Gastronominin Türkiye'deki gelişimini sağlamak ve Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak amacıyla ikinci Uluslararası Gastromasa Gastronomi konferansı geçtiğimiz hafta İstanbul'da gerçekleşti. Dünya gastronomisinin yıldız isimlerinin konuşmacı olarak katıldığı konferansta biraraya geldiğimiz İtalyan mutfağının babası sayılan Carluccio'sun kurucusu şef Antonio Carluccio ile başarı hikayesini konuştuk. Çocukluğundan beri yemeğe karşı özel bir ilgisi olan Carluccio, bu tutkusunu babasının arkadaşlarıyla birlikte evlerinin çevresindeki dağlarda mantar ararken keşfetmiş. 1975 yılında Londra'ya yerleşmiş ve 1997 yılında Carluccio's isimiyle ilk restoranını açmış. Geleneksel İtalyan mutfağının en önemli temsilcilerinden Carluccio, genç Türk aşçıları için şu tavsiyelerde bulunuyor: "İçinizden tutkuyu eksik etmeyin ve kökenlerinizi ne olduğunu unutmayın. Çünkü Türkiye'de ardınızda çok büyük bir tarih var. Burada mutfak alanında çok iyi bir üretim ve sunum var. Burada olduğum sürece Türklerin samimiyetini yemeklerine yansıttıklarını da gördüm. O yüzden köklerinizden beslenerek kendizi geliştirin."
Pek çok yemek kitabı olan Carluccio, ekibi ile birlikte bir yandan menü geliştiriyor ve şef eğitiyor, diğer yandan da yeni projeler üstünde çalışıyor. İtalya'nın güneyinde doğup kuzaybatısında büyümesinin hayatında etkili olduğunu söyleyen Carluccio, Big Chefs olarak adlandırılan büyük şeflerin mükemmele ulaşmak için kolay olanı tercih etmektense pahalı olanı tercih ettiklerinden bahsederek şunları ekliyor: "İyi yemek yapmak için çok pahalı malzemelere gerek yok ve ben de iyi yemek yiyebilmek için önce kendi kendime yapmaya başladım. Sonra yaptığım yemekleri arkadaşlarımla paylaştım ve fark ettim ki bu tutkum sadece beni değil, çevremdeki herkesi mutlu ediyor. Basit şeylerle harika lezzetlerin olabileceğini gösteriyor. Türk mutfağı da gösteriyor. Yumurta ve domatesle yaptığınız menemen enfes. Domatesli fesleğenli spagettiye de hiçbir zaman hayır demem." Türkiye'de Carluccio restoran gruplarından olduğunu söyleyen Carluccio, "Türklerle birkaç yıl önce bir tohum attık. O tohumdan çok güzel meyveler üretiyorlar. Sizlerin harika yemekleri var. Bir kuzu yemeği yedim yanında servis edilen bulgurla beraber. Fantastikti. Yemek bir ülkenin beşinci hissi gibi" şeklinde konuşuyor.
80 yaşında olan Carluccio, tecrübe dolu hayatına rağmen kendisini şef olarak adlandırmıyor. "Ben sadece yemek yapıyorum" diyen Carluccio, yaşamının ilk 20 yılını bir tüketici olarak geçirdiğinden bahsediyor. Tren istasyonlarında memur olarak çalışan babasının mesleği gereği farklı yerlerde yaşayan Carluccio, "İstasyonlarda yemek zamanı annem makarnayı haşlardı. Babam geldiğinde ise makarna hazır olurdu. Makarnanın pişirilmesinin önemli olduğunu inanarak büyüdüm. 20 yıl boyunca annemi mutfaktayken gözlemledim. Harika bir aşçıydı. 20 yaşıma geldiğimde ise yaşamımın gelecek 60 yılını yemekten zevk almaya ayırdım ve bugünkü halime geldim. İtalya'nın 20 farklı bölgesi var. Her bir bölgeden yemek pişirmeyle ilgili bilgiler topladım. Farklı yerleri ziyaret ettim. Gittiğim her yerde aşçı olduğumu dile getirmeden yemekten bahsettim. Kültürlerin kendi yemeklerini nasıl yaptıklarını görmek istedim" diyor.
1975 yılında ise Londra'ya giden Carluccio'nun yemek yapma konusunda becerisini fark eden eski eşinin kardeşi restoran açma teklifinde bulunmuş. Açtıkları restoranda çok özel bir şey ortaya çıkardıklarını anlatan Carluccio, "Mantar ve trüf için bir merkez oluşturduk. İtalyan yemekleri hakkında 20 kitabım var. Bunların iki tanesi mantarla ilgili. BBC'de de programlar yaptım. Böylece biraz tanınır hale geldim" şeklinde konuşuyor. Restoranlar, kitaplar, programlar derken bu seferde İtalyan yemeklerini ithal etmek için harekete geçen Carluccio, yine eski eşinin desteğiyle mağazalar açmaya başlamış. Bu şekilde büyüme gösterirken İtalya'nın ilk kahve kafe restoranını 1999 yılında kurmuş. Bugün ise tüm dünyada 125 tane şubesi olan Carluccio markasının danışmanlığını yapıyor. 2006 yılında sattığı markasının devamını garanti etmek için başında olduğunu söyleyen Carluccio, "Bir istasyon memurunun oğlunun hikayesi işte bu şekilde" ifadelerini kullanıyor.
Yemekle ilgili felsefesinin 'minimum malzeme maksimum lezzet' olduğunu belirten Carluccio, "Basit olan her zaman güzeldir. Hayatla ilgili ise ne dinden ne de politikadan anlarım. Sadece insanları kırmamaya özen gösteriyorum ve her bireye kim olursa olsun sonsuz saygı duyuyorum. Benim için hayatın temeli saygı ve sevgi" şeklinde konuşuyor.
Ünlü İtalyan şef Antonio Carluccio'ya İtalya hükümeti tarafından ulusal onur ödülü olarak adlandırılan 'Commendatore' ödülü verilmiş. İngiliz hükümeti tarafından da İngiliz şövalyelik nişanını alan Carluccio, "Şimdi 80 yaşındayım. Bence biraz daha bir şeyler yapabilirim. Şu an çocuklar için mantarla ilgili bir kitap yazıyorum" diyor.