|

Venedik’ten el ayak çekilince başka güzel

Her mevsim kalabalık turist akınlarıyla dolan kanallar, köprüler ve şarkılar şehri Venedik’i sevmek için sakin bir anını yakalamak gerek. Bir yaz akşamı, günübirlik gelenlerin kalabalığı çekildikten sonra Rialto Köprüsü’nde, gitar çalan bir müzisyeni dinleyip Büyük Kanal’ı seyrederek Venedik ile baş başa kalabilirsiniz.

04:00 - 15/10/2023 Pazar
Güncelleme: 22:01 - 13/10/2023 Cuma
Yeni Şafak
Venedik.
Venedik.
Fatma Matur

V
enedik’e ilk gittiğimde bir kış mevsimi idi. Denizden esen rüzgar öyle dondurucuydu, kış olmasına rağmen sokaklar öyle doluydu ki Venedik’i sevemedim. İkinci gidişimde yaz mevsimiydi, bu kez de yine kalabalıklar, sıcak, nem, uzun gondol sıraları, birilerine değmeden yürümenin imkansız olması nedeniyle Venedik’i yine sevemedim. Üçüncü gidişimde ise gece Venedik’te konakladım ve bir yaz akşamı, günübirlik gelenlerin kalabalığı çekildikten sonra Rialto Köprüsü’nde, gitar çalan bir müzisyeni dinleyip Büyük Kanalı seyrederken Venedik’le barıştım. Kanalın iki yanına park edilmiş salınan gondollar, denizin üzerinde dans eden yakamozlar, gümüşserviler, ay ve yol kenarı ışıklarıyla yarı aydınlatılmış kum rengi tarihi apartmanların görüntüsü ile Venedik o akşam gönlümü aldı ve hatta çaldı. En son söyleyeceklerimi en başta söyleyerek giriş yapmış oldum yazıya. Venedik’te her mevsim turist yoğunluğu oluyor fakat kışın buna soğuk yazın da sıcak ve nem ekleniyor. Bu yüzden İtalya’nın bu güzel şehrine -bir festival ya da karnaval için belirli bir tarihte gitmiyorsanız- mümkünse ilkbahar veya sonbahar aylarında gidin ve yine mümkünse burada konaklayıp, Büyük Kanalı ve sokaklarını bir de gece ve sabah erken henüz işlerine giden yerel halk, mağazalarını açan esnaflar,tekneleri hazırlayan gondolcular dışında kimseler yokken görün. Bu yazının başlığındaki şarkılar şehri ifadesi, öyle bir sabah, bir gondol sürücüsünün kanallar arasında gür sesiyle söylediği “Volare” şarkısıyla Venedik’i hafızamı kazımasına atfen eklendi.

Venedik’te görülecek yerler

Güvercinlerin buluşma noktası: San Marco Meydanı Venedik’in en ünlü meydanı. İsmini Aziz Marco’dan alan meydanda San Marco Bazilikası, Çan Kulesi ve Saat Kulesi gibi yapılar da bulunuyor. Burası hem yerel halkın hem turistlerin hem de San Marco deyince akla gelen güvercinlerin de buluşma noktası. Güvercinlerin yüzlerce yıllık eserleri tahrip edeceğinden endişe edilse de meydanın demirbaşlarından biri onlar. Şehrin kalbi denebilecek bu meydandaki kafelerde kahvenizi yudumlayabilir, Çan Kulesi veya Saat Kulesi’ne çıkıp Venedik manzarasını yukarıdan izleyebilirsiniz.

Rehberli eşliğinde gezmek önemli: Venedik’in en önemli yapılarından biri olan Palazzo Ducale, Dükler Sarayı Gotik tarzda inşa edilmiş bir Saray. İnternette burası için boş ve büyük odalarla dolu sıradan bir saray yorumu yapanlar ile muhteşem detayları, tabloları, mimarisi olan bir saray yorumları var. Aradaki fark bence burayı rehbersiz veya rehberle gezmiş olmak. Uzun yıllar boyunca Parlamento binası olarak da kullanılmış bu sarayı rehber eşliğinde gezmenizi öneriyorum.

Bizans mimarisinin temsilcisi: San Marco Meydanı’na bakan en güzel yapılardan biri olan San Marco Bazilikası, Bizans mimarisinin en iyi örneklerinden birini sergiliyor. Bazilika’ya girdiğinizde San Marco’ya bakan terasa mutalaka çıkmanızı öneririm. Bazilikanın üst katında İstanbul’dan çalınan bronz at heykelleri sergileniyor. Bazilika, muhteşem mimarisi, ince işçilikli kubbeleri, kemerleri, tavanlarındaki altın mozaikleri ile mutlaka görülmesi gereken bir yer. San Marco Bazilikasının önünde her zaman uzun kuyruklar oluyor ve giriş ücretli. Biletinizi internetten alırsanız kuyrukta beklemeden bazilikaya girebilirsiniz.

