|

Kıtalar birleşirken ikimiz de mutluyduk

Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin mimar ve mühendisi William Brown''un kişisel arşivinden derlenen2 Kıta birleşirken sergisi açıldı. William''ın eşi ''Köprüler yapılırken İstanbul''da yaşadık ve çok mutluyduk'' diyor.

Aysel Yaşa
00:00 - 3/11/2013 Pazar
Güncelleme: 18:41 - 2/11/2013 Cumartesi
Yeni Şafak
Kıtalar birleşirken  ikimiz de mutluyduk
Kıtalar birleşirken ikimiz de mutluyduk

stanbul''da kayıtlı ilk köprü, Pers İmparatoru Darius tarafından M.Ö. 490 yılında tekneler kullanılarak yapıldı. Şimdiki Boğaziçi Köprüsü''nün yapımı ise 1970''de başladı. İnşaatı üç buçuk yıl süren köprü, zamanında dünyanın dördüncü en uzun açıklığına sahipti. Köprünün mimarı William Brown İngiltere''deki Severn Köprüsü''ndeki deneyimlerinden faydalanarak hummalı bir şekilde çalıştı. Kule panelleri, Güney İtalya ve Sicilya''daki limanlardan deniz yoluyla nakledildi. Köprü inşaatı, geçiş ücretleri ve birkaç yıl içerisinde geri ödenen uluslararası kredilerle finanse edildi. 1 milyon kişi, Boğaz kıyılarında bu fonksiyonel köprünün açılışını izledi. O dönemde gazeteler bu haberi ''İstanbul''un 2 yakası telle bağlandı'' başlığıyla verdi. Tüm bu bilgileri geçtiğimiz çarşamba akşamı Rahmi M. Koç Müzesi''nde açılan 2 Kıta Birleşirken sergisinden öğreniyoruz.

MİMARININ GÖZÜNDEN BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ

Marmaray ile Asya ve Avrupa kıtası denizin altında yeniden birleşti. Bu birleşmenin deniz üstünde olanı ise tam 40 yıl önce gerçekleşmişti. İstanbul''un iki kıtayı birbirine bağlayan Boğaziçi Köprüsü''nün yapılış hikâyesi bir sergiye konu oldu. Rahmi M. Koç Müzesi''nde açılan 2 Kıta Birleşirken sergisi, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinin tasarım ve inşaatında görev alan köprü tasarımcısı mühendis merhum Dr. William Brown''un kapsamlı arşivinden derlendi. İki kıtanın birleşme hikâyesine tanıklık etmek isteyenleri bekleyen serginin küratörü başarılı mimarın eşi Celia Brown. Sergide, Dr. William Brown''un sakladığı resim, belge ve objelerin yanı sıra köprü parçalarının yerleştirilmesi esnasında William tarafından çekilen fotoğraf karelerine de yer veriliyor. Köprü inşaatında görev alan mimar, mühendis ve tasarımcıların arşivlerinden derlenen 45 dakikalık yapım süreci filmiyle başlayan sergide, ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü arşivinden belgeler ve Japon IHI Altyapı Sistemleri firmasından köprü yapımında kullanılan kablo kompaktör makinesi de yer alıyor.

İNŞA DÖNEMİNDE İSTANBUL''DA YAŞADIK

Celia Brown, köprülerin inşaası süresince eşinin yanından hiç ayrılmadığını söylüyor. Bu üç buçuk sene İstanbul''da yaşayan bayan Brown ''Ben İstanbul''u güzel hatıralarla hatırlıyorum. Tanıştığım herkes yardımseverdi, burada çok iyi dostlar edindim. Eşim otomobil kullanmayı çok sevdiği için Türkiye''nin dört bir yanını geziyorduk. Eşimi kaybettim ama hala yılda bir kere gelip anılarımı tazeliyorum'' diyor. İşte bu geliş gidişlerde, sekiz sene önce Rahmi M. Koç Müzesi''nden köprü sergisi teklifi alan Brown, ''O zaman eşimi henüz kaybetmiş olduğumdan buna hazır değildim. Elimde yeterli derlenmiş malzeme yoktu. Bu yüzden kabul edemedim. Ama şimdi köprünün kırkıncı yılı olduğunu bilerek bu sergiyi oluşturabileceğimi düşündüm. Geçen yıl müzeyle görüştük ve daha kapsamlı bir sergi kurguladık'' diyerek serginin oluşum sürecini aktarıyor.

Öğrenciler için faydalı

William Brown açılışta sergiyle ilgili düşünceleri sorulduğunda oldukça içten bir cevap vermiş: ''İstanbul görkemli bir şehir ve bir köprü inşa etmek için daha iyi bir yer isteyebileceğimi sanmıyorum. Bu köprü, sadece İstanbul''un, Boğaz''ın 2 ayrı yakasında kalan kısımlarını ve Türkiye''nin 2 ayrı kıtada kalan topraklarını birleştirmekle kalmıyor, insanları ve milletleri de birbirine kavuşturuyor.''

qBirinci ve ikinci köprünün inşa sürecinde aktif rol oynayan William Brown aynı zamanda meraklı bir fotoğrafçı. Öyle ki köprülerin yapım aşamasını neredeyse gün gün fotoğraflamış. Şu anda eşi Celia''nın elinde bine yakın slayt bulunuyor. Sergi için özel bir seçki hazırlayan Celia, nasıl bir yol çizdiğini şu cümlelerle anlatıyor: ''Burada eşim William Brown tarafından çekilen fotoğraflar sergileniyor. Eşim, genç öğrencilerin mühendislikten, köprü mimarisinden anlayarak yetişmesine ve eğitilmesine inanan biriydi. Onun düşünce yapısından yola çıkarak bir köprünün ilk gününden son açılış gününe kadar inşa sürecini iyi açıklayabilecek ve gelen öğrencilere bir şeyler öğretebilecek şekilde fotoğraflar seçtim.'' Köprünün inşa sürecinin çok rahat

geçtiğini söyleyen Celia yaşanan ufak tefek aksaklıkların ise hemen giderildiğini belirtiyor.

İnsanlar çok istekliydi

Celia''nın ortaya koyduğu enteresan bir tespiti var. Köprünün yapıldığı dönemde 2 kıtayı bağlaması gibi özellikleri yerine fonksiyonunun konuşulduğunu söylüyor: ''İnsanlar bir yakadan diğerine geçerken çok istekliydi. Bu eşimin çok hoşuna gidiyordu. Ama bugün konuştuğumuz gibi kıtaların uluslararası birleşmesinden öte insanların bir yakadan diğerine geçiş için fonksiyonel önemi vardı. Sanırım ki kıymeti zamanla anlaşıldı.'' Sergi, birinci köprüden başlayarak ikinci köprü Fatih Sultan Mehmet''e uzanan yapılış hikayesini aktarıyor. Serginin eski Bizans binasında olmasının ayrıca kıymetli olduğuna değinen Celia, mimariye ve mühendisliğe meraklı gençlere sergiye mutlaka gelmeleri konusunda tavsiyede bulunuyor.

Rahmi M. Koç Müzesi 29 Haziran''a kadar çalışmaya ev sahipliği yapacak.

11 yıl önce