|
Sonuç odaklı ittifaklar dönemi

Türkiye çok büyük bir savaş veriyor.



Bu savaş öyle bildiğimiz savaşlardan değil.



Karşında

işte düşman bu

diyebileceğin devletler yok artık.



O devletlerin maşası konumunda terör örgütleri var.



O devletlerin kuklası durumunda hayata geçirilmek istenen alçakça stratejiler var.



O devletlerin piyonu konumunda sözde sivil toplum kuruluşu, sözde gazeteci ya da sözde bilmem ne idüği belirsiz, meşrepsiz yapılar var.



Topyekün mücadelenin olmazsa olmaz sayıldığı bu tarihi günlerde

Gezi

den beri bir kuşatılma, bir parçalanma, bir yok edilme süreci ile karşı karşıyayız.



Ardından gelen

17/25 Aralık

süreci ve

hendek terörü

hem aynı düşmana, hem de aynı amaca hizmet eden büyük kalkışmalar olarak bu tarihin sayfalarında yer alacak.



Büyük bir sağduyu, metanet ve mücadele ile atlatılan bu kırılma noktalarından hiç şüphesiz ki çıkartılması gereken dersler, çizilen yeni stratejiler ve devlet eliyle atılan önemli adımlar oldu.



Buraya kadar her şey olması gerektiği gibiydi.



Ama 15 Temmuz direnişi farklı bir olguyu masamıza getirdi.



O da devlet elinin masadan çekildiği anda milletin olaya el koyarak dur demesi gerçeğiydi.



O şanlı direniş, Türkiye için büyük bir zafer, düşman için büyük bir hezimetin fotoğrafının kadraja alındığı tarih olarak hiç silinmeyecek şekilde hafızalara kazındı.



Tam bitti, artık önümüze bakmanın zamanı geldi dediğimiz anda ise çok ama çok farklı bir terör saldırısı ile tanıştık.



15 Temmuz'da gördüğümüz FETÖ'cü teröristlerin ölüm yağdıran kurşunlarına bir yenisi daha eklendi.



Bu sefer kimsenin tahmin dahi edemediği bir saldırıdan bahsediyoruz.



Öyle bildiğimiz FETÖ-vari bir eylemden değil.



Tüm kartlarını masaya koymuş, bitme aşamasındaki bir örgütün kamikaze hamleleri

bu örgütle mücadelede neredeyiz? ve ne olacak?

Sorularını getirdi önümüze bıraktı.



Bundan sonra artık çok farklı bir

var olma

mücadelesini konuşmaya başlayacağız.



En ufak bir ihmalin ya da üzerini kapatmanın dahi bu ülkeye yapılmış bir ihanet olduğunun farkında olarak bu mücadeleyi sürdüreceğiz.



Buna şüphe kalmadı.



Rus büyükelçisine yönelik gerçekleştirilen suikastın aydınlatılması için hem Rus hem de Türk makamlarının çalışmaları sürüyor. Teröristin kimliği, bağlantıları ve

hizmet

ettiği örgütün FETÖ olduğu gerçeği bize şimdiden şunu gösteriyor. Bu ortak soruşturma masasının ulaşacağı sonuç şüphesiz ki Türk – Rus ilişkilerini daha da perçinleyecek ve kuvvetlendirecek.



Böylesini tahmin etmemişlerdi.



25 Kasım 2015'te yaşanan Rus uçağının düşürülmesi hadisesinde yaşanan krizin yaşanmasını hedeflemişlerdi.



Böylesini tahmin etmemişlerdi.



Ve yine tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi bu ülkeyi işgal edebileceklerini düşünmüşlerdi.



Oyunları hep boşa çıktı; Ve hep boşa çıkacak.



Saldırının hemen ardından hem Rus hem de Türk makamlarının verdiği sağduyu çağrısı çok önemliydi. Her iki devletin başındaki isimin de bunun bir terör saldırısı olduğu yönündeki mutabık kararları bu örgütle bu mücadelede farklı evreyi beraberinde getirdi.



Artık FETÖ ile mücadelede tek başına hareket eden Türkiye yok.



Rusya'nın da hem bu örgütün kendi ülkesindeki yapılanması hem de bu örgütün liderinin ABD'den iadesi noktası gibi kritik hamlelerde Türkiye ile ortak adımlar atacağı bir evreye girdik.



Moskova'da yapılan Rusya, İran ve Türkiye'nin dışişleri bakanları toplantısının iptal edilmemesi ve alınan ortak kararlar bu evrenin en büyük göstergesi olarak masamızda duruyor.



Önümüzdeki günler çok daha farklı ittifakların özellikle Suriye konusunda somut ve sonuç alıcı adımlar atacağı bir döneme gebe.


#FETÖ
#Moskova
7 years ago
Sonuç odaklı ittifaklar dönemi
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî