Siyaset dilinin sıkıştığını, kısırlaştığını söyleyenler var, haklılar; çünkü siyaset konuşmak eskisi gibi keyif vermiyor.
Geçen akşam,
'i izliyorum, oturmuş
'nın karşısına,
ni eleştiriyor, güya sistemin açıklarını buluyor.
'yi, kocaman bir otobüse benzetiyor,
'ı şoför yapıyor, millet yolcu oluyor, virajlar alınamıyor, falan filan…
***
Ülkenin
'i gökyüzünde seyahat ediyor,
,
'ni dağıtıyor; bu arkadaş hala şoförle muavinle,
mesafesini aşamayan bir akılla yeni
'yi anlatmaya çalışıyor.
Onun için diyorum, alışılmış siyaset dili artık iş yapmıyor, kimse kimseyi, o eski dil üzerinden etkileyemiyor.
Muhalefetin
deyip küçümsediği iddialı söylemlerin dünyada bir karşılığı var ve o karşılık da bu köhne örneklerle eleştirilemiyor.
'den çıktık da,
'de şoför kontrolü kaybetti de, araba takla attı da, ne yaa;
filmi mi çeviriyoruz burada…
***
'nın hissettiği kıstırılmışlık duygusunu anlıyorum, daha önce hiç yaşamadıkları bir şey bu.
Başkaları da oyun kurabiliyor artık, kurmasa bile oyuna ortak olabiliyor, onlar adına zor bir durum.
, bastırdıkça bastırıyor, bugüne kadar
kursağında kalmış ne varsa sayıp döküyor.
Alışık değiller buna, gücün verdiği cesaretle, karşıdakini ezmeye, sindirmeye, yok etmeye kodlanmışlar.
'nın hazmedemediği şey, kendi tarihini dinlemektir, buna katlanamazlar, bunu kabul etmezler, rahatsız olurlar, muhatabını susturmak için her yolu denerler.
Şimdi
'a yaptıkları da bu; anlatmasın, bağırmasın, korksun, evine dönsün, sineye çeksin, yutkunsun, itiraz etmesin istiyorlar.
Çünkü yeni oyunları hazır değil, gerçekten hazırlıksız yakalandılar,
çekildi okyanusun öteki tarafına,
de hafiften
'ya, kaldılar mı bir
bir
baş başa…
'yle,
'la,
'la denedikleri işgal de başarısız olunca tamamen sersemlediler, sığınacak liman arıyorlar.
***
,
'da yaşayan vatandaşlarına, o ülkelere yatırım yapmaları çağrısında bulunuyor.
Sosyal hayatı düzenlemelerini, aktif olmalarını, yaşadıkları bölgelere hakim olmalarını istiyor.
Geçen gün
, daha da yükseltti çıtayı,
dedi.
Sağda solda okuyorum,
diyorlar.
Yok be kardeşim, ne işgali, ne istilası, aynı şeyi
'de yaşayan vatandaşlarına da söylüyor.
Ümmetin çokluğu ile övünme meselesine mazhar olma derdi, o işi çok anlayacağınızı da sanmıyorum.
Bizim genimizde
denklemine ait bir tek hücre bulabilselerdi, yedi düvele duyururlardı zaten.
Daha dün,
'ı
'e benzetmeye çalışan zibidiye,
dediğinde çıldırıyor,
diyor.
Değil miydi?!...
***
Perde yırtıldı artık, herkes çıkacak, doğru bildiğini, ya bugün söyleyecek, ya da sonsuza kadar susacak.
söylüyor, bütün bildiklerini, tek tek ve cesaretle söylüyor, yarına laf kalmasın, dost kim, düşman kim bilinsin istiyor.
Belki bugün bedelini de çok ağır ödüyor, ama yarın bu millet, şu yaşadığımız günlerde ne büyük felaketlerin bertaraf edildiğini daha iyi anlayacak, o zaman daha çok hak verecek.
***
'nin dili uzun zamandır,
gibi sözcüklerin kullanıldığı bir dile evrildi.
Fiziki anlamda elbette ki bir karşılığı var bunun; fakat daha önemlisi, bu dilin arkasını dolduran cesaretin, karşı tarafa verdiği endişe, karşı tarafın üstünde kurduğu manevi baskı, esas mühim olan şey bu…
fırsatı yakalamışken
tersine çevirme derdinde.
Devletin dili değişiyor, çatının etken tarafına kayıyor devlet, o zaman halkın da değişmesi, bu yeni lisana geçiş yapması gerekiyor.
***
Referandum sürecinde
diyen siyasi akımlar, üst perdeyi tarif ettiler,
yeniden şekillendirdiler.
Halkın eski bilgilerle, eski dedikodularla, yeni hedefleri konuşma şansı yok artık, masadaki muhabbet devletin kullandığı dilin çok gerisinde kaldı.
Baksana, adam yeni sistemi eleştirecek, hala,
tekerlemeleri düzeyinde
muhabbeti yapıyor.
Oğlum bari pilot de, uçak de, millet anlamıyor, hangi devrin masallarını anlatıyorsun sen…