Kuleden muhteşem manzara: San Marco Meydanı’ndaki en yüksek yapı olan, 98 metre yüksekliğindeki Çan Kulesi 1902 yılında tamamen yıkılıp, 1912’de orijinal taşları kullanılarak yeniden yapılmış. Kuleye çıkıp muhteşem manzarayı seyretmenizi öneririm.

Ayı ve burçları gösteren saat: 15. yüzyılda inşa edilen saat kulesi de yine San Marco Meydanı’nda yer alıyor. Kulenin tepesinde her saat başı çalan iki adet bronz heykel bulunuyor. Kulenin ön yüzündeki saat, hem Roma rakamları ile saati, hem ayın evrelerini hem de burçların işaretlerini gösteriyor. Rivayete göre kulenin karmaşık saat mekanizmasını kuran Emilia Giancarlo Ranieri’nin gözleri, aynı mekanizmayı tekrar kuramaması için kör edilmiş. Saat Kulesi’ne çıkmak da mümkün ancak sadece Pazartesi-Çarşamba 10.00-11.00, Perşembe-Pazar günleri 14.00-15.00 arası ziyarete açık.

Büyük Kanal’dan Venedik seyri

Canalazzo olarak da bilinen Venedik’in en büyük ve uzun kanalı aynı zamanda Venedik’in en önemli ulaşım yolu. Grand Canal üzerinde gondollarla, vaporettolarla, deniz taksileri ve özel teknelerle gezmek mümkün. Ben Ferrovia istasyonundan vaporettoya binip, San Maco Vallaressa durağında inmenizi öneririm. Vaporetto ile kanalı gezerken aynı zamanda kanalın her iki tarafındaki çoğu 13 ila 18. yüzyıllar arasında yapılmış muhteşem binalar göreceksiniz. Bunların en güzellleri olan, kanalın en eski yapısı, Ca’d’a Mosto Sarayı, Altın Ev anlamına gelen Ca’d’Oro, Ca’Foscari gibi yapıları vaporettoya binmeden haritanızda işaretlerseniz gezi daha unutulmaz hale gelecektir.

İdama giden yolda Ahlar Köprüsü

Dar bir kanalın üzerinde bulunan beyaz mermerden yapılı bu küçük ve güzel köprü, hikayesi nedeniyle Rialto’dan sonra Venedik’in en ünlü köprüsü. Rivayete göre Dükler Sarayı’nı, hapishaneye bağlayan bu köprüden geçen idam mahkumları, köprüde son kez durup Venedik manzarasına ve dünyaya bakarak iç geçirirmiş. Köprünün ismi bu nedenle “Ahlar Köprüsü” olmuş. Ahlar Köprüsü bugün yalnızca dışarıdan görülebiliyor. Venedik’te yukarıdaki yerler dışında Accademia Köprüsünü, Peggy Guggenheim Müzesini, La Fenice Tiyatrosunu ve Palazzo Contarini del Bovolo’yu görmenizi öneririm.

Meydanları birbirine bağlayan köprü

Rialto Köprüsü Grand Canal üzerindeki dört köprüden en ünlü ve görkemlisi. San Marco ve San Polo meydanlarını birbirine bağlayan bu köprü 1588-1591 yılları arasında Antonia De Ponte tarafından inşa edilmiş. Rialto Köprüsü’nden Grand Canal’ı gören manzara hele de akşamları muhteşem.

Aklınızda olsun

*Venedik’i hakkını vererek gezmek için buraya 2 gece 3 gün ayırmanızı öneririm.

*Venedik pahalı bir şehir, o nedenle özellikle konaklama rezervasyonlarını erken yaptırmakta fayda var. San Marco Meydanı’nın yakınlarında veya Cannaregio bölgesinde kalmanızı öneririm.

*Venedik’te Eylül 2023 itibarıyla günübirlik turistler için günlük 5 euro şehre giriş ücreti uygulaması başlatıldı. Bu ücret 14 yaş üzeri tüm ziyaretçilerden alınacak.

*Venedik geziniz sırasında bir gününüzü Burano ve Murano Adaları’na ayırmanızı öneririm.

*Venedik’te çok sayıda müze gezmek istiyorsanız, Venedik Müze Kart alıp daha ekonomik bir ücrete gezebilirsiniz. Vaporettolar için de tek bilet yerine günlük seyahat kartı almak daha ekonomik ve pratik olacaktır.



#Gezi
#Aktüel
#Venedik
8 ay önce