|
Özal limonata, Lenin çaydan mı zehirlendi
Ailesi ve yol arkadaşları merhum Cumhurbaşkanı Özal''ın zehirlenerek öldürüldüğünden kuşkulanıyor. Bazı çevreler bu iddialardan rahatsız olsa bile, yakın tarihe bakıldığında iktidar savaşlarında ''zehirle suikast''ın hiç gündemden düşmediği görülüyor.

Özal limonatadan, Lenin çaydan mı zehirlendi? Eşinin, kardeşinin, çocuklarının ve yol arkadaşlarının, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal''ın zehirlenerek öldürülmüş olabileceği kuşkusunu kamuoyuyla paylaşmaları neden bazı çevreler tarafından sözbirliği yapmışçasına itirazla karşılaşıyor?

Bence asıl üzerinde durulması gereken husus budur.

1989-1993 yılları arasında Türkiye''de neler yaşandığını gözden geçirenler bu yıllar arasında ülkenin geleceğini derinden etkileyen gelişmelerin yaşandığını göreceklerdir.

Özal''ın vefatında bir suikast girişimi sözkonusuysa eğer, bunun sebebini bu gelişmelerde aramak lazım. En başta sorulması gereken soru şudur:

“Özal''ın vefatıyla durdurulan nedir?”

Özal''ın bir suikastin kurbanı olduğu iddiasının, Kürt sorununun çözümlenmesi için atılan adımlarla ilgili olduğu konusunda ciddi ipuçları var. Sorunun çözümlenmesi için başlatılan girişimlerin bir ucunda Özal, diğer ucunda Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis, öteki ucunda ise Özal''ın en güvendiği adamlardan Maliye Bakanı Adnan Kahveci yer alıyor.

İddia böyle..

Resmi açıklamalara göre Özal “kalp krizi”nden, Bitlis Paşa ve Adnan Kahveci ise “kaza” sonucunda hayatlarını kaybettiler.

Her birinin ölüm tarihleri birbirine yakın, her birinin ölümüyle ilgili kuşkular sözkonusu.

Hakikat elbet bir gün ortaya çıkar.

LENİN''İN ÖLÜMÜ ROMANA KONU OLDU

İlginçtir zehirlenerek öldürüldüğü iddia edilen Stalin''in, 1917''deki Bolşevik Devrimi''nin lideri Lenin''in ölümünde parmağı olduğu dedikodusu yapılmıştır.

Dedikodu, bazı romancılara esin bile vermiştir.

Buna göre Lenin de, Sovyet Rusya''yı tek başına yönetmek isteyen Stalin tarafından zehirlenerek öldürülmüştü.

Dedikodu, bazı gerçeklerden yola çıkarak geliştirilmişti. Bu gerçek, Lenin''in komünistler arasında tartışmalara neden olan bir vasiyeti idi.

Varlığı uzun yıllar saklanan vasiyete göre Lenin, Stalin''in gem vurulamaz ihtiraslarından söz ederek, onun Genel Sekreterlik görevinden azledilmesini tavsiye ediyordu.

“Lenin''in vasiyetnamesi” olarak anılan mektup parti kongresinde okunduğu halde halka açıklanmamıştı.

Saklı tutmaya karar vermişlerdi ama Komünist (Troçkist) yazar Max Eastman''ın 1926''da mektubu Amerika''da yayımlamasını önleyememişlerdi.

Resmi açıklamalara göre Lenin bir “inme” sonucunda ölmüştü ama sağlığında onu tedavi eden doktorları bu konuda mutabık kalmamışlardı.

Lenin''in vasiyetnamesi Stalin''le kapışan ve daha sonra Rusya dışına çıkmak zorunda bırakılan Troçki tarafından da Stalin''e karşı kullanılmıştı.

Amacımız Lenin''in Vasiyeti etrafında dönen tartışmaları yeniden gündeme getirmek değil.

Vasiyetten yola çıkarak kurgulanmış bir romandan bahsedeceğim sadece.

ROMANI YAZAN RUSYA UZMANI

Amerikalı yazar Joseph Finder, Lenin''in vasiyeti''nden yola çıkarak kurguladığı “Moskova Kulübü” romanında Gorbaçov döneminde gerçekleşen bir darbe girişiminini anlatır.

Finder, Sovyet Rusya uzmanıdır.

“The New York Times”, “The Wall Street Journal” gibi gazetelerde Sovyet Rusya üzerine yaptığı analizlerle tanınıyor.

Kurgusu müthiş ama aksiyon düzeyi abartılmış bir romandır.

Romanın başkahramanı Charlie Stone Rusya''da elde edilen yazılı ve sözlü metinleri analiz etmekle görevli bir uzmandır.

Amerika''da 1950''lerde “Komünist Avı” furyasını başlatan Senatör Mc Carthy tarafından Sovyet Casusluğuyla suçlanarak mahkum edilmiş bir tarih profesörünün oğludur.

Gerçekte ise baba Stone masumdur.

Babasının masumiyetini kanıtlamaya çalışan Stone farkında olmadan bir komplo ağının ortasına düşmüştür.

