İç vesayet olarak
yıllarca var olan bu yapılar,
Geçmiş yıllarda vesayet odakları, Türkiye ekonomisinin birçok alanına nüfuz etmeye çalıştı.
. 2002 sonrası dönemde faizler hızla düştü, faiz ödemelerinin GSYH içindeki payı azaldı, ülke risk primi düştü ve dolayısıyla makro ekonomik göstergelerde ciddi iyileşme ve ilerleme sağlandı.
Ama, ekonomide bu kazanımlar vesayetçi çevreleri rahatsız etti.
Türkiye ekonomisinin yıllarca yumuşak karnı olan finansal sistemin kırılganlıkları kullanılarak yapılan ve yapılması muhtemel girişimlere karşı verilecek en iyi cevap, yine aynı alanda,
Bu yüzden, Türkiye'nin üzerinde durması ve hızlandırması gereken en önemli konularından birisidir finans sistemi. Hem ekonomik olarak, yani güçlü bir finansal sistemle ekonomik büyüme-yatırım-istihdam zinciri etkin bir şekilde işleyecek,
Güçlü bir finans sistemine sahip olmak yalnızca Türkiye için geçerli bir durum değil, gelişmekte olan ülkeler için de bir zorunluluk.
.
Dünyanın önde gelen finans merkezlerinin gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde olması, tesadüf değil.
. 2008 küresel ekonomik krizin üzerinden yaklaşık 10 yıl geçmesine rağmen, halen daha gelişmekte olan ekonomilerin finans merkezi olarak adres gösterilmemeleri, bu konudaki ihmalkârlığı ortaya koyuyor.
Tabi bir de, İslam ülkelerinin sermayelerinin gittiği yönün Batı ülkeleri olması, bu konuda ihmalkâr davranışın yanı sıra değişmez bir kabulün de olduğunu gösteriyor. İslam ülkelerindeki sermaye sahiplerinin, sermayelerini kullanabilmek, üretim ve gelire dönüştürmek için gittikleri rotaların başında Londra ve New York var.
Aslında, Türkiye bunun için ciddi bir adım attı. İstanbul Finans Merkezi süreci tamamlandığında, diğer finans merkezlerinden ayrışacağı başlıca konu,
Türkiye, İslami finans için ciddi avantajları da olan bir ülke.
Bir defa, İslam iktisadının gerektirdiklerine dikkat edilerek
Bu konuda hassasiyeti olan, ancak Batı finans merkezlerinden başka bir alternatifi olmayan İslami sermaye sahipleri için Türkiye güçlü bir tercih sunacak.
Yalnız burada, özellikle İslami Finans alanındaki potansiyeli
önem taşıyor.
Diğer taraftan, İslam ülkeleri aleyhine başlayan İslamifobia,
ekonomiye yansımasıyla birlikte Türkiye'ye gelecek İslami finansın akışını hızlandıracaktır.
Bu noktada, 11 Eylül saldırısında hayatlarını kaybeden ABD vatandaşlarının Suudi Arabistan'a dava açmasını sağlayan yasa tasarısının ABD tarafından kabul edilmesi,
Bunun yanı sıra, İngiltere'nin Brexit süreci var. Bu süreç tamamlandığında, dünyanın en önemli finans merkezi olan Londra'nın prestij kaybetmesi çok yüksek bir olasılık.
Kısa ve orta vadede Londra'nın yerini İstanbul Finans Merkezi'nin alması tabii ki zor,