Kimlik, çok yönlü bir kavram; oluşumunda psikolojik süreçlerle birlikte ve kısmen onlardan bağımsız olarak, yaşadığımız toplumdaki sosyo-kültürel, politik ve ekonomik süreçlerin de rolü var. Her toplumun tarihsel, kültürel ve toplumsal değerler sistemi tarafından kendiliğinden oluşturulmuş, kendine özgü, nesnel diyebileceğimiz bir kimlik yapılanması bulunuyor. Bireyler, kendileri dışında gelişmiş nesnel süreçlerin sonucu olan bu kimlik yapılarını, doğup büyüdükleri toplumun içinde tecrübe edinerek kazanıyor. Ergenlik döneminde kimliğini inşa ederken birey, toplum organizmasına veya toplumsal dokuya, yeni ve sağlam bir hücre olarak katılırken, toplum da bu yeni hücreyi kültürü oluşturan değerler, idealler, semboller ve normlarla besleyerek canlı kalmasını sağlıyor. Kimlik duygusu ile birlikte, kolektif toplumsal yapı içerisinde ortaklaşa kurulan “birlik duygusu” da bireyi ortak toplumsal ideallerin bir parçası haline getiriyor. Kısacası, “ben” ile “biz” arasındaki ayrım, gerçekte sandığımızdan çok daha ince.
Kolektif kimlikler zihniyet yapımızda çok kökleşmiş vaziyette. Her şeyden önce dünyayı daima kategorilere ayırıyor, şeyleri ve olayları sürekli kategoriler halinde değerlendirmeye tabi tutuyoruz. İkincisi toplumda da birbirimizi benzeş veya farklı olmaya göre ayırt eden, buna zorlayan süreçler var. Üçüncüsü, “biz” olabilmemiz için mutlaka bir “öteki”ne ve dördüncüsü kolektif belleğe ihtiyaç bulunuyor. Bu dört nokta, Nuri Bilgin hocaya göre kolektif kimlik inşasının taşıyıcı kolonlarını oluşturuyor. Bunları kavrayamazsak, kolektif kimliklerimiz için neden ölümü göze alabildiğimize, ayrımcılık ve önyargılı tutumlara da anlam veremeyiz. Bize göre kolektif kimliklerin, etki güçleri de farklı. Farklı toplumlarda ve farklı zamanlarda farklı kolektif kimlik bileşenleri daha öne çıksa da sanki etnik kimlik, en güçlü yapıyı oluşturuyor. Zira hepimiz bir etnisitenin içine doğuyoruz. Etnisite, ırkla özdeş bir kavram değil. Ortak bir dil, müşterek kadim inançlar, hayat, evren ve köken görüşü ve ortak ritüeller etrafında organize olmuş topluluk, “etnisite”yi oluşturuyor.