“KGB” ve “CIA”nın içinden bir grubun işbirliğiyle planlanan komplodur bu.

Dönem Gorbaçov dönemidir.

VASİYETTE GİZLENEN SUİKAST PLANI

Charlie Stone babasının adının da karıştığı “Lenin''in kayıp vasiyetnamesi”nin izini ararken, Lenin''in doğal sebeplerle değil Stalin tarafından zehirlenerek öldürüldüğünü öğrenmiştir.

Lenin ölmeden önce Stalin''in kendisine karşı suikast hazırlığı içinde olduğunu belirten bir mektup yazmıştır.

Mektubun ikinci nüshası Amerikalıların eline geçmiştir.Amerikalılar mektubu Stalin''e karşı bir koz olarak ellerinde tutmuşlar.

Lenin mektubun bu nüshasını güven duyduğu Amerikalı bir işadamına yurtdışına çıkarması için vermişti.

Bu işadamı Charlie Stone''in babasının çok yakın arkadaşıdır.

Stalin''in ölümününden hemen sonra KGB şefi Beria, Amerikalıların yardımıyla bir darbe girişimi gerçekleştirmek istiyordu ama plan akamete uğramıştı. Beria''nın yardımcısı Amerikalılar tarafından ele geçirilmişti ve onların yardımıyla hızla yükselerek Gorbaçov döneminde KGB''nin başına geçmişti.

KGB Başkanı ve ekibi yine CIA''nın yardımıyla Gorbaçov''a karşı bir darbe hazırlığı içerisindedir.

CIA içindeki grup da Amerikan Başkanını gözden çıkarmıştır.

ABD Başkanı Kremlin''e davet edilmiştir.

Lenin''in mozelesine yerleştirilen bombaların patlatılması sonucunda hem ABD Başkanı, hem Gorbaçov ölecekler ve çıkan karışıklıklar sonucunda KGB Başkanı idareyi ele alacaktır.

Tabii komplo, Charlie Stone''nin sayesinde akamete uğrar.

ÇAYINA ZEHİRLİ ŞEKER KATMIŞLAR

Finder romanında Lenin''in çayına karıştırılan zehirli şekerle öldürüldüğünü kurgulamıştır.

Romanın başkahramanı Charlie Stone''nin babası gibi sevdiği işadamı Lehman aslında Lenin''i zehirleyen adamdır.

Stone, Lenin''in özel sekreterliğini yapmış olan ve sonra Amerikaya kaçmış bulunan yaşlı kadını yıllar sonra bularak konuşturmuştur.

Lenin''in özel sekreteri, zehirli suikast olayını doğrulamıştır.

Aralarında geçen diyalog şöyledir:

“-Lenin''i kim zehirledi?

''Lütfen bu işi kurcalamayın'' diye yalvardı kadın. ''Lütfen geçmişi karıştırmayın. Bırakın insanlar Lenin''in eceli ile öldüğünü sansın''.

-Otopsi yapıldı değil mi?

-Evet, yapıldı, öldüğünün ertesi günü on doktor gelip cesedini inceledi. Otopsi yaptılar ve hiçbir şey bulamadılar. Sonra kafatasını açtılar. Beyni kaskatıydı, taşlaşmış gibiydi. Madeni bir aletle beynine vurduklarında tınlama sesi çıkıyordu.

-Arteriosklerosis. Yani damar sertliği. Zehiri aramadılar mı?

-Hayır, niye arasınlardı ki?

-Zehirlendiğini örtbas etmek istediler yani..

-Leninin şahsi doktoru Dr. Guetier otopsi raporunu imzalamadı. Reddetti. Lenin''in zehirlendiğini biliyordu.

-İyi ama onu kim zehirledi?

-Herhalde uşaklardan biri. Hepsi gizli polis için çalışıyordu. Stalin Lenin''in yolundan çekilmesini istiyordu, böylece tüm ülkeyi ele geçirebilecekti.”

Charlie Stone, babasının mahkum edilmesinde parmağı olan işadamı Lehman''ı bularak ondan gerçeği öğrenir. Lehman Lenin''i kendisinin zehirlediğini şöyle anlatır:

“Tahnit etmek işe yaramadı. Zehirle dolu bir cesedi tahnit etmek işe yaramaz. Cesedi yaktılar. Sonra da Lenin''in bir heykel için yaptırdığı yüz maskesinden yararlanarak balmumu mankenini yaptılar. Stalin bunu biliyordu. Lenin''in en kısa sürede devrilmesini istiyordu. Sovyet devleti felç olmuştu, iktidara geçme fırsatı ayağına gelmişti. Lenin''in çok hasta iken bile kabul edeceği birkaç kişiden biri olduğumu biliyordu. Lenin beni kabul etti. Çay içtik. Çayını çok şekerli içerdi. Stalin, içinde çok tesirli bir zehir bulunan kesme şekerler hazırlatmış ve bana vermişti. Tek yapmam gereken şey, bunları şekerliğe koymaktı. Eşi Krupskaya, kocasının Stalin ile görüşmesine izin vermiyordu. Tek yol bendim. Lenin zaten ölüyordu, ağır bir kalp krizi geçirmişti, ölümünü hızlandırmak önemli değildi. Ve Stalin beni koruyacaktı, çünkü sırrını ben biliyordum. Zehiri o vermişti. Böylece, önceden planlamadan, dünyanın en büyük zalimlerinden birinin iktidara gelmesini sağladım. Bana bu işi yaptırdı, akla gelen her tehdidi savurdu. Onunla baş edemeyecek kadar gençtim. Ancak bir kere hırsızlık edersen , öteki hırsızlar seni korur. O da beni korudu.”

