|
Oyun ve eğlence
Allah insanı Rabbine kavuşuncaya dek didinip çabalamak üzere yarattığını söyler. Ondan sonra ya sürekli zevk u sefa, ya da elem ve cefa vardır (84/6). İnsan meşakkat içre yaratılmıştır (90/4). İslam'ın cenneti Yahudilerinki gibi dünyada değildir. Onun için dünyada sürekli rahat olmaz. Burası sıkıntılar, acılar, kederler ve üzüntülerle doludur. Zevkler ise burada sadece tadımlıktır. Hedef, insana verilen bütün bir ömrün onun asıl kalıcı yurdu için kâra çevrilmesidir.

İnsanoğlu, hayatının tamamı taat ve ibadet olan melek ile hayatının tamamı oyun, eğlence ve isyan olan şeytan arasında bir yerdedir. Hangisine yaklaşacağına kendi karar verir. Ama oyun ve eğlence işte tam da bu ikisinin ortasındadır. Onun bizatihi kendisi kötü değildir, her iki taraf için de araç yapılabilir ve ona göre hüküm alır. Hedef ve amaç olarak görülemez.

Kuranı Kerim'de en az üç yerde bu dünya hayatının oyun ve eğlence /laib ve lehv olduğu söylenir. Bu bile oyun ve eğlencenin bütünüyle haram olmadığına işaret eder. Öyle ya, mademki, bu dünya hayatı oyun ve eğlencedir ve de biz dünya hayatını yaşamak zorundayız, o halde oyun ve eğlencenin her türlüsü de haram değildir. Ne var ki, oyun ve eğlence hayatı öğrenmek içindir, hayat haline gelmek için değil.

Oyun, yani laib yaradılış gayesinden uzaklaşmadan dinlenmek, rahatlamak ve hayatın zorluklarına karşı koyabilmek için yapılırsa makbul olur, bizatihi hedef haline getirilirse abes diye isimlenir. İnsanı asıl yapması gerekenlerden alıkoyan oyun ise lehvdir/eğlencedir. Eğlence, yani insanı işinden eğleyen, görevini unutturan meşgale, hobi. Buna göre her lehv aynı zamanda laibdir, ama her laib lehv olmayabilir.

Oyunun malayani ile de alakası vardır. Malayani hiçbir faydası olmayan boş işler demektir. Ama yine de bunlar insanı yapması gerekenden alıkoymayabilir. Alıkoyarsa lehv olur. Buna rağmen Hz. Peygamber “kişinin malayani şeyleri terk etmesi müslümanlığının güzelleştiğinin alametlerindendir” buyurur.

Bazen daha kötüyü engelleyebilmek için kötü de işlenebilir. Devletlerin futbol gibi oyunlara milyarlarca harcama yapması bunun içindir. Gençleri uyuşturucudan, kötü alışkanlıklardan kurtarmak için bu ekonomik kayıplar göze alınır. Ama bazen Franco gibi bunu kitleleri uyutup kolay yönetmek için de yapabilirler. O zaman oyun afyon olur. Ama din bile insan müdahalesiyle afyon yapılabilir.

Her ne olursa olsun, insan hayatında oyun ve eğlencenin de yeri vardır. Hz. Peygamber bazı oyunlara müsaade ederken “Yahudiler görsünler ki, bizim dinimiz genişlik dinidir” buyurması anlamlıdır. Mescitte horon tepip kılıç kalkan oyunu oynayan Habeşlilere ve bayram günü def ve şarkı eşliğinde halay çeken genç kızlara müsaade etmesi bunun içindir.

Geçenlerde ilmine irfanına güvendiğim Suriyeli bir âlimin torunun düğününe davetliydim. Sakallı üniversite hocalarının kalkıp damatla birlikte oynadıklarını görünce önce yadırgadım, sonra da belki de doğru olan budur dedim. Bizim yadırgamamız alışkanlığımızdan kaynaklanıyor olabilir. Allah buyurmuyor mu? “De ki, bunlar Allah'ın lütfu ve rahmeti, o halde neşelenin” (10/58).

Bütün mesele, her eylemimizi anlamlı kılmaya çalışmamızdır diyebiliriz. Yüzde yüz başaramasak bile. Çünkü biz bunun için var edilmişiz.

Bu yüzden bizde dinlenme bile zaman ve sermaye tüketmekle değil, yorulduğumuz işten bir başka işe geçmekle olmalıdır. Bu prensibi müslümanlar Kuranı Kerim'den almışlar: “Demek ki, her zorluğun yanı başında bir kolaylık vardır. Evet, her zorluğun yanı başında bir kolaylık vardır. O halde biri bitince hemen öbürüne başla. Ve rağbetin sadece Rabbin olsun” (94/5-7).

Oyuna ve eğlenceye ihtiyaç duyma konusunda hiçbir insan diğerine benzemediği gibi, hiçbir kimsenin de her zamanı aynı değildir. Hanzala isimli bir sahabi diyor ki, “biz Hz. Peygamber'in yanında cenneti ve cehennemi gözümüzle görür gibi duygular yaşardık. Çoluk çocuğumuzun yanına dönünce de gülüp oynardık. Bu bir ikiyüzlülük, münafıklık değil mi diye korktum, durumu Ebubekir'e anlattım, deme yahu, biz de aynı hali yaşıyoruz, hadi gidip Rasulüllah'a soralım dedi, gittik. Allah Rasulü buyurdu ki, “Hanzala, eğer siz her zaman benim yanımda olduğunuz gibi olsaydınız melekler iner, sizinle yollarda musafaha ederlerdi. Tabii ki, bazen öyle olacak bazen böyle” (İbn Mâce, Sahih).

Bütün çabamıza rağmen yine de helal olan ve olmayan oyunlara gelemedik. Bir sonraki yazımızda inşallah

Twitter@farukbeser
#Hanzala
#zevk u sefa
#İslam
9 yıl önce
Oyun ve eğlence
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset