|
Laikliğin sonu
Laikliği tartışmanın önü açılmıştır. Çünkü bugüne kadar bir dogma gibi sadece itaat edilen bir şeydi. Laiklik, CHP siyasetinin 1937 yılında kabul ettiği altıncı ok. Bugün inkılapçılık, halkçılık ve devletçilik ilkelerinin yerinde yeller esiyor. Ancak laiklik var kuvvetiyle savunuluyor. Çünkü laiklik CHP'nin kuruluş ve var oluş varlığı. Siyasi tarihimizde SF, TPF, DP, MNP, MSP ve RP laiklik nedeniyle kapatıldılar. Bir açıdan rejime rengini veren ve onu ruhuyla temsil eden CHP zihniyeti, kendi siyasetinden sapan bütün girişimleri laiklikle hizaya çekiyordu. Son olarak az daha Ak Parti'yi de yine laiklik ile iktidardan alaşağı edecekti. Bürokratik oligarşi, laiklik adıyla toplumsal çevreye müdahale ediyordu. Bunun temelinde laikliğin, Kemalist rejimin din u devlet formülünü yıkarak yerine seküler devlet rejimini kurması yer almaktadır. İslam toplumlarının tarih içinde buldukları din ü devlet formülü, devlet ve din ilişkileri açısından önemli bir tecrübedir. İmam-ı Gazali'nin geliştirdiği bir teori. Selçuklular ve Osmanlılar bu siyaset teorisini uygulamaya devam ettiler. Burada devlet ve dinin beraberliğine dayalı bir anlayış vardır. Devlet, riyasettir; din ise toplum ve muamelattır. Devlet, politik kamusal alanın otoritesidir; din, sivil toplumsal alanın otoritesi. Devlet, buna dayalı olarak çeşitli kanunlar yayınlar. Din ise fetvalar verir. Devlet kanunlarıyla dine mugayir olmama prensibini güder.

Din ü devlet formülü, devleti teknik bir aygıt olarak tanımlar. Din ise toplumsal alanda vardır. Şer'i şerif miras, aile gibi fıkhi alanları kapsar. Yine tasavvuf ve dergah, bireylerin toplumsal alandaki gündelik hayatlarına yönelik faaliyetlerde bulunur. Din ü devlet siyaseti toplum içinde geniş bir çeşitliliğe imkan vermektedir. Heterodoks birçok inanç grubunun varlığına ses çıkarmaz. Ancak bu yapılardan birisi, siyaset alanını talep etmeye kalkıştığı zaman din ü devlet dengesini bozmaya yönelen bir tutum olarak algılanır ve buna izin vermez. Osmanlıda Kadızadeler ve Melamilerin kimi girişimleri buna örnektir.

Cumhuriyet ideolojisini düzenleyen CHP, laiklik aracılığıyla bu dengeyi devlet lehine kaldırdı. Devlet, artık her şeydir. Bütün toplumsal ve dini alanlara hitap eder. Öncelikle dinin bütün kurumları, sembolleri ve aktörleri tasfiye edilir. Medreseler, tekkeler, şeyhler ve ulema tamamıyla yasaklanır. Asırlarca sürüp gelen seyfiyye, kalemiyye ve ulema dengesine dayalı bürokrasi, ulemanın tasfiyesiyle (Fransa'nın anti-cleric siyasetinden mülhem) sekülerleşir. Laiklik, devletin dinle ilişkili ruhunu imha eder ve yerine Fransız mamulü bir ilişki tarzını inşa eder. Bunun için kanlı ve baskıcı bir tarihsel pratik sergiler. Laiklik, hiçbir zaman din ve devlet ilişkilerini düzenleyen adaletli bir sözleşme değildir. İnanç grupları arasında barışı temin eden bir toplumsal sözleşme de değildir. Tamamıyla CHP devlet ruhunun her şeye tahakkümüdür. Siyasal alanı bütün sivil alanlara egemen kılmaktır. Bununla da yetinmeyerek toplumu ve kültürü bile dinden arındırma faaliyetidir. Bunun son örneğini 28 Şubat darbe mahkemesinin RP'yi kapatma gerekçesinde tanımladığı laiklikte görüyoruz. Burada laiklik her şeydir; bilimdir, kültürdür, siyasettir… Dinin bu alanlardaki varlığını kendisine tehdit olarak görür. Tehdidi savmak için de her çeşit baskı ve zulmü yapmaktan çekinmez.

Kemalist modernleşme, bir laikleşme hareketidir. Bunu en iyi yansıtan sosyoloji çalışması, Niyazi Berkes'in Türkiye'nin Çağdaşlaşması adıyla basılan ve aslında İngilizcedeki adı Türkiye'de Sekülerleşmenin Gelişimi olan eseridir. Bu çalışmada iki yüzyıllık modernleşme, laikleşme olarak anlatılır. Bunu da dinden arınma, dine karşı savaş verme ve dinin karanlık çağından özgürleşme olarak görür. Oysa Türkiye, artık pozitivist modernleşmeyi aşmıştır. Laikleşme ile tanımlanan modernleşme tarihi bitmiştir. Ütopya haline getirilen, din yerine konulan ve din u devlet formülünü imha ederek bütün topluma hükmeden laiklik, “olağanüstü tarihin” ürünüydü. O tarih sona erince laikliği de sona ermiştir. Laikliğin sonu gelmiştir!
#Kemalizm
#Modernleşme
#Laiklik
8 yıl önce
Laikliğin sonu
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’