|
İnsan tartan terazi
Zihniyet dediğimiz, esen her rüzgarla bir başka tarafa savrulan temelsiz, kaidesiz bir şey olmasa gerek!

Kırk ayrı dilden konuşup, kırk farklı davranış gösterdiği halde kimlik hanesinde hep aynı kelimenin yazılı duracağına inananlar var.

Bazı zaaflar var ki, bazı bünyelerde kendilerini epeyce gürültülü ifade ediyor!

Herkes gelecek zamanın yiğitliğine oynuyor, insanı şimdiki zamanın boğucu cenderesinden kim kurtaracak?

“Pîr olmayan aşka gelmez/ Koç olmayan kurban olmaz/ Yalnız taşla duvar olmaz/ Yoldaş deyi dey'ağlarım” diyor Karacaoğlan.

Birkaç kez tekrar edince, en harcıalem söz bile olsa, kendi söylediğine hayran olan insanlar haline geldik çoğumuz.

“Büyük laf ettin!” dedi hayranlıkla biri. “Evet ama yanında küçük kaldım!” dedi öteki.

Sözü lisanında öylesine zarafetle taşıyordu ki, evvel zamanda bir sandal, ay ışığında Boğaz'da gezintiye çıkmış zannederdiniz.

İncelmeden ince sözü söyleyemez dilimiz; velev ki söyledik, o dakika tekzip eder halimiz!

Elma, elma suyu, elma konsantresi, elma nektarı... Bunlardan sadece ilki gerçekten elma!

Birtakım şeyleri kitaplardan okuyup altlarını çiziyor, sağda solda bunlara atıfla konuşuyoruz. Bu belki düşünmeyi tetikleyen bir faaliyet ama düşünmenin kendisi değil!

“Her asırda birkaç kişi düşünür, gerisi düşünülenleri düşünür sadece” diyor merhum Cemil Meriç.

Her gün milyonlarca kişi niyet kuşları gibi gagalarıyla söylenmiş sözler arasından payına düşeni arıyor.

Kalecinin penaltı anında yaşadığı endişenin bir benzerini ben de uzun bir paragrafa girdiğimde yaşıyorum. Ya o uzun paragraf bitmeden dünyada anlamın kıyameti koparsa diye...

Her gün işini gücünü bırakıp bütün diğer insanların iyi insanlıklarının ve dosdoğruluklarının çetelesini tutmayı alışkanlık haline getirenlere soralım: Rûz-i Mahşer'de mahkeme kurulup sual edildiğinde onların hesabını mı vereceksiniz?

Hikâyesini bilmediğiniz bir insanı bilemezsiniz. Hakkında duyduğunuz iyi ya da kötü herhangi bir şey, size herhangi bir insanı bildiğinizi düşündürüyorsa; aslında siz ne yazık ki kendi hikâyenizden de bîhabersiniz!

Bugün, evinizde oturup 'insanların üstüne yafta asmaca' oyunu oynayabileceğiniz her türlü teknik imkana fazlasıyla sahipsiniz. Buna karşılık, sizi tutan bir şey varsa, kulağınıza hakkaniyeti fısıldayan imanınızdır. O fısıltıya kulak veriyor musunuz?

Allah rahmetiyle her daim yeryüzünü yıkarken, hiç yağmayan bir kara bulut olmak yakışır mı insana?

Bir damla renk, bazen kumaşa düşer leke olur, bazen suya düşer ebru olur, hiç bilemezsiniz!

“Birinde bir çirkinlik görürsen tövbe et, birinde bir güzellik görürsen hamd et” diyordu eskiler.

“Nefsin” dedi meczup, “bazen sana bir başkası gibi görünür!”
#Karacaoğlan
#elma
#Boğaz
9 yıl önce
İnsan tartan terazi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti