|
Boyaları döküldü!

ABD Başkanı
Joe Biden
Amerika’nın büyük silah şirketlerinden “
Lockheed
Martin
”in bir fabrikasını ziyareti sırasında yaptığı konuşmada ABD’nin öteden beri “
demokrasilerin cephaneliği
” olduğunu iddia ederek, “
ey millet, otokrasiyle demokrasi arasında süregiden bir savaş var
” demişti. Yakın tarihine bakıldığında Amerika’nın ‘Demokrasilerin Cephaneliği’ olduğunu iddia etmek insanın midesini ekşitiyor, o ayrı. ABD’nin Gazze’de soykırım yapan
Netanyahu
’nun cephaneliği olduğuysa bir gerçek. Daha birkaç gün önce Biden, İsrail’e 17 milyar Dolarlık yardım tasarısını imzalayarak “
Netanyahu’nun cephaneliği
”ni takviye etti.
Bu arada Gazze Şeridi’nin güneyindeki “
Nasır Hastanesi
” yerleşkesindeki toplu mezarlardan 400’e yakın sivilin naaşları çıkarılıyordu. Yüzde 70’i kadın ve çocuk 35 bine yakın Filistinliyi katleden İsrail’e silah gönderilmesine tahammül edemeyen Amerikan üniversitelerinin vicdanlı öğrencileriyse ‘
Yahudi karşıtı
’ olarak itham edilerek sindirilmek isteniyorlar
Baskılara rağmen “
Soykırıma başkaldırı
” Amerikan Üniversitelerinde dalga dalga yayılıyor. Sözde ifade özgürlüğünün ve akademik özgürlüğün kutsal mekânları olarak ilân edilen üniversitelerde öğrenciler gözaltına alınıyor, tutuklanıyorlar. Sadece öğrenciler değil, profesörler bile gözaltına alınıyor.
Emory Üniversitesi
’nde Ekonomi profesörü
Caroline Fohlin
ve Felsefe bölümü başkanı
Prof. Noëlle McAfee
gözaltına alınan kadın akademisyenler arasındaydı. İki polis, darbederek yüzüstü yatırdıkları Prof. Fohlin’e ters kelepçe takıyorlardı
Ana akım Amerikan medyası İsrail’in soykırımını Amerikan halkından gizlemek için kapsamlı sansür uyguladı. İsrail’in katliamlarını haklı çıkarmayı amaçlayan yalan haberlerin listesiyse bir hayli uzun.
“Yalan haber”
Gazze soykırımını protesto eden öğrenciler için de devreye sokuldu. Protestocuların kampüslerde Yahudi öğrencilere şiddet uyguladıklarına ilişkin haberlerin yalan olduğu, vakaya ait görüntülerinin yayınlanmasıyla anlaşılacaktı. Gazze’de 5 binden fazla öğrencinin İsrail tarafından öldürüldüğüyse bir gerçek. Öte yandan Amerikan kampüslerinde gözaltına alınan öğrencilerin üçte biri Siyonist olmayan Yahudiler. Bu Yahudi eylemciler de İsrail’in Nazi’leşmesine, Filistinliler’i soykırıma uğratmasına isyan ediyorlardı.
Avrupa’da da İsrail’i eleştiren akademisyenler ‘Yahudi karşıtı’ olarak muamele görüyorlar. Yunanistan’ın eski Maliye Bakanlarından, dünyaca ünlü Ekonomi profesörü ve muhalefet partisi lideri
Yanis Varoufakis
’in Berlin’de polis tarafından durdurulan Filistin konferansında konuşma yapması engellendiği gibi Almanya’ya siyasî amaçlı seyahat etmesi yasaklanıyordu.
Amerikalı meşhur felsefe profesörü
Nancy Fraser
’in ise Almanya’daki Köln Üniversitesi’ndeki Misafir Profesörlüğü İsrail’i eleştiren bir mektuba imza attığı gerekçesiyle iptal ediliyordu. Fraser, imzasını geri çekmediği için bu muameleye maruz bırakıldığını söylüyor. Gazze’de yüz profesörün, dokuz rektörün öldürüldüğüne dikkat çeken Fraser İsrail’in Gazze’deki okul katliamlarını kınayan bir mektuba da ayrıca imza attığını belirtiyordu. İsrail’i eleştiren Fraser’in Yahudi olması bile Üniversitesi Yönetiminin tutumunda değişikliğe yol açmadı.
ABD’de ve Avrupa’nın birçok ülkesinde İsrail’i eleştirenler ‘Yahudi karşıtı’ ilan edilirken “
Filistin karşıtı
” olmanın bir müeyyidesi yok. ABD’de Kongre üyesi bir vekil Gazze’nin nükleer bomba atılarak yok edilmesi gerektiğini söyleyebiliyor, meşhur bir Senatör Gazze’nin dümdüz edilmesini isteyebiliyor, Senato’da liderlik yapan bir diğeriyse Filistin’in Tevrat’ta Yahudiler’e vaat edildiğini, Filistinlilerin bunu kabul etmedikleri için barış yapılamadığını savunabiliyor. Ve daha neler, neler! Bunlar İsrail’in 15 bine yakın çocuğu katletmesini bile umursamıyorlar.
ABD Başkanı Biden geçtiğimiz Pazartesi yaptığı bir konuşmada üniversite kampüslerindeki protesto gösterilerini “
anti-Semitik
” olarak niteliyordu. Biden “
Filistinlilere ne oldu
ğunu anlamayanları da kınıyorum” demişti. Aralarında binlerce Yahudi’nin yer aldığı protesto gösterilerini kolayca “
Yahudi karşıtı
” olmakla niteleyen Biden, Filistinlilere “
ne olduğunu
” ise söyleyemiyordu. Bu öğrenciler Biden’ın söylemediğini söylemeye cüret ettikleri için suçlular. İsyankâr çığlıklarıyla ABD ve Batı’nın gülümseyen yüzündeki sahte demokrasi, hukuk ve insan hakları boyasının dökülmesini sağladılar. ‘Yahudi karşıtı’ olarak suçlanmalarının sebebi bu.
#Politika
#ABD
#Biden
#Gazze
#İsrail
#Abdullah Muradoğlu
13 gün önce
Boyaları döküldü!
Seçimi bırak sahaya odaklan
İsrail yalnızlaşırken Starbucks’ın açıklayamadığı gerçek
Sîdî Ukbe Ulucamii Müslüman Batı dünyasındaki dini yapılarının atasıdır
Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi
Şiddeti, ‘kültür’ ile aşabiliriz