|

Abdestli namazlı

Zamanla başka ağabeylerim de oldu. Çok güzel gözleri olan kızlar da mütemadiyen geçip durdular sağımızdan solumuzdan gönlümüzden… Vakit akıp gitti, ben de büyüdüm. Şimdi ki aklım diyor ki keşke o abi o zaman yüzümü avuçlarının arasında alsa ve gözlerime bakarak deseydi ki ‘evet kardeşim hakikaten çok ama çok güzel gözleri var. Lâkin hayat bunu bize nefes alıp verdiğimiz sürece yapmaya devam edecek. Bekir Develi, Cins okurları için abdestli namazlı diye tabir ettiğimiz kişileri kaleme aldı.

Yeni Şafak
05:00 - 5/07/2016 Salı
Güncelleme: 10:18 - 31/05/2016 Salı
Cins Dergisi

'Her namaz kılanı güvenilir sanma…



Her güzel bakanı seviyor,



Her mezardakini ölü,



Her nefes alanı yaşıyor sanmaman gerektiği gibi…'



'Bas müminin kuyruğuna gör münafık nerden çıkar' derdi rahmetli dedem. Rabbim tüm geçmişlerimizin mekânını pür nur eylesin. Bizi de şefaatlerine nail eylesin inşallah.



Çok sonra anladım ki Müslümanlık, dindarlık, ahirete hazırlık tamamen çap meselesi. Herkes çapına göre yaşayabiliyor çünkü dini de, aşkı da, sevdayı da.



Hak adına iyilik yaptığımızı düşünürken bile nefsimize hizmet ettiğimizin farkında değiliz çoğu zaman. Yaptığımız iyilikleri denize atmaya kıyamıyoruz. Çünkü hem Halık'ın hem de balığın geri dönüşünden manen emin değiliz. Bir geri dönüş, bir karşılık bekliyoruz.



Şöyle düşünelim: Eğer yaptığımız yardımlar, iyilikler ve fedakarlıkları sadece ve sadece Allah rızası için yapmış olsa idik, bu iyilik ve fedakarlıklarımıza muhatap olanlar bize sırtlarını döndüklerinde bu denli incinir, kırılır ve hatta intikam derdine düşer miydik? 'Ayıptır söylemesi' diye başlayarak ona buna peş peşe anlatır mıydık sol elimizin bile haberdar olmaması gereken şeyleri?



Demek ki neymiş çap meselesiymiş…



Demek ki neymiş sadece ve sadece Allah için yapmıyormuşuz ne yapıyorsak.



Yoksa iyilik yaptığımız kişilerin nankörlüklerine şahit olduğumuzda 'Ben zaten Allah için yaptım. Kul dediğin kendisini yoktan var eden Allah'a bile isyan ediyor ki bana neler yapmaz' der güler geçerdik...



Güvenirliği dindarlıkla eşdeğer tutmuşsanız kırılmaya, üzülmeye, hayal kırıklıkları yaşamaya kendinizi hazırlamalısınız. Çünkü eskilerin de dediği gibi “Kusursuz olan İslâm'dır, Müslümanlar değil.” Hepsini aynı kefeye koyan kişi kefenin delindiği gün dine olan inancını da kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacağını unutmamalıdır.



'5 vakit abdestli, namazlı, namazında, niyazında' referansları hep tuhaf gelmiştir bu yüzden bana. Hele hele 'Hayır hasenatı çok sever kaç tane aileye yardım ediyor' gibi methiyeler dumura uğradığım övgü biçimleridir. “Hayır hasenatı o kadar çok seviyorsa ve çap sahibi bir müminse kaç aileye baktığı bilgisinin bizde ne işi var” diye sormadan geçemiyor insan.



İlk gençlik yıllarında abdestli namazlı ve yaşça bizden 5-6 yıl büyük bi kısım ağabeylerimiz vardı mahallemizde. O yıllar tabi bizim havaya taş atıp başımızı altına tuttuğumuz deli yıllarımızdı. Bu namazlı abdestli ağabeyler bizi top oynamaya götürürler ve nasıl oluyorsa biz her defasında ya devre arasında ya da maç bitiminde kendimizi en yakın camide başımızda takke namaz kılarken bulurduk. O ağabeyler güzel insanlardı. Sırf bu güzel niyetlerinden dolayı top oynarken sarf ettikleri gayret, namaz kılarken sarf ettikleri gayretten daha kıymetliydi belki de Allah katında kim bilir. Bazen birlikte bir yere giderken güzel kızlar geçerdi yanımızdan. Bi keresinde tüm cesaretimi toplayıp o ağabeylerden birine 'Abi şu geçen kızın gözleri ne kadar güzel değil mi' deyivermiştim. Bunu duyar duymaz abi panikle başını öne eğdi ve 'tevbe tevbe tevbe.. tevbe estağfurullah Ya Rabbi… Allah'ım sen bu Bekir kardeşimizi ve bizleri affeyle… Tevbe neuzubillah...' diyerek bana kendimi hakikaten çok kötü hissettirecek bir tepki vermişti.



O zaman tam anlayamamıştım bu telaşın nedenini. Şimdi yıllar sonra geriye dönüp baktığımda anlıyorum ki o kızın gözleri hakikaten ne güzeldi yahu. Benim yaşımda bir delikanlının güzel bir kıza ilgi duymasından daha doğal ne olabilirdiki. Kaldı ki ben 'Abi bu kıza gidip hemen çıkma teklif edeyim mi' de dememiştim hani.



Zamanla başka ağabeylerim de oldu. Çok güzel gözleri olan kızlar da mütemadiyen geçip durdular sağımızdan solumuzdan gönlümüzden… Vakit akıp gitti, ben de büyüdüm. Şimdi ki aklım diyor ki keşke o abi o zaman yüzümü avuçlarının arasında alsa ve gözlerime bakarak deseydi ki 'evet kardeşim hakikaten çok ama çok güzel gözleri var. Lâkin hayat bunu bize nefes alıp verdiğimiz sürece yapmaya devam edecek. Hayat hep güzel gözleri, güzel saçları, güzel elleri olan kızları karşımıza çıkaracak. Ama biz bununla mücadele edeceğiz, etmek zorundayız çünkü. Zira burası bir imtihan dünyası ve güzel gönüllü delikanlılar çoğunlukla güzel gözlü ama halden anlamayan kızlarla imtihan olunmuşlardır. Biz Rabbimizden her şeyin hayırlısını ve helalini dileyeceğiz. Rabbimiz bizi bir gözleri ahûnun peşinde ömür tüketelim diye göndermedi. Ama haklısın kızın gözleri hakikaten çok güzeldi.' İşte o vakit hem ben kendimi bir sapık gibi hissetmeyecek hem de ileriki zamanlarda bu ve buna benzer durumlarla nasıl başa çıkabileceğime dair bir fikir edinmiş olacaktım.



Yani benim güzel dostum, Rabbimizden çap niyaz ediyoruz... Adam gibi sevmek, dinimizi adam gibi yaşayabilmek, adam gibi hayat sürüp, adam gibi ölebilmek için.



Büyük türk düşünürü Serdar Ortaç'ın da ifade buyurduğu gibi;



“Oynattım ben dengemi



Kaybettim benliğimi



Ah sıra sıra çıktım tozuttum



Her söyleneni ham yuttum



Bu ne olay sende dile kolay



Benle dalga geçme, haydi dene dene



Deliriyorum canım deliriyorum



Acı domates gibi kızarıyorum”



Gözü, gönlü bilcümle güzellere selam olsun :)

#Cins Dergi
#Abdest
#Namaz
8 yıl önce