,
demiş
Şu referandumdan önce bir hatırlatayım bu beyti, zamanı gelince konuşuruz.
'de bazı teşkilatların kasıtlı olarak referandum çalışması yapmadıkları söyleniyor, doğruysa durum çok vahim.
Yakışmaz!...
Kimse kimsenin iradesini boyunduruğa vuramaz, herkes fikrini zikrini söyler, parti içi demokrasi işler, amenna…
Fakat bu teklifi, teşkilatlarıyla, milletvekilleriyle, genel merkez yönetimiyle, bir bütün olarak hazırladı,
.
Referandumdan çıkacak sonuç birinci derecede
'yi etkiler,
'nin geleceğini belirler.
Teşkilatlar şu aşamada gece gündüz çalışmayacaklarsa ne zaman çalışacaklar?
, başbakanlığı döneminde
'ye külliye binasını yaptırırken, bu teşkilatlar
yapıldığını bilmiyorlar mıydı?
O gün geldi işte…
Muhalefet istediğini söylesin,
desin,
desin, hatta
desin, desin de desin, sana ne, sen muhalefet misin?!...
O, muhalefetin sorunu, o söyler, sana ne oluyor?
Yok, sen de gidişattan memnun değilsen, çıkar sen de açık açık söylersin, herkes adımını ona göre atar, alacağı vereceği oyu ona göre sayar, hazırlığını yapar.
Bu referandumu,
açısından iç hesaplaşmaya çevirmek isteyenler siyasi olarak kaybederler.
Kulağıma gelen bazı söylentiler var…
diyorlar.
Bunları konuşmanın zamanı değil,
'nin gündemi de değil.
Birileri, yola çıktığı arkadaşının alnına silah dayamışsa, ona doğru dönüp,
diyemezsin!...
Zaman hata sorma, kusur arama zamanı değildir çünkü.
Öyle yol arkadaşlığı olmaz.
Özellikle
,
arasında yaşadıkları boşluğu hatırlamalılar, sahipsizliği yeniden hissetmeliler ve öyle karar vermeliler.
Kutuplaşmaktan, sertleşmekten, gerilimden nefret ederim ama bazı hakikatleri de söylemek zorundayım.
Bu referandumda
seçmeni hangi gerekçelerle
diyecekse,
seçmeni de, o gerekçelerin karşısında
demelidir.
Herkes
'nin sahibidir, kimse kimseyi bir yere kovmuyor, burada yaşadık, burada öleceğiz.
Etrafımda
diyecek bir sürü dost, arkadaş, akraba var, ne yapalım hayatın gerçeği, birlikte yaşıyoruz.
Mesele,
'nin nasıl yönetileceği meselesidir.
Mesele, tarihi iddialarla milleti toparlayan siyasi hareketin son virajda seçmeni tarafından yalnız bırakılıp bırakılmayacağı meselesidir.
Mesele, daha dün
'ın,
'ın elini kolunu bağlayanlara hesap soracağını söyleyip, bugün
cephesinin bayraktarlığına soyunanların geçirdiği mutasyon meselesidir.
Adam kırk yıllık
'li…
Babadan deden
'li, soydan kütükten
'li, tabi ki
diyecek, o adama kimsenin sözü olamaz ki.
Sen, uğrunda savaştığın vatanı, üstünde kurduğun devleti yönetmek istiyor musun, istemiyor musun?
Daha da önemlisi, ne demek istediğimi anlıyor musun, anlamıyor musun?
, bir bütün olarak son nefesine kadar çalıştı, didindi, elinden geleni yaptı, fakat teklif kabul edilmedi, farz edelim böyle oldu…
, bundan önce yaptığı gibi balkona çıkıp,
demeyi de bilir.
Çünkü
,
'yi yönetmek zorunda olduğunu bilir, ona göre davranır.
Bizim muhalefet, yıllardır takdir etmediği büyüklükten tevazu bekledi, sorun buradaydı zaten.
Şu aşamada
açısından işler iyi gidiyor,
, referandum haritasını belirlemiş gibi görünüyor.
Tartışmalara kendi seçmenini katmıyor, akıllıca hamleler yapıyor.
Her
'linin
oyu vereceğinden eminler, meseleyi
seçmeni kendi içinde tartışsın istiyorlar.
Referandumun sonucunu
seçmeninin belirleyeceğini görüyorlar, ona göre davranıyorlar.
Daha da önemlisi,
seçmenine,
aklını veriyorlar.
'nin beytini boşuna hatırlatmadım girişte.
'nin, istediği konuya
, istediği konuya
deme lüksü vardır, çünkü sistemi kurmuştur.
Ama
'nin bir kere bile
deme hakkı var mıdır, onu da
takdir etmesi lazımdır.
Referandumda
demeyi düşünen
, bir kere
derlerse, ondan sonra her şeye mecburen
demek zorunda kalacaklardır.
Ama
derlerse, bundan sonra istedikleri şeye
deme hakkını da elde edeceklerdir.
Ben teşkilattan meşkilattan anlamam, bu işin özeti budur…