Biraz dirençli, biraz kaliteli takımlara karşı oynanan her maç Galatasaray için zor geçiyor. Sarı-kırmızılılar agresif oyunuyla rakibe baskı kuramadığı her karşılaşmada çok sıradan, çok vasat bir takıma dönüşüyor ve savunma problemleri ortaya çıkıyor. Baskı kurduğunuz, oyunu rakip yarı sahaya yerleştirdiğiniz zaman oyuncu mevkilerinin farkı ve önemi azalıyor ama takım mesafelerinin açıldığı maçlarda Tolga Ciğerci'den bir sol kanat oyuncusu olmadığı apaçık ortaya çıkıyor. Ya da Latovlevici ve şu görüntüdeki Denayer'in de bu takıma çare olamayacağı belirginleşiyor. Maicon'un ağırlığı, Ndiaye'nin kapasitesi sorgulanacak bir durum oluşturuyor. Takımının tek iyi yaptığı şeyin baskı olduğunu, ikinci bir planı sezonun geri kalanında ortaya koyamadığının farkında olması gereken isim Igor Tudor. "Tudor ve Galatasaray büyük maç kazanamıyor" cümlesi söylenti olmaktan çıktı artık. Östersunds, Bursaspor, Fenerbahçe, Trabzonspor ve dün Başakşehir... Özellikleri farklı olsa da kapasitesi belirli bir seviyenin üstünde olan her takım Galatasaray'ın başına dert açıyor, puan alıyor. Burada Bursaspor maçında alınan üç puanın Tudor'un yanlış hamlelerine rağmen geldiğini hatırlatmak lazım.müdahale için

Tudor'un niyeti ve iletişimi iyi olabilir. Ancak sezonun geride kalan bölümünde ligi domine etmiş olsa da, takımı hala liderlik koltuğunda otursa da hakkındaki soru işaretlerini giderememesinin sebebi dün bir kez daha ortaya çıktı. 4 gol yemiş takımına ilk müdaheleyi 79. dakikada yapmanın açıklaması olamaz. Galatasaray'ın kulübesi bu kadar da zayıf değil. Tudor, strateji ve oyuncu tercih hatalarının yanında kulübesinin de farkına varmalı. Bu kafayla giderse Tudor'un Galatasaray'da, Galatasaray'ın da şampiyonluk yarışında ömrü uzun olmayacaktır. Her büyük maç Tudor için yeni bir uyarı.