Gündem
Abdullah Aydoğan - Kahire
Trump’ın Beyaz Saray’a yerleşmesinden kısa bir süre sonra Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi ile telefonda görüşmesi, sonrasında Ocak ve Şubat aylarında Mısır’ı ziyaret eden ABD heyetleri yeni döneme yönelik en belirgin işaretlerdi.
Mısır’ın BM daimi üyesi Celal el Raşidi’nin Mısır devlet televizyonunda ifade ettiğini göre, “Trump ve Sisi arasında kişisel bir uyuşma” bulunmaktadır.
Mısır yönetiminin, Müslüman Kardeşler’e (Ihvan) destek verdiği gerekçesiyle çekinceli davrandığı Clinton’un seçimleri kaybetmesi, Mısır’da yönetime yakın kesimler tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Cumhurbaşkanı Sisi’nin Trump’ı arayarak tebrik eden ilk Arap lider olması da tesadüf olmasa gerektir.
Sisi, Trump ile telefondaki görüşmesinde Mısır’ın ABD ile ilişkileri geliştirmeyi arzuladığını dile getirdi. Beyaz Saray’dan da bu paralelde bir açıklama geldi.
Açıklamada, “ABD yönetiminin Mısır ile ilişkileri karşılıklı çıkarlar ilkesine dayalı olarak geliştirme konusundaki hassasiyeti” ifade edildi.
Trump’un Ortadoğu turuna Mısır’dan başlaması ve 2009 yılında Obama’nın yaptığı gibi Kahire Üniversitesi veya Mısır’daki başka bir kurumda halka hitap etmesi ihtimali de bulunmaktadır.
Sisi ve Trump’ın bölge politikalarındaki paralellik Mısır’da Sisi, ABD’de ise Trump yönetimlerinin bölgesel ve uluslararası bazı konularda aynı görüşte oldukları kulislerde konuşuluyor.
Suriye dosyasında Trump, Esed yönetimine karşı askeri seçeneği gündem dışında tutarak DEAŞ’ı merkeze almakta, Obama’nın ılımlı muhalefet olarak gördüğü Suriyeli muhaliflere desteğini ise çekmeyi hedeflemektedir. Bu yaklaşım Mısır yönetiminin bakış açısı ile paralellik arz ediyor.
Trump-Putin yakınlaşmasının Sisi yönetimine olumlu etki etmesi ihtimalini de gözardı etmemek gerekiyor. Rusya ile de iyi ilişkiler içinde olan Mısır yönetiminin ABD-Rusya yakınlaşmasından olumlu etkileneceği tahmin ediliyor.
Trump’un İsrail politikalarının da Mısır ile benzerlik gösterdiği ortada. Arap – İsrail savaşlarından dolayı Mısır ve İsrail arasında halklar ve devletler nezdinde bir hassasiyet olsa bile, halihazırdaki yönetimler arasında her hangi bir sorun gözlenmemektedir.
İsrail’in ve ABD’deki Yahudi lobisinin Mısır’da Ihvan iktidarından rahatsız olduğu ve haliyle Mursi’nin devrilme sürecine destek verdiği de yine aynı çerçevede değerlendiriliyor. Mısır’ın ABD’deki imaj çalışmaları 2016 yılının ikinci yarısında Mısır-ABD ilişkilerinde gözlenen gerileme 2017 yılı Ocak ayından sonra tekrar ivme kazandı.
Bu son dönemde görülen hareketliliğin perde arkasında, Mısır yönetiminin, “Cassidy and Associates” ve “Weber Shandwick” adlı iki Amerikan şirketi yaptığı 1.8 milyon dolarlık imaj anlaşmanın olduğu ortaya çıktı.
Anlaşmanın içeriğinde iki şirketin, "ABD'yi Mısır ilestratejik ortaklığa teşvik etmek, ülkenin ekonomikgelişimine ışık tutmak, Mısır'ın bölgesel risk yönetimindeki rolü ile ilgili ABD sivil toplumkuruluşlarında teşvik ve tanıtım faaliyetleri yürütmek" gibi maddelere yer veriliyor.
Ayrıca söz konusu anlaşmanın Mısır EnformasyonKurumu değil de Mısır istihbaratı tarafından yapılmış olması da dikkat çekmektedir.
ABD gözetiminde 1979 yılında imzalanan Camp David Antlaşması’nın ardından Mısır yüzünü Sovyetler’den ABD’ye çevirmişti. Söz konusu antlaşma ile Mısır İsrail’i tanıyan ilk Arap ülkesi olurken, ABD’den yıllık 1.3 milyar dolarlık silah yardımını da garantilemiş oluyordu.
#Mısır
#ABD
7 years ago
