|

İyi hazırlanmış içerikler akran zorbalığının önüne geçmeye yarıyor

TRT Çocuk öğreten, mesaj veren ve çocuk gelişimini destekleyen içerikleriyle minik izleyicilere keyifli dakikalar sunmaya devam ediyor. Proje Sorumlusu Ceyda Yunus, “Çizgi filmlerimizde bir çocuğu lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor” ifadesinde bulunurken, Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran ise “Okullarda çocuklar akran zorbalığına bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor” diyor.

04:00 - 31/03/2024 Pazar
Güncelleme: 06:38 - 30/03/2024 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Televizyonun çocuklar için sadece olumsuz etkilere sahip olduğunu söyleyebilir miyiz? Yapılan araştırmalar bu durumun aksini ispat ediyor. Çocuk gelişimi uzmanları, pedagojik normlara uygun olarak hazırlanan eğitici, öğretici ve eğlendirici içeriklerin, çocukların kişisel ve bilişsel gelişimlerine olumlu katkı sağladığını belirtiyor. Çizgi filmler ve çocuklar için hazırlanan içeriklerin yapımında takip edilen yöntemleri ve bu içeriklerin çocuk gelişimine etkilerini değerlendiren TRT Çocuk Proje Sorumlusu Ceyda Yunus ve TRT Çocuk Uzman Psikoloğu Kübra Taşkıran, çizgi filmleri üretirken çocukların ihtiyaçlarını göz ardı etmediklerini, eğlendirirken öğreten, mesaj veren ve çocuk gelişimini destekleyen içerikler oluşturduklarını anlatıyor.


İçerikleri belirlemeden önce gözlem yapıyoruz

TRT Çocuk bünyesinde 16 yıldır proje sorumlusu olarak görev yapan Ceyda Yunus, çocukların eğlenmesini sağlarken olumsuz içeriklerden korunmasına destek olan yapımları üretip izleyicilerin beğenisine sunduklarını söylüyor. Yunus, “Biz içerik belirlerken öncelikle gözlem yapıyoruz. Bilimsel araştırmalara, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına bakıyor, gündemi takip ediyoruz. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda çocukların hangi konuya ihtiyacı olabileceğini belirliyoruz” diyor. İhtiyaçları belirledikten sonra yapımcı ve senaristle iletişime geçerek, projenin bir kısa özetini oluşturduklarından bahseden Yunus, “Burada hikâyenin ana hatları ve omurgası belirlenmiş oluyor. Ortaya çıkan sinopsis adını verdiğimiz kısa özet, uzman psikologlarımız tarafından inceleniyor, pedagojik açıdan değerlendiriliyor. Biz de bir yayıncı refleksiyle hem pedagojik açıdan hem de yayıncı olarak projelerimizi çocuk gelişimine uygun hale getiriyoruz” ifadesinde bulunuyor.

Çocukların çevrelerinde ve televizyon ekranında gördüklerini davranış olarak yansıtabildiğine, bu yüzden yayınlanan ögelerin verdiği mesaja dikkat edilmesi gerektiğine de dikkati çeken Yunus, “Biz genel olarak içeriklerimizde şiddete yer vermiyoruz. Çizgi filmlerimizde bir çocuğu etiketleme, lakap takma, zorbalık yapma gibi şeyleri kesinlikle göstermemeye çalışıyoruz. Çünkü bu ufacık bir şiddet ilerleyen yıllarda davranışa, karaktere ve kalıcı bir kimliğe dönüşebiliyor” diyor.


Duygusal gelişimlerini içeriklerle destekliyoruz

Çocuklara yönelik içeriklerin, çocuk gelişiminde önemli yere sahip olduğunu ve özenle belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Uzman Psikolog Kübra Taşkıran ise “İçeriklerimizde küçük yaş gruplarının sosyal duygusal gelişimlerini destekleyecek öğelere yer vermeye özen gösteriyoruz. Onun dışında bilişsel gelişimlerini destekleyecek, analitik düşünce ve becerilerini, hayal güçlerini destekleyecek içeriklere yer veriyoruz. Çocuklar sosyal, kültürel ögeler, doğru yanlış kavramlarını, evrensel ve ahlaki değerleri bu çizgi filmler üzerinden kazanabiliyor. Bu kazanımlar onlara ilerleyen yıllarda karakter, davranış, tutum olarak yansıyor” açıklamasını yapıyor.

Yapımlarının, çocukların kendini tanıma, empati kurma ve analitik düşünmelerini geliştirmeye katkı sağlayacağını vurgulayan Taşkıran, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Biz çocukların gelişimi açısından onlara, içeriklerimizle bağ kurabilecekleri karakterler, karşılarına çıkabilecek durumlar üzerinden deneyimler, simülasyonlar sunuyoruz. Oradan kendi deneyimlerini, duygularını tanımak, zorlandıkları bir durumla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda fikir edinmek üzerinden faydalanabildikleri gibi aynı zamanda başka insanların duygularını anlayabilmek konusunda da destek alabiliyorlar. Böylece biz çocukların, içerikler üzerinden empati becerilerini destekleyebiliyoruz. Okullarda çocuklar akran zorbalığına varan sorunlar yaşayabiliyor. Bu yapımlar verdiği mesajlarla bunların önüne geçebiliyor, çocukların gelecekte anlayışlı, empati kurabilen, saygılı, ayrımcılık gibi konularda hassasiyeti olan bireyler olmasını destekleyebiliyor.”


Anlamlandırılamayan konular çizgi filmlerle işleniyor

Çocukların anlamlandırmakta zorlanacağı konuları çizgi filmlerle anlattıklarını ifade eden Ceyda Yunus, ayrımcılığın bu konulardan biri olduğunu söylüyor ve “Ayrımcılık gibi bir bu konuyu en iyi çizgi dizimiz Rafadan Tayfa’da anlatabileceğimize karar verdik ve ‘Kendini onun yerine koy’ isimli bölüm ortaya çıktı. Biz bu bölümü tasarlarken herhangi bir çocuğu hedef olmasını, incinmesini istemedik. Bu nedenle bir millet veya dil belirlemedik. Evrensel bir dil kullanmaya çalıştık. Bu bölümde her çocuğun kendinden bir şey bulmasını istedik. Bu çocuk aynı zamanda Almanya’da yaşayıp oradakilerin zorbalığına uğrayan bir Türk çocuğu da olabilirdi. Bu hassasiyeti gözeterek bölümümüzü hazırladık. Çocuğun bu karakterle empati kurmasını istedik ve onunla birlikte bu serüveni deneyimlemesini istedik” ifadelerini kullanıyor.


#çocuk
#içerik
#televizyon
1 ay önce