16 Nisan referandumu için artık son düzlüğe girildi.
Liderler son mitingleri için gündüz sahada, akşam da televizyon ekranlarında.
Bu önemli ve bu kritik süreçte üç farklı anket şirketi ile konuştum.
Ortaya çıkan resim gerçekten dikkat çekici.
Üç anketçinin de üzerinde mutabık kalması ile oluşan veriler halk oylamasının sonucuna ilişkin de net bir fotoğraf çekiyor.
Referandum kararının açıklanmasının ardından yüzde 15 seviyelerinde olan kararsızların oranında ciddi bir düşüş var. Bu düşüşteki en etkili adım liderlerin kampanya süreçleri.
Neden
ya da neden
verilmesi noktasında ellerindeki son kozları oynadılar.
CHP'nin salon toplantılarıyla
kampanya dönemi Ak Parti ve MHP'de miting düzeyinde gerçekleştirildi.
Bu mitinglerde seçmen liderlerin ağzından çıkan her cümleyi dikkatle dinledi, anlamaya çalıştı, analiz etti ve karar verdi.
Kararlarında
söylemleri gibi soyut, hayal ürünü uyarılar değil;
gibi daha elle tutulur, gözle görülür somut söylemler etkili oldu.
Bu, Ak Parti'de Türkiye siyasetine dair 15 yıllık deneyimi içeren bir CV'nin milletin önüne konulması şeklindeydi.
MHP'de ise Bahçeli'nin
ve
ve tabanın liderlerine olan inançları son kertede belirleyici oldu.
Kararsızların oranı bu günlerde çok çok alt seviyelerde.
Sandık başında karar veren seçmen profilini de göz önünde bulundurursak bu noktada bir sorun görünmüyor.
Öncelikle şunun altını çizelim.
HDP'lilerin oylarında çok ciddi bir düşüş var.
Bu düşüş özellikle
'da dikkat çekiyor.
1 Kasım'da Türkiye genelinde yüzde 10, Doğu Anadolu'da yüzde 45, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 51 oy alan HDP'nin gözle görülür bir eriyişi var.
HDP'nin oyları Ak Parti'ye yöneliyor.
HDP'nin bu eriyişindeki en büyük etki
.
Kararlı ve sonuç alıcı bir terörle mücadelenin, yaşadıkları şehirlere katkısını iliklerine kadar hissetti bölge halkı.
O huzur ve istikrar havasını soludu bir kere.
Terör örgütünün şehir merkezlerindeki karargâhı haline dönüştürülen HDP'li belediyelere
ataması ve halkın hizmetle doğrudan tanışması da HDP'nin eriyişinin önemli nedenleri arasında.
Yani 1 Kasım'da HDP'ye oy veren Doğu ve Güneydoğu halkı terör örgütü yanlısı adımların tavan yaptığı siyasi anlayışa
dedi.
16 Nisan bir parti meselesi değil. Türkiye'nin geleceği için
meselesi.
Ülkenin büyüyüp büyümeme, devletin dünyada söz sahibi olup olmaması meselesi.
Seçmen tercihlerine bakıldığında bu durumun pek de böyle anlaşılmadığı görülüyor.
Referandumda oy kullanacak seçmenlerin kararlarında
anlayışının ön plana çıktığı görülüyor.
CHP yüzde 95 seviyeleri ile bu sıralamada başı çekiyor.
Oy oranları her geçen gün eriyor.
En büyük gerekçeleri: değişimden korkmaları.
Henüz değişiklik maddelerini incelemedikleri için karar vermekte zorlananlar da var.
Bu pastanın büyük bir bölümünü siyasi partilerle uzaktan yakından ilişkisi olmayanlar oluşturuyor.
oylarında ciddi bir yükseliş var.
Bu yükselişte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sahalara inmesi etkili oldu.
CHP'nin söylemlerinde yumuşamaya gitme oyunu çok uzun sürmedi.
Kendileri de beceremedi bu tiyatroyu zaten.
Partide
çıkarsa
olan da var;
verenleri
isteyen de.
Hal böyle olunca tabi eriyiş kaçınılmaz.
Hele hele
'nun referanduma ilişkin bilgisizliği ya da daha yumuşak bir ifade ile gafları…
CHP Genel Başkanı'nın referandumdan
çıkması halinde başbakanlık makamının kalkacağından haberi olmaması mevzusuna hiç girmiyorum.
Diğerlerini de biliyorsunuz zaten.
MHP'de ise Devlet Bahçeli bu süreci çok iyi yönetti.
Kararlı duruşu ve lider özelliği tabandaki gönlü kırgınları ikna etmeye yetti.
MHP tabanında
'e yönelim hemen hemen tamamlanmış gibi görünüyor.
Bahçeli'yi FETÖ'nün yargı oyunları ile devirmeye çalışanları saymazsak tabi.