeler ayak uyduruyorlar çok dilliliğe kolayca ancak kültürel yayınlar ve sanat eserleri için henüz böyle bir alan yok ve umarız bu sergi bir başlangıç olur.





Suriye'deki savaştan sonra çok fazla akademisyen, entelektüel de yaşamak için İstanbul'u tercih ediyor? Bu neden olabilir?

Gözlemleyebildiğimiz kadarıyla Ortadoğu'da yer değiştiren sanatçılar Beyrut ve Berlin'i tercih ediyorlar. Beyrut hem Arapça konuşulduğu için hem de dünya çağdaş sanat haritasında hatırı sayılır bir yeri olduğu için tercih ediliyor. Berlin ise Almanya'nın sosyal devlet politikaları kapsamında kültür ve sanat alanında en çok yatırımı alan bir şehir. İstanbul'dan hikayeler duyuyoruz. Fatih'te açılan Pages Kitabevi veya Hamiş Suriye Kültür Evi bu bağlamda çok önemli girişimler ancak henüz ne Türkiye'deki yasal düzenlemeler ne de entelektüel altyapı bu göç dalgasının potansiyel yaratıcı yönünü ortaya çıkartmak için yeterli. Tabi her şeyin yanında İstanbul'un çok dilli ve etnik çeşitli tarihi mutlaka cazip kılmaya devam edecek bu şehri.



Panel 6 Ocak'ta




Salt Galata'da 6 Ocak Çarşamba günü Şam'da Kayısı sergi ve fanzin projesine odaklı bir panel düzenlenecek. Hera Büyüktaşçıyan, Banu Karaca, Marwa Arsanios, Ergin Çavuşoğlu, Nadia Al Issa, Fehras Publishing Practices, Khaled Barakeh, Pınar Öğrenci, Sezgin Boynik, Minna Henriksson ve Aras Özgün katılacak. Tabi Dilek Winchester ve Atıf Akın da orada olacak.



Kültürü sürgündekiler oluşturdu


Edward Said'in modern Batı kültürünün büyük ölçüde sürgündekilerin, mültecilerin ve göçmenlerin eseri olduğu düşüncesine katılıyor musunuz?

Elbette, zaten serginin kavramsal çerçevesini oluştururken bu görüşten yola çıktık. Said, şu gözlemi yapar: "Sürgündeki birçok kişinin yazar, satranç oyuncusu, siyasi aktivist ve entelektüel olması şaşırtıcı değildir." Said daha sonra sürgün olmanın koşulları üzerine gözlemlerini, nesnelere asgari bir yatırım gerektiren hareketliliğe ve becerilere büyük önem veren mesleklerle ilişkilendirir ve böylece sürgünün örtük olarak hareketle bağlantılı olduğuna işaret eder. Örneğin, Amerika'da bilim, kültür, sanat ve politika 2. Dünya Savaşı döneminde Avrupa'dan göç etmek zorunda kalan kitlelere kucak açıp onlara yaratıcı alanlarda fırsat verebildiği ölçüde gelişmiş ve zenginleşmiştir.


#Arap aydınları
#Dilek Winchester
#Atıf Akın
#Arap entelektüeller
8 yıl önce