Ak Parti 3. Olağanüstü Kongresi geride kaldı. Kurucu lider Recep Tayyip Erdoğan 1000 gün sonra yeniden 1414 oy Genel Başkanı oldu.
Ak Parti kongresini sadece Erdoğan'ın genel başkan olması şeklinde okursak yanılırız. Yine cumhurbaşkanının bir partinin üyesi ve genel başkanı olması şeklinde yorumlarsak da…
Millet tarafından cumhurbaşkanı seçilen
Bu kez
Ancak Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın 7 Haziran ila 1 Kasım 2015 arasındaki olağanüstü liderlik kabiliyeti…
Partisiyle olan gönül bağı… Ve kurduğu ilişki biçimi belirleyiciydi…
Hayırlı olsun.
Erdoğan'ın genel başkan olması ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ak Parti Genel Başkanı olması kadar Ak Parti'nin yeni yönetiminde de değişim yaşanması kongrenin önemli hadisesidir.
Kongreyi yerinde takip etme şansım oldu. Sabahın erken saatlerinden akşam saat 18.30'a kadar Ankara Arena ve çevresindeydim.
Salona girebilenlerle de salon dışındakilerle de konuşma şansım oldu. Ak Parti'nin yeni yönetimine girenlerle de listede kendisine yer bulamayanlarla da konuştum.
. Tasfiye bekleyenler de… Bir mutabakatla yeni yönetim belirlendi. Şaşkın olanların çoğunun şaşırmışlık halleri “kendi çıkar hesapları”nın tutmamasıydı.
Bunlar önemli belki ama ben size zaman zaman eleştirdiğim bir husus konusunda Cumhurbaşkanımızın kongre konuşmasında verdiği mesajdan bahsetmek istiyorum.
Yok yok,
ya da
üzerinden verdiği mesajlardan bahsetmiyorum.
Sevgili
ağabeyin
şiiri üzerinden verdiği mesajdan bahsediyorum.
Ak Parti'de öyle bir zümre oluştu ki
hepsi. Yürürken… Trafikte araç kullanırken… Konuşurken… Astıyla iletişim kurarken… Sıradan vatandaş ile ilişki geliştirirken… Öyle bir
Paraları var… Ama paranın kültüründen uzaklar. Unvanları var ama o unvanın çok gerisinde vizyonları…
Topluma, millete üstenci bir bakışla bakmaya başlamışlar.
Mensup oldukları siyasal partinin gücünü kendilerine statü, para ve şöhret için kullanıyorlar. Hem kel, hem fodullar… Lakin kerameti kendinden menkul sanıyorlar!
Ben de o mesajı 3. Ak Parti Olağanüstü Kongresi'nin en önemli mesajı olarak not ettim.
İşte Cumhurbaşkanımızın okuduğu o kibir abidesi gibi ortalıkta fink atanlara göndermelerle dolu
ağabeyin şiiri.
Çiçeklerle hoş geçin,
Balı incitme gönül.
Bir küçük meyve için
Dalı incitme gönül.
*
Konuşmak bize mahsus,
Olsa da bir güzel süs,
'Ya hayır de, yahut sus.'
Dili incitme gönül.
*
Sevmekten geri kalma,
Yapan ol, yıkan olma,
Sevene diken olma,
Gülü incitme gönül.
*
Başın olsa da yüksek,
Gözün enginde gerek,
Kibirle yürüyerek
Yolu incitme gönül.
*
Mevlâ verince azma,
Geri alınca kızma,
Tüten ocağı bozma,
Külü incitme gönül.
*
Dokunur gayretine,
Karışma hikmetine.
Sahibi hürmetine
Kulu incitme gönül.
(
)