|

Trump sonrası Pasifik’te kazanan Çin mi?

Çin’in yer aldığı Asya’da alternatif bir ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'na, TPP Anlaşması'na taraf ülkelerin ilgisinin artması muhtemeldir. Bu durum Çin’e Asya ticaret anlaşmalarını şekillendirmesinde lider konumunun yükselişe geçmesine fırsat vermektedir.

Yeni Şafak
04:00 - 6/02/2017 Pazartesi
Güncelleme: 01:43 - 6/02/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
İllüstrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım
İllüstrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım
Dr. Özlem Zerrin Keyvan - ANKASAM Asya-Pasifik Danışmanı


Seçim kampanyası boyunca ABD'nin Cumhuriyetçi Parti'den Başkan adayı işadamı Donald Trump, “Önce Amerika" temasıyla Amerikan ekonomisi için oluşabilecek potansiyel zararlardan bahsedip Trans Pasifik Ortaklığı (TPP) Anlaşması'ndan ABD'nin ortaklığını çekmesi gerektiğini belirtmiştir. ABD'nin 45. Başkanı olarak seçilmesinin ardından Donald Trump, 20 Ocak'ta Beyaz Saray'daki ilk resmi iş gününde “Amerikalı işçiler için önemli" bir icraat olarak gördüğü TPP Anlaşması'ndan çekilmenin talimatını içeren kararnameyi imzalamıştır ve böylece ABD ortaklıktan çekilmiştir.



TPP; Pasifik Okyanusu'na kıyısı bulunan 12 ülkenin (ABD, Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam ve Japonya) yer aldığı bir ticari ortaklık anlaşması olarak Obama döneminde ABD'nin Asya Pivot stratejisinin en büyük zaferi kabul edilmiştir. Dünya ekonomisinin %40'ına tekabül eden bu ortaklık anlaşması, Asya'daki ticari engellerin ortadan kaldırılmasını hedeflemiştir. Bu anlaşma vasıtasıyla Asya'daki ticaret kurallarının Çin'in dahil olmamasıyla yeniden şekillendirilmesi fırsatı ortaya çıkmıştır.



JAPONYA-ÇİN REKABETİ


ABD'nin ortaklıktan çekilmesi, TPP'ye taraf olan ülkeleri TPP'nin geleceği yönünde ikiye bölmüş durumdadır. Japonya Başbakanı Shinzo Abe, “ABD'siz TPP'nin anlamsız olacağını" vurgulamıştır. Japonya, ABD ile birlikte bölgede Çin'e karşı ekonomik ve stratejik bir güç olarak ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla TPP Anlaşması'na ortak olmayı tercih etmiştir. TPP Anlaşması, ABD ve Japonya arasındaki ticari ilişkilerin kilit unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden de Japonya'nın Çin'i TPP Anlaşması'nın alternatif lideri olarak kabul etmeyeceği ortadadır. Yeni Zelanda ve Avustralya, ABD olmadan alternatif bir ticari anlaşma ihtiyacının ancak Çin'in de dahil edilerek karşılanabileceğini öne sürmüştür. TPP Anlaşması ile ilgili süreç ABD'nin anlaşmadan çekilmesi ile sekteye uğramasaydı normal şartlar altında 4 Şubat 2018 tarihine kadar bu anlaşma taraflarca onaylanmış olacaktı. Bu anlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için ABD olmadan tarafları zorlayan kısmı, anlaşmaya taraf olan ülkelerin toplam GSYH'sinin en az %85'ini temsil eden en az altı ülkenin anlaşmayı onaylamasının gerekliliğidir. Bu durum ABD'nin anlaşmaya taraflılığına duyulan ihtiyacını arttırmış, ABD olmadan TPP Anlaşmasının geleceğinin sorgulanmasına neden olmuştur.