Tabii bütün bunlar Joseph Finder''in kurgusundan ibaret.

Ama zaten romanlar da gerçek hayatta “olabilecek” olaylar üzerine kurulmuş değiller midir?

İnsanlar okudukları romanlardan, izledikleri filmlerden etkilenip cinayetler işlememişler midir?

İşin tuhafı Joseph Finder Moskova Kulübü''nü 1991''de Amerika''da yayımlamış.

Roman Türkiye''de ise 1993 yılında yayımlanmış.

Turgut Özal da aynı yıl ölmüştü.

Tabii ki “tesadüf” deyip geçebiliriz.

Yine de “Acaba!” diye düşünmeden edemiyor insan.

İddialara göre Stalin''e fare zehiri vermişler!

Sovyet Rusya''nın despot lideri Stalin''in 1953''te zehirlenerek öldürüldüğü yönünde iddialar olmuştur.

Bu iddialardan birine göre Stalin KGB Başkanı Lavrenti Beria tarafından zehirlenerek öldürülmüştür.

İddia Rus Yazar Edvard Ratzinsky tarafından yazılan “Stalin” kitabında da yer almıştı.

Stalin''in sağlığından sorumlu olan çoğu Musevi kökenli dokuz doktor tutuklanmıştı. Doktorlar, Stalin''in ölümünden sonra kurşuna dizilmekten kurtulmuştular. Bir iddiaya göre Stalin politbüro üyeleriyle birlikte bir akşam yemeğinde kanı incelten ve vücutta iç kanamalara neden olan tatsız ve kokusuz “warfarin” adlı kimyasal maddeyle zehirlenerek öldürülmüştü.

Warfarin Amerika''da fare zehiri olarak geliştirilmişti.

İnme riski taşıyan hastalarda aşırı dozda kullanıldığında tehlikeli kanamalara neden oluyormuş. KGB Başkanı Beria, Stalin öldükten hemen sonra gözaltına alınarak infaz edilmişti. Beria''nın infazının Stalin''in ölümüyle ilgisi var mı yok mu bilinmez ama işlediği cinayetler ve çevirdiği entrikalar zaten ortadan kaldırılması için yeterliydi.

Stalin''in ölümü çok şey değiştirmişti. Öyle ki Sovyet Rus tarihini “Stalin''den önce”, “Stalin''den sonra” diye kategorize etmek yadırganmıyor.

Yuşçenko ölümden dönmüştü!

Dünya tarihi devlet başkanları ve başbakanlara yönelik çeşitli suikast girişimleriyle dolu.

Her türlü yol ve yöntem kullanılmıştır.

Zehirli suikastler de sincice kullanılan yöntemlerden biridir.

Devlet başkanları özel ve resmi konutlarında olağanüstü önlemlerle korunurlar.

Yedikleri içtikleri, giysileri, kullandıkları parfümler, losyonlar, lavabolar titizlikle incelenir.

Mesela Amerikan başkanlarının başka ülkelere yaptıkları ziyaretler sırasında yakın korumaları kuşkulandıkları insanların avuç içlerini bile incelerler.

İnsanların hastalık durumlarına göre icat edilmiş zehir türleri de mevcuttur.

Ölüm nedenini saptıracak biçimde hazırlanmış zehirlerdir bunlar.

Bazı zehirler de vardır ki, kalp krizlerini tetikler.

Böylece maktülün zehirle değil, kalp kriziyle ölmüş olduğu zannedilir.

Zehirli suikastler rejim muhaliflerine ve siyasi hasımlara yönelik olarak da sıkça başvurulmuş bir cinayet yöntemi.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yuşçenko 2004''de zehirli bir suikast girişimi nedeniyle ölümden zor dönmüştü.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “dioksin” adlı bir kimyasal maddeyle zehirlenen Yuşçenko''nun yüzü tanınmaz hale gelmişti hatırlarsanız.

Yuşçenko, zehirli suikastten Rusya''yı sorumlu tutmuştu.

İddia Ukrayna ve Rusya Federasyonu arasında sorunlara da neden olmuştu.

14 yıl önce
Özal limonata, Lenin çaydan mı zehirlendi
Kuklaları oynatan Derin Kuklacılar?
‘Susadım çeşmeye varmaz olaydım’
Türkiye’yi devşirme kurtarıcılardan kurtarma mücadelesi…
Ankara’da vekâletler çekişmesi
Kibirleri boyunlarını aşan muhterisler kim?