|
Bir de böyle bakın, ne göreceksiniz
Her 10 yılda bir darbe yapmış kurum
nasıl olur da yıllarca kamuoyu araştırmalarında
“En güvenilir kurumlar"
listesinin başında yer alır?


Ya da temsilcileri idam edilen, sürgün yiyen, hapsedilen

siyaset kurumu

neden

“En güvenilir kurumlar"

listesinde aşağılarda kendine yer bulur?



Asker bazı dönemlerde neden kitle iletişim araçlarında görünür olmak ister?

Ya da, yaptığı veya yapacağını meşrulaştırma girişiminde bulunur?



Bütün bu soruların cevabı tek:

Çünkü askeri bürokrasi, iktidar alanını kimseye bırakmak niyetinde değildir.


Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) milletin gözbebeğidir. Peygamber ocağıdır. Bu milletin evlatlarından oluşur.

Hepsi tamam.



Ama

nedense, darbe yapan, başbakan asan, darbeye zemin hazırlayan da bu kurumdur

… Peygamber'in takipçilerini yıllarca kapısından içeri sokmayan, mütedeyyin dindar eşi başörtülü TSK mensuplarını bir bir kapının önüne koyan bu arada kriptoları ayıklamakta beceriksiz olan da aynı kurum.

Milletin evlatlarını alır dönüştürür, millete silah çeker hale getirir!


Bu vahametin düzeltilmesi için sivil siyaset 15 Temmuz'dan sonra TSK'da da köklü değişikliklerin adımlarını attı. Askeri okulların yapısı, müfredat değişimi bunlardan sadece bir kaçı… Ne olduysa da zaten ondan sonra oldu.



ASKERİN PR'A İHTİYACI MI VAR Kİ?


15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesinde Doğu ve Güneydoğu'da PKK terör örgütü ile çetin bir mücadele dönemi yaşandı. PKK terör örgütünün, hendek savaşı, ya da kırsala dayalı şehir savaşı olarak içimize akıttığı

terör faaliyetlerine karşılık büyük kahramanlık örnekleriyle asker ve polisimiz mücadele etti.

Terörü hendeklere, dehlizlere gömdü.



Buraya kadar sorun yok. Ama

yine o dönemde hatırlayın, asker başka organizasyonlarla da kitle iletişim araçlarında kendine yer aradı; buldu da...


FETÖ'CÜLERİN YERİNE KİM TALİP, KİM NEYE DÖNÜŞTÜ?


15 Temmuz darbe ve iç işgal girişimi

nden sonraysa bambaşka bir dönem yaşıyoruz.

FETÖ'cü alçaklar

ve onlarla iltisaklılar devletin her alanından temizlenmeye çalışılıyor. Bizzat darbeye kalkışıp, milleti tanklarla ezen, uçaklarla bombalayan, makineli tüfeklerle tarayan katil sürüsü ve onlara yardım edenler bugün yargının önünde.



Tam da bu aşamada

FETÖ'cü alçaklardan boşalan devlet kadroları ve özellikle TSK'daki kadrolar başka unsurlarca doldurulmak isteniyor

.



Bir de

FETÖ'cülerin başka bir vücutta yaşayan virüs

olduğunu biliyoruz. Bugün karşımıza

bazı Kemalist, ulusalcılar olarak çıkanlar gibi

mesela…



Kim ne derse desin,

“Balyoz darbe planı"

gerçekti. FETÖ'cü alçaklar Ergenekon'un içini boşaltmamış olsalardı TSK içindeki darbeci unsurlar gereken cezayı alacaktı… Ama her alanı zehirledikleri gibi bu alanı da zehirlediler ve olmadı!



BOL AKSİYONLU ASKER DİZİLERİNİN AMACI SADECE İZLENMEK Mİ?


TSK içinde FETÖ'cülerden boşalan kadrolara talip olanlar bugünlerde medyayı daha bariz kullanıyor. Zaten kendi medya organları var ama onların geniş kitlelere ulaşma ihtimali yok.



Bu yüzden,

geniş kitlelerin takip ettiği dizilere yöneldiler

. Şu anda majör kanallarda

“asker dizisi furyası"

yaşanıyor. Öyle

gariban er hikayeleri değil

. Üst rütbeli, özel gündemli askerlerin hikayeleri…



Dönem dönem, popüler işlerin yapılması kadar doğal bir şey olamaz. Savaş ve asker dizileri çekmek de...

Fakat bir taraftan FETÖ'cü unsalar, diğer yandan ulusalcı unsurlar diziler eliyle askerin milletin üzerindeki vesayetini savunuyor, teşvik ediyor, alttan alta mesaj veriyorsa

burada sorun var demektir!



Şunu unutmayın,

12 Eylül Askeri Darbesi'ni yapanlar TRT'de uzun yıllar, “Beyaz Gölge" dizisini yayınlattı.


Milleti ehlileştirilmesi geren siyahiler, başındakileri de onları ehlileştiren, kötü alışkanlıklardan kurtaran beyaz koç (beden öğretmeni) olarak gösterdi. (Bir süre sonra gördük ki Türkiye'nin her boş arsasına basket potası asıldı…)



Yine unutmayın,

12 Eylül rejimi, TRT'de 4. Murat dizisini yayınlatarak “otoritenin gücünü" milletin beynine kazıdı!


***


Bugün yeni bir döneme girmek üzereyken,

askeri öne çıkaran

, askerin yaptıklarının sorgulanamaz ve mutlak doğru olduğuna inanmamızı isteyen… Dahası,

Balyoz'dan, Ergenekon'dan, FETÖ'den yargılanan askeri personeli masum ve kahraman gösteren

, geniş kitlelere ulaşan

dizilere

bir de bu gözle bakmanızı salık veririm.



Ne yalan söyleyeyim, insan içinden çıktığı bu milletten ve değerlerinden bu kadar mı nefret eder be arkadaş?


Bugün 16 Nisan 2017; 15 Temmuz 2016'ın finali

Sandık başındayız. Referandum için oylarımızı veriyoruz. 18 Maddelik anayasa değişiklik paketinin akıbeti bugün vereceğimiz oylarla belli olacak.



Evet ve hayır cephesinin aylardır devam eden propaganda dönemi bitti. Şimdi artık, hepimiz oy verme kabininde vicdanımızla, kendimizle baş başayız. Birazdan oy pusulasının evet ya da hayır bölümüne mührü basacağız.



Ve bunu sadece kendimiz biliyoruz, bir de Allah!



Ben o kabine girdiğimde 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımı düşünüyor olacağım. Darbe ve iç işgal girişimine karşı bu milletin verdiği mücadeleyi düşünüyor olacağım. O mücadeleyi kimler boşa çıkarmak istiyor zihin dünyamda onları düşünüyor olacağım…



Ve ona göre oyumu kullanacağım.



Siz peki?



Görelim Mevlâm neyler, neylerse güzel eyler!



Yarın, çok daha güze olacak evvel Allah!






#ABD
#FETÖ
#15 Temmuz
#12 Eylül rejimi
#TSK
7 yıl önce
Bir de böyle bakın, ne göreceksiniz
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler