Tüm dünyada enerji sektörü çevreye verdiği zararları göz önünde bulundurarak değişime gitmeye karar verdi. Bu zararları asgariye indirmek isteyen enerji firmaları, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ve kullanılması için büyük çalışmalar yürütmeye başladı.
Güneş enerjisi, söz konusu yenilenebilir enerji kaynaklarının başında geliyor. Güneş enerjisi panelleri üzerinde çalışan firmalar, birim alandan istedikleri seviyede enerjiyi henüz alabilmiş değiller. Bununla birlikte birim alandan enerjiyi almayı başarsalar bile coğrafi şartlar ve gezegenimizin yapısı bu enerjiyi tam verim ile kullanmamızı engellemeye yetiyor. Güneşten gelen enerjiyi öncelikle atmosfer emiyor. Buna ek olarak gece ışığın alınamaması ve güneşten gelen ışınların her zaman parlak ve verimli panellere ulaşmaması enerji üretiminde verimim düşmesine neden oluyor.
Bu durumu göz önünde bulunduran NASA ve Pentagon'daki araştırmacılar, uzun süredir sorunu aşacak bir teknoloji üzerinde çalışmalarını sürdürüyor. Sonunda bu sorunu aşacak bir çözüm bulmayı da başardılar.
Bilim insanlarının yapacağı aynalarla donatılmış bir uzay istasyonu, güneşten aldığı enerjiyi mikrodalga yayıcı vasıtası ile güç dönüştürme aygıtına yansıtacak. Bu sayeden güneşten toplanan enerjide fazla bir kayıp yaşamadan dünyanın herhangi bir noktasına yansıtılacak. Bu sayede paneller gece döngüsünden ve bulutlu havalardan etkilenmeden daimi yenilenebilir enerji üretiminde bulunacak. Bu teknolojinin en güzel yanı ise yoğun mikrodalga yayıcının yoluna çıkabilecek kuşları ve uçakları korumak cihazın modüle edilebilecek olması. İfade edilen teknoloji sayesinde üretilen enerji ise daha sonra kullanılmak üzere depolanabilecek.
Amerika Birleşik Devletleri Donanmasından Uzay Mühendisi Paul Jaffe, yaptığı açıklamada “10 milyar dolar masrafla, projenin 'prototipinin' 10 yıldan kısa zaman içinde hayat bulabileceğini” ifade etti. İlk çalışmalar ile 150.000'den fazla ev ile tesise tam randımanlı enerji sağlanması hedefleniyor.
Bu teknolojiye benzer bir çalışma Japonya ve Çin Halk Cumhuriyeti'inde de sürdürülüyor. Prototipini 10 yılda tamamlamayı planlan dünya devleri, 25 yıl içerisinde bu teknoloji kullanılabilir hale getirmeyi hedefliyor. NASA ve Pentagon'un yaptığı araştırmalara göre ise, 2040 yılına kadar dünyadaki enerji tüketiminin yüzde 50 de fazla artacağı yönünde.
