Alışılagelmişin dışında bir belgesel dili kullandıklarını aktaran Aydın, şöyle devam etti:
Aydın, belgeselde canlandırma ve mizansenlerin olduğunu aktararak, "Canlandırmalarda oyuncu kullanmadık. Tamamen olayın içindeki kişinin yerine koyuyoruz kendimizi. Serhat'ın o gece evden dışarı çıkma sahnesinde onun gözünden, onunla birlikte sokağa çıkıyoruz. Aynı şekilde babanın Serhat'ı hastanede bulduğu bir sahne var. Bütün duyguyu da tamamen ses tekniğiyle veriyoruz. Filmde yer alanların anlattıklarıyla bağlantılı ara görüntüler var. Serhat'ın yakınlarının sosyal hayatlarından görüntüler görüyoruz" diye konuştu.
Geçen yıl Ömer Halisdemir için çekilen "30 Kuş" adlı kısa filmin yönetmenliğini de yapan Aydın, şunları kaydetti:
"Türkiye'ye dönme arzum vardı ama henüz bunu fiili olarak gerçekleştirmemiştim. Geçen yıl 14 Temmuz akşamı bir iş için buradan Bosna'ya hareket ettik. Bir iki gün geç gitsek buradaki direnişe dahil olacaktık. Zaten Almanya'dayız ve orada vatandan uzağız. Tam vatan için bir şeyler yapma fırsatı varken kaçırınca içimizde bir burukluk oldu. Türkiye'ye dönüş sürecimi ben 15 Temmuz’dan sonra hızlandırdım. Şimdi mesleğimizle, filmlerle 15 Temmuz'un akıllarda kalmasını sağlayacağız. Var olduğumuz ve gücümüz yettiği sürece 15 Temmuz'ları unutturmamak için bu tür çalışmalar yapacağız."