Can kaybı olmaması en büyük tesellimiz.

Türkiye'ye saldıranlar, planlarını bozan, kirli oyunlarını deşifre eden Yeni Şafak'ı hedef aldılar.

Yeni Şafak, Türkiye'ye karşı yürütülen tezgahlar karşısında sessiz kalmadı.

Terör söz konusu olunca, ”Ama, fakat, veya” demedi.

Çok net ve dik durdu.

Bir misyon üstlendi.

Terör karşısında çok net ve dik durmaya devam edeceğiz

Türkiye'ye saldırırken hedefleri neyse Yeni Şafak'a saldırırken de hedefleri aynıydı.

Ancak Yeni Şafak ve Akit'i hedef alan terör odaklarına buradan sesleniyorum.

Susmayacağız.

Bizi susturamayacaksınız.

Yılmayacağız.

Yıldıramayacaksınız.

Siz molotoflarınızla, silahlarınızla bize saldırırken biz kalemlerimizle, fikirlerimizle, duruşumuzla sizinle mücadele etmeye devam edeceğiz.

Sizin silahınız varsa bizim de kalemlerimiz, fikirlerimiz var.

Siz bize silahla saldırırken biz de size fikirlerimizle meydan okuyoruz.

Sinmeyeceğiz.

Bizi sindiremeyeceksiniz.

Şırnak'ta 2 yaşındaki Mevlide İrem'e, ekmek almaya giderken vurulan Fırat'a saldıranlar, Suriye'deki ateşi Türkiye'ye taşımaya çalışanlar, Irak ve Suriye bitti sıra Türkiye'de diyenler, Cizre'yi, Sur'u, Silopi'yi, Şırnak'ı savaş meydanına çevirmek isteyenler, bu kez Yeni Şafak ve Akit'i hedef aldılar.

Demek ki yayınlarımız etkili olmuş.

Demek ki yayınlarımız onları ürkütmüş.

Demek ki, planlarını deşifre edip, gerçek yüzlerini ortaya çıkarmışız.

Türkiye, tarihinin en ağır terör saldırıları ile karşı karşıya.

Suriye'de haritaları çizenler, şimdi de Türkiye'nin haritasını değiştirmek istiyorlar.

Tam bir kırılma anı ile karşı karşıyayız.

Tam bir tarihi eşikte duruyoruz.

Ya Türkiye kazanacak.

Ateş çemberinin ortasında istikrar adası olarak yaşamaya devam edeceğiz.

Ya da onlar kazanacak.

Türkiye'yi terör girdabının içine çekip Suriyeleştirecekler.

Buna boyun eğmeyeceğiz.

Buna izin vermeyeceğiz.

Sadece secdede Rabbimizin huzurunda eğdiğimiz başımızı bunlara karşı eğmeyeceğiz.

“Allah'ın verdiği canı Allah'tan başka kimse alamaz” deyip, hak bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz.

Bu can bu tende durduğu sürece gerçekleri haykırmaya devam edeceğiz.

12 Eylül'den önce Türkiye'yi darbeye sürüklemek isteyenler, 28 Şubat'ta ülkemizi karanlık bir tünele sokmak isteyenler ilk olarak basını hedef almışlardı.

Birçok gazeteci fikirleri uğruna teröre kurban oldu.

Bir süredir gazetemizin sayfalarında haber olarak yer alan terör bu kez bizi hedef seçti.

Karşı karşıya olduğumuz durum sadece Yeni Şafak ve Akit gazetelerine yapılan saldırıdan ibaret değil.

Türk basını olarak saldırı altındayız.

Sağduyunun sahibi olan basın organları susturulmak isteniyor.

Biz yarasa tabiatlı, karanlık odakların saldırılarına teslim olmayacağız.

Üst aklın içerideki maşalarına karşı pes etmeyeceğiz.

“Hakkın hatırı alidir hiçbir hatıra feda edilmez” deyip, mücadelemize devam edeceğiz.

“Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa; Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır” deyip, hak bildiğimiz yoldan yürümeye devam edeceğiz.

Şuna inanıyoruz ki fikirlerimizin aydınlığı, terörün karanlığını yenecek.