İnsan, gün geçtikçe dünya bulaşığı oluyor. Modern insan, doğumundan itibaren bu bulaşık dünyada. Ona bulaştıkça sahte mutluluklar kuşananları bir yana bırakalım, asıl keder yüklü olanlar bu bulaşığı temizlemek için teyakkuzdalar. Onlara, savaşların, sömürgeciliğin, teknolojinin, çürümüşlüğün rengine bakıyor olmak ızdırap veriyor. Aynaya değil sırra, zarfa değil mazrufa eğilen gözlerini bir daha başka tarafa çeviremeyecek hâldeler. Yağmurdan sonra sokakların ortadan kalkmadığını onlar da görüyor. Çevrelerinde günün adamları, zamanın çarkına su taşıyıp duruyorlar. İş yerlerinde, trafikte, bir AVM’de sıra beklerken en medenî yüzlerini kuşananların aynı nezaketi bayram oturmalarında annelerine, sofradan kalkarken eşlerine göstermedikleri bir dünyanın farkında olanlar, modern insanın yükünü taşımak çilesindeler. Hayatlarında pazar alışverişine çıkmamış, bir sahur gecesi sofra hazırlamamış, mübarek gecelerde komşusuna ikramda bulunmamış diyetisyenler her geçen gün bize yeni zayıflama listeleri sunuyorlar. Çevremiz yaşam koçlarıyla dolu. Büyüttüğü tek canlı, kedi-köpek eniği olanlar bize çocuk nasıl yetiştirilir nasihatları veriyor. Devlet, babaanneye maaş bağladı da bir nebze hafifledi yükü, modern annelerin. Kentin en gürültülü semtlerine dikilen bloklar bir mezar yeri kadar sun’i çimlerle bize doğayla iç içe bir hayat vadediyor. Cümle kurarken, anadilimizden bir kelime bize İngilizceden sonra geliyor. Zihin işleyişi yabancı bir dil üzerine kurulu olanlar, memleketin geleceğinden, toplumun yapısından söz açıyorlar. Parmak sallayarak.
Uzmanlaşıyoruz. Kariyerimize yeni sertifikalar, diplomalar, yüksek puanlı sınav sonuç belgeleri. Uzun metinler okumadan sadece aforizmalarla sesleniyoruz. Hatta, sadece fotoğraflara bakarak kültürlenmemiz dahi mümkün. Bu yüzden instagram en geniş sosyal medya kullanıcısına sahip. Elini sıkmadığımız, sesini duymadığımız arkadaşlarla dolu ekranlarımız. Saat ikide, Üsküdar iskelede buluşalım dediğimiz konuşmalar her geçen gün azalıyor. Bilim, bilgi sürekli akıyor da bunu irfana söyletip yüzyüze geldiğimiz anlar bir bir tükeniyor. Şimdi, bahar geldi Allah’tan, market raflarında çiçek soğanları, tohumlar, humuslu topraklar satılıyor. Böyle de olsa çıplak ellerle toprağa dokunmanın sevincini yaşayacağız.