|
Sizin çocuklar bu kez başaramadı
Aslına bakarsanız tüm toplantı iptallerinin, bakanları, milletvekillerinin engellenmesinin,
EVET
afişlerini, posterlerini sokaklardan indirmelerinin gerçek nedeni gün gibi çıktı ortaya.


Aslına bakarsanız hikaye dinleme zamanı kapandı.



Aslına bakarsanız güvenlik endişesi, salon yetersizliği, musluktan su damlıyor gibi sudan bahanelerin gemiyi durduramadığı, durduramayacağı anlaşıldı.



Aslına bakarsanız Avrupa başkentleri, dilinden düşürmediği demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları gibi kavramlarla nasıl sınıfta kaldığını gösterdi.



Aslına bakarsanız her şey herkesin gözü önünde yaşandı ve tüm dünya buna şahit oldu.



Merak edilen bundan sonraki süreçte AB komisyonlarının, delegasyonlarının, parlamentolarının ya da bilmem ne belalarının Türkiye hakkında hazırlayacakları

meşhur

raporların içeriği.



Bu yapılar bundan sonra Türkiye'ye hangi özgürlük alanında, nasıl bir insan hakkından bahsedecek; endişe ile beklemedeyiz.



Ya da hangi yüzle Türkiye'ye ders vermeye kalkışacak, parmak sallamaya yeltenecek merakla izleyeceğiz.



Şu bir gerçek bunca soru işaretlerinin yanında cevap bulmuş sorular bundan sonraki ilişkilerde yol haritasının en büyük anahtarı olacaklar.



Stratejik ortaklıklar, güvenlik işbirlikleri, ekonomik ilişkiler, sosyal ve kültürel entegrasyonlar vs…



Türkiye'nin Avrupa ülkeleri ile ilişkilerini sıklaştıran bir çok alanda bir çok ortaklığı masanın bir ucunda tutarak bundan sonraki süreçte bu ortaklıkların seyrinin belirlenmesi konusunda AB'nin adeta kök söktürülecek bir sınava tutulması şart oldu.



16 Nisan referandumundan çıkacak güçlü bir

EVET

kararı ile verilecek mesaj ve ardından sorgulanacak çıkar çelişkileri AB-Türkiye ilişkilerinin de seyrini belirleyecek.



17 Nisan'da gerçekleşecek sistem değişikliği ile hiç vakit kaybetmeden bu sorgulamaları bir samimiyet sınavına dönüştürerek vize ve finalde çakan, tüm umutlarını

HAYIR

'a bağlayan AB bırakalım da bütünlemede ter döksün



AB ÜYELİĞİ HİKÂYE, ÇANTADAKİ TÜRKİYE ŞAHANE


Önce Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen baklayı çıkardı ağzından.



16 Nisan'da sandıktan

EVET

çıkması durumunda

AB'nin Türkiye ile ilişkilerini kesmesi

gerektiğini söyledi.



Röttgen'e göre Türkiye vatandaşları referandumla birlikte Avrupa Birliği ile ilişkileri de oylayacak.



Şunu sağlıklı bir şekilde görebiliyoruz.



Açıktan

şantaj ve tehdit

içeren bu sözlerin Türkiye'de hiç bir karşılığı artık yok.



Daha da önemlisi Türkiye tarafından dikkate alınmayan bu açıklamaların sözde demokrasi başkentlerini daha da küplere bindirmesi.



Haliyle durmadılar.



Biliyoruz durmayacaklar da…



Almanya Dışişleri Bakanı çıktı bu kez sahneye.



Türkiye'nin tüm bu yaşananlardan sonra AB üyesi olmasını

gerçek dışı

olarak tanımladı.



İtiraf niteliğindeki bu açıklamalar 17 Nisan'da üyelik müzakerelerini ve geri kabul anlaşmasını muhakkak tekrar gündeme getirecek.



Yalnız fark şurada bunu gündeme getirecek ve sorgulayacak taraf bundan önce olduğu gibi AB değil, Türkiye olacak.



Ya da olmalı.



Onu da göreceğiz.



Durdular mı?



Devam...



AP Yeşiller Grubu Başkanı bir adım daha ileri gitti sandıktan çıkacak sonuçları beklemeden,

referanduma müdahale

çağrısında bulundu.



Ne kadar sinirlendiklerini ve kuyruklarına ne kadar basıldığını düşünebiliyor musunuz?



Bunu söyleyen demokrasi kavramı ile özdeşleştiğini ileri süren Avrupa Parlamentosunda önemli bir nüfusa sahip grubun başkanı.



Ne yalan söyleyeyim gerçekten acınacak haldeler.



15 Temmuz'da gördük; 16 Nisan'da da göreceğiz.



Artık bu memlekette onun bunun çocuklarının darbe yapma ihtimali kalmadı.



Biliyorsunuz.



Ve işte bugün bu gerçeğin altında eziliyorsunuz.



Sınıfta kaldınız arkadaşlar, artık sizin devriniz kapandı.



Ve sizin çocuklar bu kez başaramadı.

#Avrupa
#Türkiye
#16 Nisan
#Referandum
7 yıl önce
Sizin çocuklar bu kez başaramadı
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı