Önce
’ın imzasına baktım, her kıvrımını inceledim.
Kalem, hareketine nasıl başlıyor, nereye gidiyor, neler yapıyor, sonra nasıl duruyor, anlamaya çalıştım.
Fazla karmaşık değil, birkaç uygulamadan sonra kolayca atılabilecek bir imza gibi görünüyor.
dedim, denedim oldu, kendi imzam gibi rahatça atabildim.
Ben, bu işlerle oynaşırken, epey eski vakitlerde,
’da, beraber çalıştığım bir aşçı vardı, o geldi aklıma, adı
’di.
’ün imzasının yarısını kullanıyordu adam, imzanın
kısmını, aynı
gibi yazıyor ve resmi evraklara da bu imzayı atıyordu.
Şimdi durup dururken mevzu nereden açıldı, nasıl oldu da bir cumartesi yazısına dönüştü, isterseniz önce onu söyleyeyim, bağlantıyı kuralım, öyle devam edelim...
Malumunuz
, başta
olmak üzere bazı belediye başkanlarının istifasını istiyor,
“İstifa etmezlerse, bu işin sonu iyi olmaz”
diyor, aslında
,
“İstifa etmezlerse, mecburen ihraç edeceğiz, görevden alacağız”
demeye getiriyor.
Haliyle sosyal medya da çalkalanıyor, hayatında
için bir tane olumlu cümle kurmamış kelli felli muhalifler bile,
“Diren Melih, arkandayız”
twitleri atıyor.
Bu ortamda, yarı şaka yarı ciddi, sağı solu incelerken, bir davetiyede hem
’ın, hem
’in imzasını yan yana gördüm, birbirine hiç benzemeyen, uzaktan yakından alakası olmayan iki imza.
Öylesine incelemeye başladım, mevzunun başlangıcı budur yani…
Sonra konu genişledi, gerçekten
(yazı bilimi) uzmanlarının söylediği gibi el yazısı, dolayısıyla imza, kişinin karakterini, huyunu suyunu belli eden bir şifreleme sistemi olabilir mi, noktasına geldi, ciddi bir hal aldı.
Bu vesileyle epey bir metin okudum, elde ettiğim verileri sizlerle paylaşayım, ne diyeceksiniz, ben de merak ediyorum doğrusu…
Mesela uzamanlar şöyle diyor:
-İmza uzun olursa, kişi sabırlıdır, imza kısa ise insan mantığını iyi kullanıyor demektir.
’in imzası orta uzunlukta,
cinsinden bir imza;
’in imzası kısa, mantığını iyi kullananlar sınıfına dahil edebileceğiniz türden.
Bakın, imzanın uzunluğu ve kısalığı ile imza sahibinin karakteri arasında kurulan ilişkide uzmanlar haklı çıktı,
’ın sabrı tükenmek üzereydi,
, mantığını devreye soktu.
Mesela uzamanlar şöyle diyor:
-İmzada yuvarlaklık varsa, kişide liderlik özelliği var, demektir, imza dik çizgilerden oluşuyorsa, kişi paraf karakterlidir.
’ın imzası, kocaman bir kubbeyle başlıyor,
’in imzası, daha çok belinde kuşak olan hafif uzun boylu bir kız gibi duruyor, dikine bir imza.
“Her şey tamam da, bu paraf karakter de demek?”
diye sormayın, araştırdım, baktım ettim, bulamadım.
Bulamadım ama kendi fikrimi söyleyebilirim; bence paraf karakter,
iddiası olanların iddiasını, iddiası olanlardan daha yüksek sesle iddia etmeye yatkın karakter
demektir, böyle bir karşılığı var bende, paraf karakterin.
Gördünüz işte, uzmanlar bu konuda da haklı çıktılar, lider özelliği gösteren oval kıvrımlı, yuvarlak hatlı imza,
’ın imzası…
Mesela uzmanlar şöyle diyor:
-İmzanın başı gösterişle başlıyorsa, kişinin özgüveni yüksektir, karizmatiktir.
Ne oldu, uzmanlar gene bildi,
’ın imzası, son derece heybetli bir yay çizerek başlıyor, sonra ince zikzaklar şeklinde devam ediyor,
’in imzası ise dar bir alana kümelenmiş çizgi yumağı gibi duruyor.
Mesela uzmanlar şöyle diyor:
-İmza sağa yatıksa kişi sosyal ve siyasal alanda başarılıdır, hatta diplomasiyi iyi bilir, sola yatıksa anti sosyaldir, içe kapanıktır.
Buyurun, bunu da bildi uzmanlar, gerçekten
’ın imzası sağa yatık, siyasetçi yönünü, bu kulvardaki başarılarını biliyorsunuz zaten, konuşmaya bile gerek yok.
Fakat imzanın sağa, ya da sola yatık olmasıyla ilgili,
adına bir not düşmem lazım;
’in imzası hiçbir yöne doğru yatık değil, böyle dik duruyor, bu analizin dışında bir imza, yani şekil şemail açısından renk vermeyen bir imza…
Mesela uzmanlar şöyle diyor:
-İmzanın sonunda ileri veya yukarı doğru giden bir çizgi varsa kişinin hedefi büyüktür, aşağı doğru çizgi varsa kişi karamsardır.
Bakın bu olmadı işte, imzanın sonundaki aşağıya doğru giden çizgi analizi, ne
’ın, ne
’in işine yarıyor, bu bakış direk
heyecanlandırıyor ve muhtemelen umutlandırıyor.
Çünkü hem
’ın, hem de
’in imzası aşağıya doğru inen bir çizgiyle bitiyor.
Aman neyse ne işte, uzmanlar böyle diyor, her şeyi de uzmanlar bilecek değil ya, bizim de bir temennimiz, bir görüşümüz var elbet.
Temennimiz, her şeyin hayırlısının olması yönünde, görüşümüz ise biraz derin, epey bir derin.