ABD, Asya Pasifik bölgesinde aktif olarak yer almasını sağlayan ve Çin'in Asya'daki ekonomik alanını sınırlamayı amaçlayan anlaşmadan kendiliğinden çekilmiştir. ABD'nin anlaşmadan çekilmesi, Çin'in TPP için aranılan yeni alternatif ortak olması ihtimalinin üzerinde durulmasını sağlamıştır. ABD'nin bölgedeki ekonomik nüfuzundan vazgeçmesi, bölgede Çin'i güçlendirerek ABD'nin geleneksel müttefiklerini Çin'in yönlendirebileceği bir strateji izlemesi ihtimalinin kolaylaşmasını sağlamıştır. Asya ekonomilerini bir araya getiren ekonomik koşullar giderek bölgesel bir ticari entegrasyonu zorunlu hale getirmektedir. Bölgede ticari işbirliğinin gerekliliği, Çin ile anlaşmazlıkları olan Asya ülkelerinin rekabet alanlarını göz ardı ederek ortak çıkarları çerçevesinde sorunlarını çözme girişiminde bulunmasının önünü açmıştır. Böylece Çin'in rekabet halinde olduğu komşuları ile bağlarını derinleştirmesi için bir fırsat ortaya çıkmıştır. TPP Anlaşması'nın uzun süren müzakereler sonucunda Obama döneminde imzalanması Çin'i rahatsız etmiştir. Avrupa pazarıyla bütünleşmeyi amaçlayan Çin, Bir Kuşak Bir Yol girişimi ile Asya ticaretinin de şekillenmesini sağlamıştır.



ÇİN LİDER KONUMA YÜKSELEBİLİR


Yeni İpek Yolu Girişimi ile beraber 2012 yılında ABD'nin yer almadığı Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (Regional Comprehensive Economic Partnership- RCEP) Anlaşması'nın müzakereleri 10 ASEAN (Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği) üyesi (Brunei, Endonezya, Filipinler, Kamboçya, Laos, Malezya, Myanmar, Singapur, Tayland, Vietnam) ve Çin, Avustralya, Hindistan, Japonya, Güney Kore ve Yeni Zelanda arasında başlamıştır. Kasım 2016'da 15.tur müzakereler Çin'de gerçekleşmiştir. ABD'nin Bölgesel Kapsamlı Ortaklık Anlaşması'na taraf olmasının önü açıktır. ASEAN ile Serbest Ticaret Anlaşması imzalayarak ardından Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'na başvuru yapabilir. Yakın gelecekte TPP Anlaşması'ndan çekilen ABD'nin böyle bir girişimde bulunması gerçekçi görünmemektedir.



Çin'in yer aldığı Asya'da alternatif bir ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'na, TPP Anlaşması'na taraf ülkelerin ilgisinin artması muhtemeldir. Bu durum Çin'e Asya ticaret anlaşmalarını şekillendirmesinde lider konumunun yükselişe geçmesine fırsat vermektedir. 17 Ocak'ta İsviçre'nin Davos kentinde başlayan Dünya Ekonomik Forumu'na katılan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping de, Çin'in bölgesel ticaret anlaşmaları yapmaya çalışacağını vurgulamıştır. Çin, siyasi gücünü arttırdıkça ve ekonomik başarılar elde ettikçe, daha baskın ve belirleyici dış politika takip etmeye başlamıştır. İlk olarak da yakın çevresinden başlamıştır. Pek çok Asya ülkesi için halen Çin'e karşı en büyük denge unsuru ABD'dir. ABD, ortaklıktan çekilmesi ile Asyalı müttefikleri açısından güvenilmez müttefik izlenimi vermiştir. ABD'nin bölgedeki yokluğundan istifade eden Çin daha çok cesaretlenecek gibi görünmektedir. TPP Anlaşmasının ana hedefi Çin'i zorlamak iken, ABD'nin ortaklıktan çekilmesi ile beklenenin tam tersi bir ortam oluşmuştur. Asya-Pasifik bölgesindeki liderlik mücadelesinde Çin büyük kazanç elde etmiştir.


ABD'nin TPP Anlaşmasından çekilmesinin Amerikalı işçilere ve Amerikan ekonomisine sağlayacağı yararlar veya oluşturacağı zararlar tartışılabilir, ancak bu çekilmenin yakın gelecekteki tek kazananı Çin olacaktır.


#Trump
#Pasifik
#Çin
7 yıl önce